Ali, ne diyeceğini bilmeden öylece kalakalmıştı. Düşündü, düşündü. Sonunda ne diyeceğine karar verdi.
Ağzından şu kelimeler döküldü:"Şey ben onu, hani seni hastaneye götürdüğüm gece var ya işte o gece sen eve girdikten sonra koltuğun üzerinde buldum. Bir ara sana veririm diye torpidoya koymuştum. Unutmuşum..
"Anladım, ben de özellikle sakladın zannettim." dedi Selin
"Yok canım ne diye özellikle saklayayım? Unutmuşum."
"Öyle olsun bakalım"
Selin eve girdikten sonra Ali de rahat bir "OH" çekerek arabayı çalıştırdı. Eve geldiğinde babası onu salonda karşıladı.
"İyi geceler Ali Bey"
"İyi geceler babacım. Yatmamışsın daha.."
"Seni bekledim. Gel biraz konuşalım"
"Çok uykum var. Yatsam diyorum hemen"
"Sana konuşmamız lazım dedim!!"
Haluk beyin ses tonunu yükseltmesi Ali'yi korkutmuştu.
"Ne konuşacağız?"
"Bugün yaptığın şeyi mesela.."
" Ne yapmışım?"
"Ben salak değilim Ali! Ne yapmaya çalıştığını anlıyorum. Bu evliliğin gerçekleşmemesi için uğraştığını bilmediğimi mi sanıyorsun?"
"Madem farkındasın evlenme o zaman. Zorlama!"
"Bak sen ne düşünürsen düşün ben bu evliliği yapacağım. O kızı da aptal oyunlarına alet etme!"
"Biliyor musun? O kız da benimle aynı fikirde. Sana güvenmiyor!"
"Aklını bulandırdın değil mi?"
"Yoo. Benim hiçbir etkim olmadı."
"Boşuna uğraşıyorsunuz. Ben Güneş'le evleneceğim ve siz iki işbirlikçi bunu engelleyemeyeceksiniz!"
"Göreceğiz!" dedi ve odasına çıktı Ali.
Sabaha kadar babasıyla konuştuklarını ve Selin'i düşündü. Acaba babasının dediği gibi vaz mı geçseydi. Yoksa sonuna kadar devam mı etseydi? Bunları düşünerek uykuya daldı.
Selin sabah uyandığında saat çoktan 9 olmuştu. Hemen kalktı ve hazırlandı. Kahvaltı etmedi. Okula gitmek için dışarı çıktı. Kolundaki bileklige bakınca aklına dün gece geldi.
Ali'nin dün gece söylediklerini hatırladı. O sözler nedensizce kafasına takılmıştı. "Boşver Selin. Ne düşünüyorsun?" diye kendini uyardı ve okula gitmek için otobüs durağına yürüdü.
Otobüsün gelmesini beklerken aniden:
"Hey! Koca gözlü kız " diye bir ses duydu.
Arkasını döndüğünde ona gülerek bakan bir çift mavi göz gördü. Şaşkınlıktan öylece kaldı.
Kendine gelince:"Senin ne işin var burda? Beni mi izliyorsun sen?!"
"Yoo burdan geçiyordum. Çaresizce otobüs beklediğini görünce yardım edeyim dedim. Nasılsa aynı yere gitmiyor muyuz?"
"Birlikte okula gideceğimizi falan mı zannediyorsun sen?"
"Aynen öyle:)"
"Rüyanda görürsün sen onu!"
Ali;
"Sen bilirsin" dedi ve devam etti"İlk ders oldukça önemli. Geç kalınca almıyor hoca. Senin otobüs 1 saate ancak gelir ama yine de sen bilirsin!"
Selin biraz düşününce hak verdi. Gitmek için hazırlanan Ali'ye;
"Dur, tamam. Allah'ın cezası" diye bağırdı.
Arabaya binerken:
"Mecbur olmasam bilmezdim. İlk ve son kez tamam mi?"
"Tamam" dedi ve okula doğru yola çıktılar.
Yol boyunca ikisi de fazla konuşmadı. En sonunda sessizliği bozan Selin oldu:
"Ee şu yemek işi ne oldu? Ayarlayabildin mi?"
"O iş biraz sıkıntılı. Babam anlamış bir iş cevirdigimizi. Açıkçası korkuyorum ters teper diye"
"Bir işi de becersen şu güzel dişimi kiracagim ya!!"
"Anlamış adam ne yapayım?"
"Ne yapacağız şimdi peki?"
"Bilmiyorum iyice düşünmeliyiz"
"Peki tamam" dediğinde okulun bahçesine gelmişlerdi. Arabadan indiler ve okula girdiler...
Haluk Ali'nin yapacaklarindan oldukça endişeliydi. O yüzden bu evlilik işini hemen gerçekleştirmek istiyordu.
Hemen Güneş hanımı aradı ve buluşmak istediğini söyledi.1 saat sonra bir kafede buluştular. Haluk konuyu hemen açtı:
"Bak Güneş, ben seni geç buldum ve kaybetmek istemiyorum. O yüzden de evlilik işini geciktirmeyelim diyorum"
Güneş hanım oldukça şaşırmıştı:
"Yani Haluk??" diye cevap verdi.
Haluk oldukça emin bir şekilde:
"Yarın hemen evlenelim diyorum. Beklemeyelim"
Güneş:
"Bu çok ani oldu Haluk bana biraz zaman ver! Kızlara danışayım, düşüneyim"
"Düşünmeye gerek var mı? Seviyoruz birbirimizi. Evlenelim Güneş lütfen!"
Güneş bu duruma kızların da memnun olacağını düşündü ve bu teklife evet dedi. Yarın yıldırım nikahıyla evlenip çocuklara sürpriz yapacaklardı.
Ali ve Selin dersten çıkmış, evliliğe bir çözüm yolu düşünmek için bahçedeki bankta oturmuşlardı.
Ali:
"Artık bir yol bulmalıyız. Bu evlilik olmamalı!""Haklısın ama ne yapacağız. Çok etkili bir çözüm bulmamız lazım. Aralarını anında bozacak, evlilikten vazgecirecek bir şey!!"
İkisi de düşünmeye başladı. Akıllarından onca şey geçiyordu ama mantıklı bir yol bulamiyorlardı.
Düşünmeye daldiklari anda:
"Ali, Mertoğlu Ali" diye bir bagirma duyuldu. Kafalarını kaldirdiklarinda Esmer, güzel denilebilecek bir kızın yaklaşmakta olduğunu gördüler.
Ali içinden "Eyvah, şimdi yandim" diyordu.
Selin kim bu kiz diye soramadan, kız Ali'nin bonuna sarılmıştı bile.
Selin anlam vermediği duygular yaşıyordu. Bu kız kimdi ve Ali'ye neden sarılmıştı?
Sinirden kıpkırmızı oldu ve öylece kalakaldı. İçinden:
"Nerden çıktı bu şimdi" diyordu...
5.BÖLÜM SONU
ŞİMDİ OKUDUĞUN
MAVİ VE UZAY
RomanceHuzuru ve mutluluğu biribirlerinde bulan iki genç aşığın hikayesi... Mavi huzuru Uzay'da buldu..