DARK BLOOD

44 7 5
                                    

Okulda olan o tuhaf olayın üzerinden 1 hafta geçti. Ben nedenini bilmediğim bir şekilde herseferinde kızı düşünüyorum. Birini öldürmüş olsa bile... Ondan kaçamıyorum ona yaklaşmak istiyorum. Onun yanındayken ne diyeceğimi bilemiyorum. Ondan uzaklaşmak istemiyorum. Bir yandan onun ağlama görüntüsü düşündüğümde içim parçalanıyor. Belkide onun bir suçu yoktu. O da istemiyordu. Okulda yoksa neden ağlasın. Çocuğu öldürdüğünde özür dileyerek ağlasın ki. Kendi de istemiyordu. Kafam çok karışık. O kızla biran önce konuşmak istiyorum. Nerde olduğunu bile bilmesemde. Onun karşıma geçip ilk günkü gibi gülmesini istiyorum. Yeniden gülmesini...
Tüm Kore bunu konuşuyor bu olayı konuşuyor. Birçok polis onu arıyor. Bulurlarsa büyük ihtimalle kızı öldürecekler yada hapse atacaklar.
Elimi yüzümü yıkayıp aşşağıya indim. Bizimkiler kahvaltı yapıyorlardı. Bende gidip kahvaltı masasına oturdum. Baekhyun bir haber kanalı açtı.
"Herkes biliyor ki 1 hafta önce korkunç görüntüler çıkmıştı ortaya. Bir okulda kız çocuğun ruhunu yedi ve ortadan kaybolmuştu. Polis detaylı bir araştırma yaptıktan sonra kızların ev adresini öğrendi. Bugün baskın yapacaklar. Umarım bir an önce kızı öldürürler. Diğer haberimize geçelim..."
Televizyondaki bu muhabirin söylediklerini duyunca D.o ile beraber
"Baekhyun kapat şunu." Dedik. Baekhyun bir süre durdu. Ve televizyonu kapattı. Ardından zil çaldı. Ve D.o kapıya yöneldi. D.o kapıyı açar açmaz içeriye 2 kişi girdi. Önde olan D.o'yu esir aldı ve konuşmaya başladı.
"Herkes çenesini kapasın!" Diğeri içeriye girip kapıyı kapattı. Yüzlerini kapatmışlardı. D.o'yu esir alan
"Ah çok sıcak." Dedi ve maskesini çıkarttı. Bıçağıda D.o'dan çekti ve D.o hemen yanımıza geldi. Maskeyi açtığında gördük ki bu İkbal'dı. D.o önce şaşkınca baktı ve gülümsedi. Gülümseyerek
"İkbal." Dedi. İkbal D.o'ya bakarak gülümsedi. Yanındaki kız maskesini çıkarttı. Ve çıkarttığında
"Bende sizin bildiğiniz Seniha. Nam-ı diğer DAXIN. Umarım korkmazsınız. Suho'nun benimle konuşmak istediğini duydum." Dedi ve gülümsedi.
Yine ilk günlü gülümsedi. Ben kafamı sallayarak onayladım. Sonradan kendimi birden onunla beraber sahilde buldum. Geziyorduk. Seniha karşıya bakarak
"Evet benimle neden konuşmak istiyorsun?"
"Bunu zaten bilmiyor musun?"
"Hayır, kuşlarım bana" dedi ve bana dönerek
"Neden benimle konuşmak istediğini söylemediler." Gülümsedi. Yeniden karşıya döndü.
D.O'NUN AĞZINDAN
Suho ve Seniha sahile gittikten sonra evde ikbal ve bizim çocuklar ile başbaşa kaldık. Çocuklar odalarına çekildiler. Ergenler ne olacak. Tablet telefon oynuyorlardı. Biz İikbal ile baş başa kaldık. Sonra ona aç olup olmadığını sordum. Aç olduğunu söyledi. Ve biz beraber yemek yapmaya karar verdik. İkbal yemek yapmayı çok severmiş. Tüm stresini,sinirini falan atarmış. Evde yemekleri o yaparmış. Aynı benim gibi... Beraber ramyun yapmaya kara verdik. Onunla beraber mutfağa gittik. Ben kimchi de istediğimi söyledim. Ve onunla beraber yemek yaptık çok eğlenceliydi.
SUHO'NUN AĞZINDAN
Onunla bir süre dolaştıktan sonra eve dönecektik. Saat 00(12)(24)'dı. Çok geç olmuştu. Bizde eve dönmek için bir sokaktan geçicetik. Heryer çok sessizdi. Kimse yoktu ortada. Sadece ikimizdik. Baş başa... Sağımızdan bir ses geldik.
"Oyuncak. 1 oyuncak ve yanında bir kahraman."
Ben sağa döndüm sağdan 3 çocuk geliyordu. Ortada duran liderleri gibiydi. Seniha ise hiç dönmeye bile tenezzül etmedi. Benim karşımdan 3 tane çocuk geliyordu. Etrafımızı birden sardılar. 30 kişiye çıktılar. Seniha sadece sırıtıyordu. Çocukların bir kısmı beni yakaladı. Seniha yavaşça sağa döndü. Ve konuşmaya başladı.
"Naega jeil jal naga(ben en iyisiyim)"
Liderleri güldü ve kafasını sağa doğru oynattı. 2 çocuk Seniha'yı duvara yapıştırdı. Lidrrleri geldi ve Seniha'yı çenesinden tutup
"Bu oyuncak çok mu cesur?" Dedi ve sırıttı. Elini yüzünden çekti. Seniha bana baktı ve başı birden yere düştü. Kafasını sağdan kaldırdı. Saçları birden sonlara doğru kırmızı oldu. Ve liderlerine bakıyordu.
" Naega jeil jal naga!"
Dedi ve ellerinden onu duvara yapıştıran çocukları liderin üstüne ittirdi. Bir adım attı elleri yere bakar bir şekilde yerleştirdi. Ve bizi saran bir ateş belirdi. Ateş bizi çevreliyordu. Herkes korku içinde Seniha'ya bakıyordu. Seniha'nın yüzünde ise bir sırıtma vardı. Gözleri kıpkırmızıydı. Elleri yanıyordu. Saçları da kıpkırmızıydı. Ani bir hareketle bir çocuğu eliyle çekti ve kafasını sola yatırıp ağzını açtı ve çocuk yere düştü. Herkes korkulu gözlerle olanları izliyordu. Çocuklar beni bırakmıştı ve geriye doğru gidiyorlardı. Bense olduğum yerde duruyor ona bakıyordum. Tabiki bende korku dolu gözlerle... Seniha liderlerini kendine çekti ve kulağına fısıldadı.
"Sana bir sır veriyim mi? Ben ruhlarla beslenirim." Geri çekildi ve onu aynı şekilde ağzını açtı 1-2 saniye sonra çocuk yere yığıldı. Seniha tek bir hareketle benim dışımda tüm çocukları yere yatırdı. Diz çöktü ve kafasını kaldırıp ağzını açtı. Diğer çocuklarda aynı şekilde öldürler. Seniha'nın yüzünde ise sadece bir sırıtma vardı. Kafasını indirdi ve gözlerini kapatıp açtı. Kafasını düzgünce kaldırdı ve etrafına baktı. Artık kırmızı değildi. Yeniden kafası yere düştü sağdan kalktı. Aynı kırmızı haline geri döndü. Sırıttı ve yeniden kafasını kaldırıp gözlerini kapatıp açtı. Kırmızı hali yok oldu. Telaşlı görünüyordu. Ben hemen yanına gittim. Beni görünce
"Git." Dedi.
Ben durmaya devam ettim.
"İyi misin?"
"Çabuk git!" Ben ne yapacağımı bilemedim.
"SANA GİT DEDİM!!!" bu sefer sesi her yerde yankılandı. Bende koşarak yanından uzaklaştım. Bir evin arkasına geçtim. Seniha gözlerini kapattı ve açtı. Yine kırmızı haline döndü. Kafasını yukarı kaldırdı. Ve üfledi. Ağzından ateş çıktı ve bu yanındaki tüm cesetlerin kül olmasına sebep oldu. Seniha sırıttı ve elleri deymeden külleri alıp şehire doğru ilerledi. Ben hemen ikbal'i aradım.
"Alo. İkbal Seniha'ya birşey oldu."
"Ne oldu?" Telaşlanmış gibiydi.
"Bilmiyorum. Saçları gözü falan kıpkırmızı oldu. Ağzından ellerinden ateş çıktı. Ruh yedi."
"Seniha nerde şuan?" Aşırı korkmuş gibiydi.
"Şehire doğru ilerliyor."
"Tamam, ben hemen geliyorum. Sen nerdesin?"
"Bana gitmemi söyledi. Bende evin arkası da onu izliyorum şuan."
"Ben sizdeydim. Geliyorum. Bekle." Arkadan bizimkilerin sesi geliyordu.
'Ne olmuş? Nereye gidiyorsun?' Gibi. 5 dakika sonra bizimkiler ve İkbal bulunduğum yere geldiler. Ve onlarla beraber Seniha'nın bulunduğu yere doğru ilerledik. Oray vardığımızda Seniha duvara birkaç polis ve bir aileyi küllerle yapıştırmıştı. Aileden bir kızı küllerle aldı ve yere koydu. Bize arkasını dönmüştü. Yine kıpkırmıydı. Seniha kızın üstüne yürüyünce İkbal
"Seniha!" Diye bağırdı. Seniha durdu ve yavaşça arkasına döndü. Biz İkbal'e bakıyorduk. İkbal kararlılıkla Seniha'ya bakıyordu. Seniha bir sırıtışla bize bakıyordu. Bizde Seniha'ya döndük. Seniha ağzını açıp konuşmaya başladı.
"Yanlış konuşuyorsun. Ben Seniha değilim. Ben DARK BLOOD." İlk cümleyi ve 2. Cümleyi kafasını sağa sola oynatarak son cümleyi vurgulayarak ve kafasını öne alarak söylemişti. Yüzünde bir sırıtış vardı. O sırıtıl yavaşça gitti. Gözlerini kapatıp açtı. Ve nefe nefese kaldı. Zorlanarak konuştu
"BEN DARK BLOOD DEĞİLİM!!!! BEN DAXIN'İM!!!!" Sesi heryerde yankılandı. Sonra dizlerinin üstüne düştü. Sonra konuşmaya devam etti. Ama bu söylediklerini çok kısık sesle söylemişti.
"Ben DAXIN. Kötü bir yaratık değilim. Canavar değilim. Ben... Ben iyiyim." Sonra dayanamayıp ağlamaya başladı. Ben yanına gittim. Ve bana sarıldı.
"Ben kötü bir yaratık değilim."
Ağlaması hızlandı. Titreyerek konuşuyordu. Ona sakin olmasını söyledim. Sonra onlarla beraber bizim eve gittik. Seniha sakinleştiği zaman yere bir oda açtı ve orada kaldılar. Biz bugün bu konu hakkında konuşmamaya karar verdik. Yarın konuşacaktık.

DAXINHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin