-7-

971 40 2
                                    

Tibet: Beğendin mi?

Tibet: Neden telefonuna bakmıyorsun?

Telefonum masanın üzerinde titrmeye başlayınca Anıl benden önce telefonu kaptı.

"Alo?"

Telefonu elinden almayı çalışmayı bırakıp kim olduğunu anlamaya karar verdim. Kaşlarını çatıp telefonu kendinden uzaklaştırdı. Şaşkın bakışlarımı ona diktiğim an telefonu bana uzattı.

"Seni istiyor."

"Kim o?"

"Numara."

Gözlerim istem dışı açılınca uzattığı telefonu hızla elinden çektim. Tibet'ti. Numarasını hala kaydetmemiştim. Konuşmamızın çok uzun süreceğinden emin değilim çünkü.

"Efendim?" Telefon yüzüme kapanmadan önce tek duyduğum şey şuanda mekanda çalan aynı şarkının telefonda yankılanışıydı. Hızla gözlerimi etrafta gezdirdim. Karanlık ancak sürekli dönen ışıklar kafa karıştırıcıydı. Ve aşırı dumanlıydı ki bunların hiçbiri bana yardımcı olmuyordu. Telefonu masaya koymadan önce mesaj bölümüne geçip ona bir şeyler yazmaya karar verdim. Önce bana attığı mesajlara bakıp parmaklarımı ekranda oynatmaya başladım.

Merlin: Özür dilerim müzik çok yüksek sesliydi duymadım mesajlarını.

Tibet: Her neyse.

Merlin: Bir şey mi oldu?

Tibet: Anıl'ı aramak isteseydim onu arardım.

Merlin: Yani?

Tibet: Seni aradığımda senin sesini duymak isterim.

Merlin: Telefonu benden önce aldı

Tibet: Farketmez. Bu seni ilk arayışımdı.

Merlin: Konuşacak mıydın?

Tibet: Belki.

Tibet: :)

Merlin: İnanamıyorum. Anıl'ı bunu yaptığına pişman edeceğim!

Sinirle ellimi saçıma götürüp hızlıca kaşınmayan bir yerini kaşıdım ve dudaklarımı kemirmeye başladım.

Tibet: Ha burada..

Merlin: Evet?

Tibet: Telefon senin elinde değil mi?

Merlin: Ha ha ha

Merlin: ARAYACAK MISIN?

Tibet: Belki

Tibet: :)

Mesaj.Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin