Yatağımdan fırladım. Etrafa baktım odamdaydım. Ahh kabus görmüştüm. Hilal'in yaşadıkları hayatımı etkilemişti. Birden tefonumun zil sesini duydum. Aşşağıdan geliyordu. En son çöpe atmıştık. Yatağımdan kalkıp aşşağı indim. Telefonum salondaki sehbanın üzerindeydi. Bu demek oluyor ki dün telefon sinyalinden bizi aramışlardı. Üçlü koltuğun önündeki sehbaya uzandım. Gözlerimi sevinçle ovuşturdum. Arayan abimdi.
"Abiii.. nasılsın. Askerlil nasıl gidiyor seni çok özledim."
Aynı sevinci karşı taraftaki sesten alamayınca şaşırdım. Neredeyse bir haftadır onunla konuşmuyorduk. Beni özlemiş olması gerekiyordu..!!
"Eylül. Dün gece annem herşeyi anlattı. Bence Hilal'le arkadaşlığını bitirmelisin. O kızın babası sana da zarar verebilir."
Ahhh bende onun cesur yönünün ortaya çıktığını sanıyordum. Korkak ne olacak.
"O BENİM ARKADAŞIM. ASLA BIRAKMAM.!!!"
Sesim sert çıkmıştı. Neden herkes çizginin yanlış tarafına geçip benide arkalarından sürüklemeye çalışıyordu ki.?
"Bak Eylül eğer orda olsaydım. İkinizede sahip çıkardım. Ama o adam babamı, annemi kandırmış yalanlarıyla. Seni suçlamış. Bak sana zarar verise......"
Neyse ki korkaklığından değil endişesinden öyle söylemiş. Yoksa onu abilik defterinden silecektim.
"Bana birşey olmaz abi. Hilal'in neler çektiğini bilmiyorsun. O pislik ona kemerle vurmuş. İnsan olamaz o adam."
"Eylül biliyorum annem anlattı. Lütfen dikkat et kendine. Şimdi kapatmam gerekiyor burda sıra var."
"Abi.. Abi...... "
Kapanmıştı. Daha neler yapabileceğimi soramamıştım. Benim o adamı hapse attırmam gerekiyor. Hilal'i kurtarmam gerekiyor offf of. Okuluda çok boşladım. Neyse ki öyle önemli denecek kadar çok ders işlenmiyordu. Koltuğun arkasına geçip boydan pencerenin yanına geldim. Hafiften perdeyi araladım. Dışarıda yağmur yağıyordu. Evin içi sıcak olduğundan pek birşey hissetmiyordum. Tam pencereyi açıp o mis gibi parfümden bir tutam içime çekecektim ki telefonum tekrar çaldı. Bu defa yabancı bir numaraydı. Açtım.
"Eylül"
Oha. Bu çocuk numaramk nerden buldu?
"Çağrı? Sen numaramı nasıl buldun?."
"Hiç zor olmadı. "
Kesin yine o pis sırıtışlarından birini atıyordu.
"Cihana rica ettim. Oda Hilal'den aldı."
"Hilal'in teli açık mı. Hemen onu aramalıyım."
"Eylül bir dakika. Olup biteni Cihan anlattı. Hilal için yaptıkların. Sen çok iyi bir kızsın."
"Bak Çağrı ben iyi falan değilim. O adam hala Hilal'le aynı çatı altında. Ben rüyalarımda Hilal'in çığlıklarını duyuyorum ve artık dayanamıyorum."
"Eylül sen merak etme. Biz Cihan'la o adamın icabına bakacaz."
"Nee. Buda ne demek şimdi."
"Kızım"
Babamın sesini duyunca hemen telefonu kapattım.
"Kiminle konuşuyordun?"
"Şeyy baba. Hilal.."
Daha sözümü bitirmeden gözlerini devirip elini omzuma attı. Yüzüne baktım. Üzgün görünüyordu. Üzerinde beyaz bir gömlek ve koyu mavi pantolonu vardı. Bıyıkları hafiften ağarmaya başlamıştı. Gözlerinin altı morarmış. Babam da çok üzülmüştü. Bu yüzünden gayet net bi şekilde okunuyordu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
KiMSiN
SpiritualitéArafta kalmış milyonlarca genç kızdan biri Eylül.. islamiyeti tanımak için attığı adımlar, yuttuğu dertler var. Gel gitler içerisinde bir hayat, vazgeçme cesaretinden yoksun bir gönül. Doğruyu bulduğunda herşeye rest çeken bir nadide çiçek Hilal.. ...