Cem Adrian - Yalnız da Ayağa Kalkabilirim○○○
Duvarlarda yankı yapan sessizliğe alışmış beden, hantal adımlarla yavaşça sandalyeye oturdu ve masanın üstündeki kağıt topluluğunu kenarlara ittirdi. Elini titrekçe ileriye götürürken halâ emin değildi... Bu işi daha önce de yapmıştı. Bir çok kez! Ama tekrar aynı sonuçlarla bitmesini istemiyordu. Katlanması gereken birçok sorunu varken başka olumsuzluk düşünmek istemiyordu. Başı çatlarcasına ağrırken şakaklarını imkansızı başarmak istercesine ovmaya çalışıyor ve ağrının limitini azaltmaya gayret ediyordu. Biraz kafa dinlemeliydi ama bunu elini ağrıtarak nasıl başarabileceğini bilemiyordu.
Artık bir umudu bile yokken kendine küçük bir ışık süzmesi açabilir miydi kalbinin derinliklerinde? Yıllar önce ağzı büyük kayalarla kapanmış ve o karanlık içinde mahsur kalan umudunun yarısını bile olsa kurtarabilir miydi?
En önemlisi... Kendini ve geçmişini unutabilir miydi?
Koskoca bir; hayır! Elini hızla kendine çekti. Durdu, düşünmeye çalıştı.Kalbi hızla atarken gözlerini yumdu ve fısıldadı,
" 'Korkak birine yakışacak bir hareket. Tebrik edilesi...' "
Ağzından bir kıkırtı kaçtı; hüzün dolu bir gülme. Umutsuz ve can yakan birkaç anı gözlerinin önünde birkaç saniyeliğine canlandı. Herşeyi tekrar ve tekrar yaşadı, hissetti... Ve şerit gözlerinin önünden gittiğinde kendine gelerek sabit nefesler almaya çalıştı. Nefesi merdiven çıkmışçasına hızlıydı. Nefesi, o anları tekrar yaşamışçasına öfkeliydi. Kendine öfkeliydi...
Hiddetle sandalyeden kalktı. Şiddetli bir gürültüyle sandalye yeri boyladı ve ardından umursamadan balkona çıktı. Derin nefesler almaya çalışarak kendine gelmeye çalıştı.
Gözleri dolarken kararlı bir şekilde başını salladı. Ne olursa olsun... Birisinin bile kendisine inanma şansı olabilirse, ancak bu şekilde olabilirdi. Başka çaresi olmadığını düşünürken, aptal fikrini az önce dudaklarından dökülen o önemli sözle daha da inada bindiriyordu.
O. Korkak. Değildi. Hiç bir zaman da olmadığı gibi...
Ama önemli olan kendisinin ne düşündüğü ise kesinlikle öyleydi. Dünyadaki en korkak insan... En umutsuz. En çok kaybeden. Yenilgiyi kabullenen.
Odaya geri döndüğünde yerdeki devrik sandalyeye sinirle baktı ve bir hışımla kaldırarak tekrar yumuşak zemininin üstünde yerini aldı. Masaya kendini biraz daha yaklaştırarak en sonunda eline dahi almaya cesaret edemediği nesneyi parmakları arasına aldı.
Birkaç saniye durdu ve birden sessiz bir kahkaha attı. Sanki boğazına silah dayayacakmış ve eline aldığı şeyde silahmışta, birazdan zavallıca intihar edecekmiş gibi davrandığının farkına vardı. Dudaklarında zoraki bir gülümseme bulundurarak elindeki kalemi çevirirken aynı anda diğer eliyle de kapağı oldukça eski görünümlü olan defteri açtı.
Derin bir nefes alırken yazmaya başladı, fark etmese bile küçücük bir umut parçası ile... Ne kadar korkak olduğunu düşünürse düşünsün, sağlam temelleri olan cesaretiyle...
Benliğimi suçlayan, iftira atan, beni bilinçsizce yargılayan ve bana karşı yapılan tüm saldırılara karşı açacağım büyük savaş için. Ailem için. Olmayan benliğim için...
Bir gün... Bir gün ölürsem tertemiz biri olmasam da masumluğumu görüp beni affetmesi gerekebilecek kişilere karşı kendimi aklayabilmek için...
Yazmayı sevmesem de, yazmanın günahlarımı ve ruhumu akıttığına inandığım için...
Her ne kadar inancım olmasa da beni sevebilecek birilerine muhtaç olduğum için...
Ölmek tek isteğimken aslında ölmekten ölesiye korktuğum için...
Artık beni de birilerinin sevmesini istediğim için.
Düşmekten korktuğum için...
Ah be kalem... Bu 'için'ler bitmez. Sonsuz dileğim var ama bir tanesinin gerçekleşmesini istediğim küçücük bir umudum yok. Ne kadar tezat bir durum bu böyle?
Tamam. Son nokta; bu defter, senin ve... Benim için.
Umarım birileri bana da inanır yazdıklarım ve yazacaklarım için...
İnanır? Bana? Hah... Gülesim geliyor sanki, bu acı durumda frenlemiyorum kendimi. Acı bir kıkırtı kaçıveriyor dudaklarımdan. Başbaşayız. Korkma. Gözyaşlarımı bir tek ben ve sen görebilirsin sessiz defter.
Ha birde, bir tek sana ricam olucak öldüğümde yapman için... Öldüğümde, toprağımı sıkı sıkı avuçlayıp 'Neden öldün aptal; daha yazacak çok şeyimiz, ama az umudumuz vardı.' de, tamam mı?
Yapamayacak olsan da, bu da böyle bilinsin aramızda. Yazmaktan hoşlanmayan ben; sigaraya bile bu derece hoşlantı duymam, kendinle övünebilirsin...
Bugün de mükemmel geçti. Her zaman ki gibi. Sabah uyandığımda tek heyecanım olan tavana yapıştırdığım parlak yıldızlarım sönmüştü. Alışageldik bir durum. Ama güneş, yine parlıyordu. Yeni umutlar vaat ederek. Sadece ben görmüyordum.
Gözlerimi açıyorum; sonsuz bir sessizlikte ki soyut çığlıklar kulaklarımı tırmalıyor. Gözüme güneş ışıklarının gelmesiyle falan uuyanmıyorum yani. Beni zaten sessizlik güzel bir karamsarlıkla uyandırıyor. Dudaklarım yukarı kıvrılıyor sonra şefkatle. Kucaklaşıyoruz. Ayağa kalkıp ağır adımlarla odamdaki perdeleri açıyorum. İçeri sadece güneşin gölgesi sızmaya çalışıyor. Güneşin asistanı. Kendisi değil. Çünkü odam ona dönük falan değil. En güzeli, en iyisi. Güneşe dönük olmayan soğuk bir ev... Küçücük bir balkonum var. Çıkıyorum, orda sabah sigarası içer gibi keyifle kahvemi içiyorum. Sigaranın öldürücü dumanını ciğerlerime çeker gibi kahvenin o ulaşılmaz kokusuna sığınıyorum. Duygularıma hükmederek onları en karanlık hücrelerime hapsediyorum. Sonra evdeki tüm perdeleri çekerek tüm evi havalandırıyorum. Nefis bir kahvaltıyla günümün en güzel saatlerini noktalıyorum.
İşte. Bu kadar, benim çirkin defterim. Hayatımın en huzurlu saatleri bundan ibaret. Geri kalanı, hak etmediğim takdirde benimsemeye başladığım suçumun(!) kötü sonuçlarını memnuniyetsizce beklemek. Ve olanları izlemek...
Ah... En heyecanlı kısımlara daha gelmedik...
Ama korkak ve aptal kız, uyumaya mecbur. Daha ilk sayfadan bırakmak istemem müthiş(!) hayatımı yazmayı bırakmayı ama...
İyi geceler(!)...
Defteri uykulu bir şekilde kapatarak yatağına girdi ve tüm ışıkları kapatarak gece lambasını açık bıraktı. Ardından uykusuzluktan gözleri kapanıyor olsa bile heyecanla tavanına baktı ve parlayan yapay yıldızlarına bakarak dudaklarında buruk bir tebessümle uyuya kaldı...
○○○
Cheeky_dark
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Gizli Defter
Teen FictionNe yapacağını bilmiyor, düşünceleri kapanmış ona bir yardımda bulunmuyor. Herkesden gizli ağlarken, herkese karşı dimdik görünüyor. Ya da öyle görünmeye çalışıyor. Yalnız kaldığında çaresiz, değilken mutlu görünmeye çalışan birisi. Umudunu yitirmeye...