15

21.2K 753 21
                                    

Sonrası Peri'nin doğum sancılarının getirdiği çığlıklardan ibaretti. Awir'in kucağında arabaya bindirilmiş Nizar ve Karin ile hastaneye götürülüyordu. Nizar durmadan derin nefes alması gerektiğini söylüyordu. Karin ise kendini iyiden iyiye ailenin hasta bakıcısı olarak görmeye başlamıştı. Bir an düşündü. Doktor ve hasta bakıcının muhteşem aşkı. Sonra gülümsemeye başladı bu aptal fikir karşısında. Ama Nizar'ın "Niye gülüyorsun? " demesi üzerine soldu yüzünde açan güller. O tarafa dönüp bakmadı bile bu sözlerden sonra. İlgisi tamamen Peri'deydi şu an.

Acı dolu inlemelerin arasında bir kaç şey seçiliyordu elbette. Mesela Awir'in sülalesini ele aldığı küfürler. Özellikle de "Bir daha seni değil yatağıma aynı evin salonuna bile almayacağım. " ve "Bu ilk ve tek çocuğumuz olarak kalacak. " cümlesi sık sık duyuluyordu. Karin tekrar gülmeye başlamıştı bu hallerine. Awir ise endişeliydi. Neticede sevdiği kadının canı yanıyordu. Ne dediğini bilmeden "Hayatım sen bunu doğur kardeşlerini de ben doğururum. " deyiverdi.

Nizar da kahkahalarını salıvermişti artık. Söylediklerinde bir terslik olduğunu anlayan Awir cümlesini düzeltti. "Aman ne diyorum ben be?! Sen bunu doğur, kardeşleri için basıcam parayı en iyi taşıyıcı anneyi doğurucam. Aman tutucam! "

"Yok taktı kafayı doğuracak. " dedi Nizar gülerek.

"Bu gidişle 9 ay da dayanamazsın sen Awir. " dedi Karin.

Aralarında dört yaş vardı olmasına. Birde Awir'in Mardin'deki konumu vardı. Saygı açısından abi veya ağa demesi gerekirdi ama aylar önce çektiği restin arkasında duruyordu. Kolay kolay da vazgeçmeyecekti bu üstün tavırından. Sonuçta Awir Ağa'ya silah doğrultan ve onu herkesin içinde aşağılayan ilk kadındı Karin. Nizar'ın da saygısını bu duruşu ile kazanmıştı. Gidişinin temellerini bunlar atmıştı. Konudan fazla uzaklaşmadan vitesi "R" ye takıp kaldığımız yerden devam edelim.

Bu komik diyaloglara Peri'nin ciddiyeti son noktayı koydu. "Awir bir sus! Sizde gülmeyin. Ulan doğuran biri var zaten ne diye ikinciyi aranıyorsunuz. "

Awir "Ben bir şey yapmadım. " ile "Onlar başlattı. " arasında bir itiraza başlarken açtığı ağzını Peri'nin feryat figan ağrıları arasında çıkardığı korkutucu ses ile kapamak zorunda kaldı. "Awir bir sus! "

Bu diyaloglardan sonra arabada derin nefes alış veriş sesleri hakimdi. Bu tempoda yetiştiler hastaneye. Nizar hemen sedye getirilmesini söyledi. Sonrası müthiş bir uyum ile gerçekleşti. Peri'yi hemen doğumhaneye aldılar. Tek bir sorun dışında her şey çok iyiydi. Peri'nin çığlıkları hastaneyi yıkıyordu. Awir ise çoktan volta atmaya başlamıştı. Sürekli kolunda takılı olan gümüş rengi saatine bakıyordu. Ama bir sonraki bakma tutu gelmeden en fazla beş dakika geçiyordu. Sürekli içeri girmekten bahsediyordu. Onun bu baskısına dayanamayan Nizar içeriye girmeye çalışan doktor Ayşe'yi ikna edip içeri girmeyi başardı.

Doktor Ayşe Lerzanları bizzat tanımasaydı, bir genel cerrah içeride lazım olan en son şeydi, ama nasıl olduysa Nizar'ın içeri girmesine izin verdi. Bu da dışarıda yalnız kalan Awir ve Karin için ölümcül bir beklemeydi. Awir doğumhane önündeki koltuklara oturdu. Karin de zor da olsa destek olmak için yanındaydı. "Hevraz'la konuştum az önce. " dedi Karin bir konuşma başlatmak amacıyla. "Helin endişelenmiş, bir de baban merak etmiş. " diye de ekledi.

"Kesin etmiştir. "

"Uzaktan iş bitirici bir takım gibisiniz ama ben yutmam. "

"Yutsan şaşardım. " dedi Awir. Biliyor musun haklı olmandan nefret etsemde gerçeği değiştiremiyorum. "

"Daha da haklı olduğum bir konuyu duymak ister misin? "

"Hayır istemem. Ama bu senin anlatmana engel olamayacak değil mi? "

"Malesef. " dedi Karin. Şimdi sen baba olmaktan korkmuyorsun. Sen o Haydar piçi gibi bir baba olmaktan korkuyorsun. "

Yalancı bir sinirle baktı Karin'e. "Nasıl yapıyorsun? "

"Neyi? " diye sordu Karin.

"Senden nefret edemiyorum. "

"Çünkü beni seni sevmek zorunda bırakan bir bağımız yok. Bu da beni çevrendeki en gerçek arkadaş yapıyor. "

"Allah Allah. Çok biliyorsun. Yalnız bu yaptığın bir şair ile aşık atmak. Aklını alırım sonra. "

"Bu geceden sonra alacak aklın kalırsa. "

"Ne demek bu? " dedi Awir merakla.

"Şöyle ki. Peri çocuğu doğuruyor. Erkek olursa ne demek olduğunu biliyorsun değil mi? "

"Kendi çocuğunu bırakıp gideceğini söylemiyorsun herhalde. "

"Peri'nin tek bir hayali vardı Awir. O da bu lanet yerden kurtulmak, kaçmak. Ama her defasında geri döndü. "

"Hala anlamıyorum. "

"Gidecek olması geri gelmeyeceği anlamına gelmez. "

"Ama gidecek diyorsun. "

"Beş yıl önce nasıl kaçıp gittiğini en iyi sen biliyorsun. Bir yol bulur bulmaz gideceğini de. "

"Belki de bir yol bulmuştur. " dedi Awir gizemle.

"Bilmece gibi konuşuyorsun. "

"Şimdi bunu sana anlatma sebebim şu doğum olayını kafamdan atmak istiyorum hemde senin Haydar'dan ne kadar nefret ettiğini biliyorum. Üstelik aylardır sır saklayacağım diye patladım! " dedi kinayeli bir isyanla. Bu arada doğum hala devam ediyordu. Nizar da içeriden çıkmamıştı daha.

"Peri benimle çalışmaya başladığında Haydar'ın imzaladığı sözleşmelerde bir açıklık fark etti. Burdan ihraç ettiğimiz araba parçaları vs. sözleşme imzalanan şirket tarafından denetlenecek ve onaylanacaktı. Bu da şirketin istediği malların gitmesi demek. "

"Kaçakçılık. " diye fısıldadı Karin.

"Ne kaçakçılığı olduğunu ispatlayamadık. Ama gittiği yerlere bakılırsa büyük ihtimalle ruhsatsız silah. "

Bu sırada Nizar içeriden çıktı. Awir de onun çıkışını görünce ümitlendi.

"Henüz doğurmadı. " dedi Nizar.

"Sen niye çıktın o zaman. " demişti Awir.

"E beni istemedi yanında da ondan. Bir de kafayı sıyırdı korkumdan çıktım. "

"Ne? " diye sordu Karin gözlerini kısarak.

"Ya 'bana ilaç verilmeyeceklerse vur bana. '(Çok sevdiğim Ateşböceği Yolu romanından bir alıntı) demeye başladı. Korktum valla o sinirle öldürebilirdi. "

"Keşke öldürseydi. " dedi Karin yüzünü iyiden iyiye buruşturarak. İyice Nur Yerlitaş'a benzemişti.

Awir de bu ikili ile dalga geçerken gülümsemesi yüzünde dondu kaldı. Duyduğu sesle, kendine gelemedi bir süre. En nihayetinde olanları fark edince donan gülümsemesi kaldığı yerden yayılmaya devam etti yanaklarında. Nizar ve Karin ise ne yaptıklarını bilmeksizin sarılıyorlardı birbirlerine. Hatta kaçamak bir öpücük almış bile olabilirdi Nizar.

Bu büyülü ses, aslında Karin ve Awir'in son bir haftadır alışık olduğu sesti. Şimdi ise doğumhaneden gelen bu ses, bir bebeğin ağlama sesiydi.

Bebek kız mı olacak erkek mi? Haydar Ağa silah kaçakçılığı mı yapıyor? Nizar ve Karin barışacak mı? Azwer'e neler oldu?

Hepsi ve daha fazlası bir sonraki bölümde :D jsjssjkskssk çok magazinsel bir son oldu

MARDİNHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin