"Siktir"

BÖLÜM 23 - Bilmediğim Ne Var?

Gözlerimi açtım. İlk defa böylesine uykumu almıştım. Sağa döndüm sonra da sola. Gülümseyerek kalktım ilk defa. Hiç birşey yolunda gitmiyordu belki ama gülümsedim. Dışarı baktım. Oo öğlen olmuş. Banyoya girip elimi yüzümü yıkadım. Dolabımı açıp boş boş baktım. Üstüme bana büyük gelen bir kazağımı altıma da siyah taytımı giydim. Havalar okadar soğuk değildi yani dondurucu soğuk değildi. Saçlarımı tepeden bağladım ve ördüm. Aşağı indim. Ebrar televizyon izliyordu.

"Tünaydın Elis hanım " dedi Ebrar bana bakmayarak. Güldüm ve mutfağa girdim. Dolaptan sütü çıkardım bugün yaren izinliydi. Dolapların birinden kase ve Coco pops çıkardım.

" Ebrarr Coco pops istiyor musun " diye bağırdım.

" Hayır "

Kaseyi bir tepsiye koyup Ebrar ın yanına gittim. Koltukların birine yayıldım. Ebrar magazine bakıyordu. İy hiç sevmem. Coco popsuma yoğunlaştım.

" Bugün buluşalım dedik biraz sonra bir kafede buluşcaz "

" Kom Kom " dedim ağzım doluyken.

" Evet Elis tüm ağzının içini gördüm ve iğrençsin bizim tayfa buluşcaz bide. " hahah iğrenç ben sjsjs.

" Berkte geliyor ozaman " dedim bitmek üzere olan kaseme bakarak. Çok mu hızlı yemiştim ne?

" Evet Berk ve Rüzgarda geliyor " Ney Rüzgar mı?

" Rüzgar ne alaka " dedim tek kaşımı kaldırarak.

" Oda bizimle artık " dedi sinirle önüme döndüm. Normalde sevinmem gereken şeye sinirlenmiştim. Gerçekten çok saçmaydı. Tepsiyi alıp mutfağa gittim. Tepsiyi sertçe koydum.

"Kırdın lan " dedi Ebrar bağırarak. Su içtim. İlk defa içimden güzel olmak geldi. Böyle ilgi çekici doğal güzel olmak.

" Hadi hazırlan çıkalım " dedim merdivenleri çıkarken. Ebrar ın arkamdan mal bu dediğini duymamış gibi yaptım ve odama girdim. Dolabımı açtım. Beyaz gömlek çıkardım, bol normalde göbeğimi baya gösterecek toz pembe kazak çıkardım altıma da siyah pantolon. Üstümü giydikten sonra aynanın karşısına geçtim. Saçlarımı taradım sonra yandan salaş bir örgü yaptım. Örgüyü beğenmedim ve saçlarımı açtım belimde olan saçlarım dalgalıydı gözlerime eyelenir çektim. Dudaklarıma çok belli olamayan şeftali tonunda ruj sürdüm. Aynaya baktım gayet iyiydim. Aşağı indim. Ebrar klasik bir topuz yapmış geyikli kazak giymiş ve altına da siyah tayt giymiş. Gayet güzeldi. Siyah botlarımı giydim. Üstüme de siyah deri montumu giydim ve arabanın anahtarını alıp çıktım. Ebrar da arkamdan çıktı. Jipe bindim Ebrar da binince direk çıktım. Bülent abiye selam verip gaza bastım. Ebrar müzik açtı.

Backstreet Boys - Incomplete çalıyordu. Bu şarkıyı çok seviyordum. Gerçekten çok güzeldi. Ebrara baktığımda dışarı bakıyordu. Gülümsüyordu neden ki? Niye gülümsüyordu?

"Ebrar "

" Ha? "

" Neye gülümsüyon " dedim şüpheci bir şekilde. Bir anda düzeldi kafasını salladı.

"Neye gülümsicem mal mısın" dedi telaşlı bir şekilde. Bunda bir işler var ama çıkar kokusu. İnanmamış gibi baktım direk kafasını çevirdi. Arabayı park edip indim. Bizimkiler gelmişti. Rüzgarın arabası yoktu.

Artık var.

Yanıma park etti ama arabasını değiştirmişti. Jip almış. Umrumda değil bakışı atıp içeri girdim. Ebrara baktığımda Rüzgarla selamlaşıyordu. Bizimkilerin yanına gittim.

"O Elis hoş geldin " dedi Ekin. Gülümsedim ve Çetinle Burağın arasına oturdum. Berk elini pelinin omzuna atmış oturuyorlardı. Okadar güzellerdi ki. Pelinin o yüzündeki gülümseme hiç bir yerde yoktu. Kafamı eğdim gözlerim dolmuştu. Çaktırmadan sildim. Herkes gelmişti. Garson gelip siparişlerimizi aldı. Ben kolayla pasta almıştım. Genellikle herkes öyle almıştı. Rüzgara baktığımda sinirle bana bir de Çetine bakıyordu. Ne varki bunda yani. Sinsice gülümsedim.