Otobüs giderek sessizleşirken, birinin ona seslenmesiyle aniden irkildi. "Ah! O sensin. Sen de o bardaydın. Gerçekten çok iyi bir DJ'sin." Yanında duran kız şaşırmış bir şekilde gülümseyerek ona bakıyordu. Kyungsoo yüzünü buluşturdu ve "Ne!? Ben dün bara bile gitmedim. Hahahahah çok komiksin" Sahte bir kahkaha attı ve önüne geri döndü. Kulaklığını taktı ve otobüs durağında indi. Okula gelmişti. Devamsızlık hakkı çoktan bitmişti. Lanet okulun bitmesine az kalmıştı neyseki. Uzun süredir okula gelmiyordu ve bunun tek nedeni ona tecavüz etmeye çalışan Jongin isimli sapık çocuktu. Kyungsoo'nun erkek olduğunu da biliyordu. Bunu neden yapıyordu ki!
Kendi dolabının kilidini çevirirken etrafına baktı. Kimse yoktu. Demekki ders vardı bu gün. Düşüncelerinden kurtulup dolabı açtı. Kitaplarını aldı ve soyunma odasına girdi.Ve birinin dolabına yaslandı. Kitaplarından birini alıp okumaya başladı. Sonra iki yanına konulan elleri gördü, esmer kollar? Kitabı okumayı kesip önündeki kişiye baktı. Jongin! "Ne oldu, korkuyor musun benden,?" Diye aegyo yapar gibi söyledi Jongin. "H-hayır!" Dedi Kyungsoo. Ama ondan deliler gibi korkuyordu. Jongin ellerini Kyungsoo'nun belinde sabitledi. "Bak. Benden korktuğunu biliyorum. Biliyorum sana tecavüz etmeye kalktım. Ama inan ki çok pişmanım. Senden hoşlanıyorum. Kyungsoo... Ben seni seviyorum. Seni çok çok seviyorum." Jongin başını Kyungsoo'nun omzuna koyup konuştu. Kyungsoo neden bilmiyordu ama kalbi çok hızlı atıyordu. Kyungsoo farketmiyordu ama gülümsüyordu. "J-Jongin. Ben seni önemsiyorum. Ama... Ailem bunu hoş karşılamayacaklar. Hatta evden bile atılabilirim. Beni anlıyor musun ?" Jongin bu cevaba gülümsedi, umursamamıştı. "O zaman sen de benim evimde kaldırsın? Hm? Ne dersin küçük kedicik?" Kyungsoo sadece başını uzun olanın göğsüne yasladı. Oh! Kalbi gerçekten hızlı atıyordu. "Tamam. Ailemi önemsemiyorum." Kyungsoo gülümsedi ve Jongin'in dudaklarına yöneldi. Ve dudaklarına masum bir öpücük bıraktı. Jongin gerçekten çok şaşırmıştı. Bunu beklemiyordu. "Kyungsoo. Senin yanındayken başka biri oluyorum. İnan bana diğer halimden haberin bile yok. Ve o yüzümü sana göstermeyeceğim. Çünkü bunu haketmiyorsun. Sen... Sen tam bir meleksin. Seni seviyorum." Nefesini kısa olanın yüzüne üflüyordu. Ve bu onu deli ediyordu. (iyi anlamda hshchahj) "Jongin... Seni seviyorum. Lütfen beni bırakma." Evet Kyungsoo aynen bunları söylemişti. Az önceye kadar Jonginden nefret etmiyor muydu? Nasıl olmuştu da ona aşık olmuştu? Bilmiyordu. Jongin onun yüzüne nefesini üflerken düşünemiyordu. Bir an saatine baktı ve kardeşini almasının zamanının geldiğini farketti. Kardeşi Eun-Kyung'u almalıydı. "Oh! Çok geç kalmışım. Kardeşimi almaya gitmeliyim. Seni seviyorum." Dedi ve hızlıca oradan uzaklaştı.