Bölüm 11 (Antik bir uyarı)

48 9 3
                                    

DÜZENLENMEDİ

Beynim olduğu gibi donakalsa da vücudum harekete geçti.

Daha önce koşmadığım bir hızla Selin'in yanına adeta uçtum. Sürüklercesine onu ağacın arkasına götürdüm.

Sorun olduğunu anladığı için bağırmamıştı. Görünmemek için dip dibe duruyorduk.

Selin ağaca yapışmış halde ne olduğunu sormaya korkar halde bekliyordu. Kendimi ağaç kabuğundan yardım alarak kaldırdım.

Önüne geçip gözlerinin içine baktım. Suratlarımızın arasında sadece on santimetre fark vardı.

"Beni iyi dinle. Bu adam bu kızı kaçırmaya çalışıyor. Bana en yakın acil yardım şeysinin bulunduğu yeri göster." dedim.

"Sen kızı götürmediğinden emin ol ben gidip onları çağırırım." dedi.

Gözleri korku doluydu. Nefesini suratımda hissediyordum. Gerçekten çok hızlı nefes alıp veriyordu.

Elini tuttum. "Hey korkacak bir şey yok. Sadece güvenliği çağır." dedim.

Kafasını sallayarak ayağa kalktı. Ve uzaklaştı.

Ağacın köşesinden maskeli adamı izlemeye devam ediyordum. Kızın bacağında kurşun halen saplı vaziyette duruyordu.

Adam ise kızın üzerinde bir şeyler arıyordu. Etrafa baktım kimsecikler yoktu.

Güvenliği hızlı gelmesini umarak ne yapabileceğimi düşünmeye başladım. Aklıma gelen tek şey ise kızı götürmemesi için dikkatini dağıtmaktı.

Nasıl yapabileceğimi düşünürken her saniye soğukkanlılığım artıyordu. Sonuçta bu adamla daha önce de karşılaşmıştım.

Sonunda aklıma bir fikir geldiğinde adam kızın üzerinde bir şeyler aramayı bitirmiş ceplerini boşaltıyordu.

Bir anlam veremedim.

Ama planım taş atarak dikkatini dağıtmaktı. İlk taştan ses çıksın diye kuvvetli bir şekilde adamın yakınlarındaki bir ağacın gövdesine fırlattım.

Şansım yaver gitmeseydi taş sadece yere düşecek ve ses çıkartmayacaktı. Otlar tüm sesi yutacaktı.

Taş çarptıktan sonra adam olduğu yerde sıçradı ve taşın ne olduğu saptamaya çalıştı. Sonra umursamamış olsa gerek kızı kucağına aldı. Sanırım taşıyacaktı.

Buna izin veremezdim. Daha kuvvetli ve burada olduğumu kanıtlayacak bir şey lazımdı. Daha sonra aklıma çok kötü bir fikir geldi ama aklıma getirebildiğim tek fikir buydu.

Hızlıca silahı elime almaya çalıştım. İlk seferde yapamadım çünkü çok terlemiştim.

Bunu yaparsam hedef ben olabilirdim. Ama kıza ikinci bir şans vermek istiyordum.

Adam kızı çoktan kucaklamış ve götürüyordu.

Bu sefer çok dikkatli ve gergin bir şekilde nişan alıp adamın bir metre uzağında ki ağaç kabuğuna bir boya topu gönderdim.

Ses adamı şok etmiş olmalıydı ki kızı bıraktı ve sinirle etrafına bakınmaya başladı.

Ağacın yaprakları beni kapatmasaydı görülebilirdim. Boya topu kesin bir kanıt olduğu için adam bu sefer kıza yönelmedi.

Silahına yöneldi.

Silahını iki eliyle tutarak benim olduğumu tarafa yönlendirdi. Maske taktığı için beni görüp görmediğini gözlerinden anlayamıyordum fakat adamın beni görmesi bence kesinlikle imkansız ötesi bir şeydi.

Şanslı Çocuk: Katil -Düzenleniyor-Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin