Ashton: Hey, bilinmeyen numara! Naber?
Bilinmeyen Numara: İyiyim Ashton :) Sana birşey sormak istiyorum. Arkadaşlarının arasından hangi kızı kardeşin gibi görüyorsun?
Ashton: Amanda'yı.
Bilinmeyen Numara:Neden?
Ashton: Onunla 1 sene geçirdim. Bu bir sene içerisinde annesi ve babası boşandı. Babası Amerika'ya taşındı. Burada annesinden ve bizden başka kimsesi yoktu. En zor zamanlarında benimle dertleşti sürekli. Diğerleriyle benim kadar yakın değildi. Ben de onu kardeşim gibi görüyorum. Aynı yaşta olmamıza rağmen. Bunu neden sordun?
Bilinmeyen Numara: Merak ettim ve sordum. Sen Ashley'den ayrıldın mı?
Ashton: Evet, ayrıldım. Banane dedi. Beni sevmiyormuş. Üzülmedim. Bende onu sevmiyordum. Ashley ile ayrıldığımı Amanda'ya söyledim ve barıştık :)
Bilinmeyen Numara: Ne güzel, buna çok sevindim.
Bu arada, artık sana ipucu vermeyeceğim.Ashton:Neden?
Bilinmeyen Numara: Kafanı çalıştır Ash.
Ashton: Ahh, pekala. Seni bulacağım.
Bilinmeyen Numara: Umarım bulursun. İyi günler Ash :)
Ashton: Iyi günler bilinmeyen numara :)
"Kardeş gibi mi görüyor" dedi Amanda kendi kendine. Hiç şansı yoktu. Belki çok az vardı. Kimi kandırıyordu ki? Hiç şansı yoktu. Her sene sonu yaptıkları okul partisinde ona söyleyecekti. İki hafta vardı. Daha fazla saklayamazdı ondan. Onu sevdiğini bir tek Michael biliyordu. Michael anlamıştı Ashton'u sevdiğini. O da onaylamıştı. "Bunu yapacağım" dedi kendi kendine. Başka bir yolu yoktu.