Bölüm 17

799 85 44
                                    

Minseok birkaç saat boyunca kollarıyla sımsıkı sardığı bedeni izlerken bir kere daha sevgisinin takıntılık değil "aşk" olduğunu düşündü. Kalbinin böylesine deli gibi atmasının başka bir açıklaması olamazdı onun için, en sonunda ise bastıran uykusuna dayanamayıp gözlerini kapattı ve Luhan'ın kokusunu içine çekerek uykuya daldı.

Sabah Minseok gözlerini açtığında Luhan çoktan uyanmış hala Minseok'a sarılırken onun gözlerine, dudaklarına kısaca yüzünün her zerresine dikkatlice bakıyordu ve bir anda "Çok güzelsin." dedi ve sesli söylediğini fark edip gözlerini kocaman açmış olan Minseok'a bakarken "Günaydın dedim!" diyerek durumu kurtarmaya çalıştı. Ardından kocaman bir gülümseme yerleştirip suratına Minseok'a karnının acıktığını söyledi. Minseok hemen Luhan'ın kolları arasından sıyrılıp mutfağa inip güzel bir kahvaltı tepsisi hazırladıktan sonra geri Luhan'ın yanına çıktı ve hiçbir şey demeden yanına oturup bağdaş kurdu.

"Sen yemeyecek misin Minseok?"

"Tek başına yemenin sıkıcı olduğunu bildiğimden önce senin yemeğini bekleyeceğim."

"Ya da benimle birlikte kahvaltı yapabilirsin." diyerek Luhan tepsisini gösterdi ardından bir zeytin alıp Minseok'a uzattı. Minseok ister istemez Luhan'ın teklifini kabul edip onunla birlikte kahvaltı yapmaya başladı. Kahvaltı bittikten sonra ise dünden bıraktığı bulaşıkları da yıkamak için mutfağa indi. Ardından salonda duran filmleri inceleyip Luhan'ın en favorisi Iron Man DVD lerinden birini DVD ye taktı ve film izlemek için gerekli olan her şeyi hazırlayıp Luhan'ın yanına çıktı. Luhan can sıkıntısından ne zamandır başucunda duruğunu bilmediği kitabını almış okumaya başlamıştı.

"Luhan tuvalete falan gitmen gerekiyor mu?"

"Aslında gerekiyor, ama kendim giderim ben. Sonuçta tuvalet şurada."

"Pekala gitmene yardım edeceğim ardından can sıkıntın için salonda film keyfine ne dersin? Ya da merdivenlerde eziyet çekmek yerine bilgisayarınla film keyfini burada mı yapmak istersin?"

"Aslında sana eziyet etmek istemiyorum, aşağıya indikten sonra yukarı çıkmam muhtemelen çok zor olacaktır ve beni taşımanı istemiyorum yani odamda yapsak çok daha iyi olur." dedi Luhan ve Minseok'un yardımıyla ayağa kalktı ve sıkıca Minseok'a tutundu.

Minseok Luhan'ı geri yatağına yatırıp özenle bacağını yastığın üzerine koyduktan sonra aşağıya inip DVD den filmi aldı ve mısır kabını ve Luhan'ın bilgisayarını alıp Luhan'ın odasına çıktı. Bilgisayarı Luhan'ın rahat bir şekilde görebileceği şekilde karşısına koyarken mısır kabını Luhan'ın eline verdi ve filmi ayarlayıp arkasına yaslandı.

"Rahat bir şekilde görebiliyorsun değil mi Luhan? Ve Iron Man'i ne kadar izlersen izlen sıkılmazsın diye bu filmi seçtim, başka film istersen gidip getirebilir ya da satın alabilirim."

"Uzun zamandır izlemiyordum zaten teşekkür ederim Minseok." diyerek Luhan gülümsedi ve bakışlarını filme çevirdi, kısa süre sonra ise yaklaşık onuncu kez izlemesine rağmen aynı heyecanla neler olduğunu takip etmeye başladı ve adeta dünyayı unuttu. Minseok ise bu sırada hem filme bakıyor hem de Luhan'ın tepkilerini inceliyordu. Bir süre sonra tamamen Luhan'a daldığında ise Luhan bunu fark edip,

"Minseok, filmi izlemen gerekiyor, beni değil." dedi ve bakışlarını ona çevirdi. Minseok şaşkınca Luhan'a bakarken, "Ben zaten filmi izliyordum, seni değil!" dedi ve başını çevirdi. Fakat Luhan ona hiç inanmadığını belirten bir şekilde gülümsedi ve Minseok'un çenesinden tutup kendisine çevirdi.

"Sana bir sorum var Minseok, benden hoşlanıyor musun yoksa bana sadece takıntılı olan bir fan mısın?"

Minseok yutkunduktan sonra Luhan'ın sorusuna cevap vermemek için hemen yataktan kalkıp odadan çıkmaya yeltendi fakat ayağa kalkmasıyla birlikte Luhan Minseok'u bileğinden tuttu.

"Soruma cevap vermeyecek misin Minseok?"

"Vereceğim cevabın bana ne kadar acı çektirebileceğini tahmin ettikten sonra vermesem daha iyi olur diye düşündüm." dedi Minseok ve anında kendini Luhan'ın altında buldu. Luhan önce bacağının acısıyla birlikte gözlerini kapatıp Minseok'un üzerine kendi bırakıp bacağının arısının biraz geçmesini bekledi ve ardından hafif yükselip Minseok'un gözleri içerisine baktı.

"Sen evden aniden çekip gidince, birden bire kendimi farkında olmadığım bir depresyonun içinde buldum Minseok. Sen gittikten sonra evde yalnız kalınca odana indim ve albümlerine baktım, beni gerçekten psikopat gibi takip etmişsin-"

"Her birini sana verebilirim, bundan hoşlanamayacağını tahmin etmeliydim..."

"Sözümü kesme ve beni dinle tamam mı Minseok? Onları bana vermeni falan istemiyorum, ben sadece şaşırdım, resmen her anımı çekmişsin, birden bire kendimi farkında olmadığım bir depresyonun içinde buldum Minseok. Sen gittikten sonra evde yalnız kalınca odana indim ve albümlerine baktım, beni gerçekten psikopat gibi takip etmişsin-"

"Her birini sana verebilirim, bundan hoşlanamayacağını tahmin etmeliydim..."

"Sözümü kesme ve beni dinle tamam mı Minseok? Onları bana vermeni falan istemiyorum, ben sadece şaşırdım, resmen her anımı çekmişsin, bir tuvalette işerken çekmemesin." Minseok tekrar ağzını açacak gibi olunca Luhan hemen ona susmasını söyleyip konuşmasına devam etti. "Ardından senin kilitli albümüne baktım, evet geyiğinin gizli bölümünü buldum ve anahtarı içinden alıp onu inceledim, o tüm albümlerinden daha özeldi. Şuan konuşmanın nereye gideceğini bilmiyorum fakat..."

"Luhan ne demeye çalışıyorsun?" diye sordu Minseok dayanamayıp. Luhan ise kendisinin bile ne demek istediğini bilemediğini düşünüp derin bir nefes aldı ve bedenini tekrar Minseok'un üzerine bırakıp dudaklarını Minseok'un kulağına değdire değdire konuşmaya başladı.

"Yeniden tutsağım olmanı istiyorum fakat tek bir farkla, tamamıyla bana ait olmanı, beni hiç bırakmamanı ve tutsak olacağın yerin kalbim olmasını istiyorum." 


*Yorum bırakmayı unutmayın ♥*

Number : 7Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin