<<<>>>
Gözlerimin altındaki morlukları kapatıyordum. Elimdeki kapatıcıyı hayatımda bu kadar kullandığımı hatırlamıyorum desem hiç de abartmış olmazdım. Yüzüm o derece berbat bir hale gelmişti. Fırçayı yüzümün her yerinde gezdirirken kafamdan binlerce şey geçiyordu. Bu yüzden arkamda dikilen İrem'i dakikalar sonra fark edebilmiştim. Aynadan birbirimize bakıyorduk.
Elini omzuma koydu ve yanağıma bir öpücük bıraktı. "Bugün güzel bir gün olacak. Kendini üzmeyeceksin, söz ver."
Omzumdaki eline dokunup gülümsedim. "Söz veriyorum. Bugün her şey farklı olacak."
O an gelen bir enerjiyle makyajımı tamamlamaya çalıştım. İrem elbette buna dahil oldu ve her şeyime karıştı. Karışması oldukça iyi olmuştu çünkü bu işte benden çok daha iyiydi. Sesimi çıkarmadım ve makyajımı bitirmesine izin verdim.
"Hazır değil misiniz daha?!"
Kapı sertçe açılıp içeriye Duru girince ikimiz de olduğumuz yerde zıpladık. Böylece İrem, elindeki fırçayı ağzıma sokmuş oldu.
"Ah!"
Bunu nasıl becermişti hiçbir fikrim yoktu ama dudağım acıyordu. "Şaka mısın, aptal?"
İrem Duru'yu azara çekerken aynada dudağıma bakmakla meşguldüm. Yarmıştı vicdansız.
Diğerleri de içeri geçtiğinde keyifle sandalyede döndüm. Modumu yüksek tutmaya çalışıyordum.
"Parlıyor bu kızan," dedi Selin saçlarımla oynarken. Ardından yanağıma bir öpücük kondurdu. Selin ve Trakya ağzı... Asla vazgeçmiyordu ve bu benim hoşuma gidiyordu.
"Evvet," dedi Rüya ellerini çırparken. "Ben ne gördüm?"
Hepimiz ona dönerken meraklı bakışlar atıyorduk. Yeni dedikodular türemişti demek ki. Rüya da sonunda asimile olmuştu. Bunlar hep İrem'in etkisiydi tabii ki.
"Evin önünde Barlas ve Oğuz samimi, bak altını çiziyorum gayet iki yakın arkadaş gibi samimi bir şekilde konuşuyorlardı. Beni görünce sustular."
O an İrem'le göz göze geldik. Daha sonrası cama yapışmaydı zaten...
Kendimizi belli ettirmemeye çalışarak dışarıya bakıyorduk. Rüya'nın da dediği gibi Barlas ve Oğuz aşağıda hararetli bir şekilde konuşuyorlardı. Hangi konu hakkında konuştukları aşağı yukarı belliydi ama burada önemli olan bu değildi. Gerçekten samimi görünüyorlardı.
Cam güzeli halinde beklemekten vazgeçip hızlıca odada dönmeye başladım.
"Hepiniz bana bakın!" Bütün dikkatler bana dönünce elimle kendimi göstererek, "Nasıl görünüyorum?" diye sordum. Bir şey olduğunu sandıkları için önce bana tükenmişlik dolu bakışlarını attılar, ardından sorumu yanıtladılar.
"İğrenç."
"Embesile benziyorsun."
"Ayaz daha güzeldir."
Gözlerimi devirip ellerimi belime koydum. O sırada Duru gelip sırtıma iki kere vurdu. "Güzelsin kızım işte. Bu adam senin yataktan kalkmış halini görüp de terk etmedi. Sorun etme."
"Soranda kabahat."
Kendimi ondan sıyırıp kapıya doğru yöneldim. Ardından tekrar arkama dönüp, "Bu babamın olayından Ayaz'a bahsetmek yok dememe lüzum yok herhalde? Saatli bomba gibi zaten. Hem de çok üzülür," dedim. Hepsi hemen onaylamıştı. "Herhalde kızım."
Daha sonra hepimizin bakışları Elif'e döndü. "Ne be? Söylemem tabii ki."
Buna inanmak istiyordum...
ŞİMDİ OKUDUĞUN
KÜÇÜK MAVİŞ (DÜZENLENİYOR.)
HumorHiç beklemediğim bir anda mutluluğun beni bulacağını bilemezdim.