Sevgili Okuyucularım.
Uzun bölüm yazmaya çalıştım.
Keyifle okumalar :)
Umarım beğenirsiniz.
Güzel yorumlarınızı benden
esirgemeyin :))Kahve gozlerini kapatip derin derin nefes aldi Sevda.
Yaşadıklarının mantıklı bir açıklaması olmasını bekliyordu ama bu boşuna bir bekleyişti.
Gün boyu olanları düşünüp durdu.Seni öldürürüm. Öldürürüm. Öldür...
Korkunç sesler kulağında birer birer çınlıyordu adeta.
Bir insan bu kadar değişebilirmiydi diye düşünüyordu.
Heleki Ömer gibi biriyse ...
Asla inanmazdı düşünmeyi bırak aklındn bile geçirmezdi.'Seni bildiğim kadarıyla hiç böyle görmemiştim' dedi Güneş.
Sen de birşeyler var.Sevda ilk defa gizleyememişti.
Hayatı boyunca çektigi bütün ızdıraplara, tüm sıkıntılara rağmen hep gülerdi. Herkes onu güleç biri olarak tanır hep böyle kalmasi gerektğini söylerdi.
Bu sefer acısını gizleyememişti yavaş yavaş tükendiğini, yorulduğunu hissetmişti.'Ben de kendimi böyle görmemiştim'dedi Sevda.
Derinden bir iç çekti.'Mutlu sonu görmeyi çok istiyorum' dedi.
Arkadaşı üzülmüstü, onun Ömer'e olan aski gözlerinden okunuyordu.
Onu görünce gözlerinin içi gülüyo bütün dünyaya neşe kaynağı oluyordu.Sonra Güneş 'sahi canımcım siz nasıl tanışmıştınız ?' diye sordu.
Sevda gülümsedi ve koca geçen yılları tek tek anlatmaya başladı.Henüz 2 yıl önce ders aldıklari özel bir eğitim merkezinde karşılaşmıştı Sevda.
Ömer o zamanlar derse yeni gelmeye başlamıştı. Hafızasını yoklayıverdi bir an 'acaba daha önce görmüş olabilir miyim' diye.
Ama 'hayır hayır' dedi genç kız içinden'daha önce görmüş olsam unutmam imkansızdı' dedi.Görünce kalbimin hızla çarptığı bir insanı unutmam...
Öğretmen derse girdi ve her sene başında olduğu gibi bu yılda yeni gelenler kendilerini tanıtmaya başladı. Sıra ona gelmişti. Kalbinin bir anda ritmini değiştirdiği insana.
Ben Ömer dedi gür sesiyle ve kendini tanıtmaya başladı. Sevda demek Ömer'miş dedi adı Ömer Ahh ne kadar da güzel bir adı vardı.
Sadece Sevda'nın değil bütün mektebin dikkatini çekmişti Ömer.
Ögretmenin sesiyle kendine geldi Sevda. Sınıf başkanı olarak herkesin bilgilerini not edinmesini söylüyordu. Notlar vs. Duyurular icin.Ders sonunda herkesin bilgilerini not ederken Ömer Sevda'nın yanına geldi ve 'ben de bilgilerimi yazabilir miyim ?' dedi. Ve kağıt kalemi istedi.
Sevda şaşkınlıkla eli ayağına dolanmış cevap bile verememişti. Sadece kalem kağıdı uzattı dönüp baktığında kağıtta sadece isim soyisim ve numara yazıyordu.
Bu ne demek oluyordu ?
Yoksa onunda bütün mektep arasında sadece Sevda'mı dikkatini çekmişti?Bir an yüzünün kızardığını hissetti. Zil'in çalmasıyla tekrar kendine geldi Sevda. Ders bitmişti. Ömer'in yazdıklarını daha iyi incelemek için hızlıca evin yolunu tuttu. Evi uzak olmasına rağmen yolları çabucak bitiren Sevda için, nedense bugün yollar onun için daha da uzamştı.
Nihayet eve vardı. Odasına geçti. Hızlıca üzerini değstirdi ve çantasını hızlı bi hamleyle kaptıktan sonra notları yazdığı kağidı çıkarıp tekrar baktı Ömerin yazısına.
Ömer SEYİTOĞLU
***
Ömer uzun boylu , kumral , kaslı biriydi. Saçlarını hep kısa kestirir, yüzü ise tertemiz damat gibi traş olurdu hep :)
Mektebe başlayalı henüz bir hafta olmuştu. Fakat Sevda'dan ses seda yoktu. Acaba ' O'da benimle aynı duyguları hissediyormu?' diye düşünüp duruyordu.
Karar verdi açılmalıydı ama nasıl? Biriyle haber göndersem kimseyi tanımıyorum. Yanına gidip konuşsam hiç arkadaşlarından ayrılmıyor ki diye düşündu. Ne yapmalıyım ?
Aslında bu konularda tecrûbeli sayılırdı. Mezun olduğu üniversite de bu tür durumlara rastlamak pek mümkündü. Sonra yine içindeki Ömer;'Hayır bu başka, bu çok başka diğerleri gibi değil' diyordu.
Bu sırada Sevda ögretmenin yanında duyuru için bilgi alıyordu. Ögretmeni bu duyuruyu herkese iletmesini söyledi. Sevda birden heyecelandı yine. Bu Sevda'nın Ömer'le konuşması demekti.
Sevda denileni yaptı. Duyuru notlarını tek tek hazırladıktan sonra herkesin bilgilerinden aldığı numaraya duyuruları iletmişti.
Ve telefon başında beklemeye koyuldu. Bir kaç dakika geçti fakat kimseden ses seda yoktu. Daha doğrusu beklediği kişiden, Ömer'den...
Sevda beklemeye devam etti. Bir kaç saat geçti. Ömer'den ses yoktu.
Üzüldü Sevda. Duygularının karşılıksız olduğunu düşündü.
O anda telefon'unda bir ışık belirdi.Ömer'di...
"Teşekkürler Sevda hanım bilgilendirdiğiniz için. Bu arada nasılsınız? " diye sordu.
Sevda'nın yüzünde güller açmıştı adeta. Cevap vermeliyim diye düşündü. 'Rica ederim. Ben de iyiyim' diye yanıtladı.
Ve tekrar cevabın gelmesini bekledi.
Ömer 'sizinle bir gün bir yerde çay içme ihtimalimiz var mi' diye sordu.Sevda şaşırmıştı gelen bu mesaja. Böyle birşey beklemiyordu.
Ne cevap vermeliydi?
Evet mi hayır mi?
Evet dese olmazdı, nihayetinde tanımadığı biri. Gerçi Sevda kimseyi tanımamıştı bu zamana kadar.
Hayır dese pişman olmaktan korkuyordu.
'Teklifinizi düşünücem' diye yanıtladı.Evett bir bölümün daha sonuna geldik.
Öncelikle herkesin geçmiş bayramını kutluyorum...
Bayramlarınız güzel geçmiştir inşaAllah canlarım.Benim pek güzel geçtiğini söyleyemicem.
Bu bayram, ailemle son bayramım olucak derken, O'nsuz bayramım oldu.
Buruk bi bayram geçirdim anlicanız.
Bir o kadar da yoğun:))
Bayramı bile izin yapmaksızın çalışarak yoğun tempoda geçirdim canlarım :)Bugün İstanbul'da hava biraz kapalı ve ben kapalı havalara bayılırım :)
Sizin oralarda da umarım sevdiğiniz hava hakimdir :))
Huzurlu günler, pembe düşler, kıpkırmızı sevdalar, beyaz atlı prensler -bu kısım erkek okurlarımızı kızdırmasın :)-
Ve annemizin ettiği kadar gönülden dua'lar sizinle olsun :)Ben diğer bölümü yayınlayana kadar; kalbinizin mutlulukla çarptığı; hayallerinizin gerçeğe döndüğü ve soluk renklerin bile gözünüze parlak göründüğü günler sizinle olsun :))
Aşk'la kalın, bana bağlı kalın :))
Yazarınız sizi seviyor...
-Elif
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Seni Bana Yazmamışlar
RomanceSevmelerin en güzeli kitap gibi ezberimsin deme şekli. Belki de satır satır aklımda senli anılarım, her sayfasında yaşadığım duygular gibisin biraz adrenalin, biraz hüzün, biraz heyecan, çokça da mutlu olduğum duygularımsın...