Okul başladığı için bölüm biraz geç geldi. Geçen sene öğlenciydim. Bölümleri gece yazarım diye düşünüyordum fakat bu sene sabahçı oldum malesef o yüzden elimden geldiğince geciktirmemeye çalışacağım. Herkese keyifli okumalar. Bölüm müziğini söylediğim yerde açarsanız iyi olur.
Demir ZAİM
Umut eliyle işaret yaparak beni çağırmıştı. Normalde diğer garsonlar onların oturduğu yere bakardı fakat bugün herkes izinliydi. Yani gitmeye mecbur kalmıştım. Bu herifler insanların ekmekleriyle oynayacak kadar da şerefsiz değildirler. Yanlarına gittiğim de "buyrun" dedim.
"Ooo kolay girsin demir" dedi kenan.
"Ulan bari burada yapmayın lan, günde bir kaç saat insan gibi davranın bari" diye karşılık verdim.Umutla göz göze geldik o sırada. Laf atmasını , ağzını yüzünü dağıtmayı bekliyordum. Fakat dediğim gibi olmadı. Umut gözlerini benden çekip başka yöne bakarken,
"Bana bi kola ver kardeşim" dedi.
Beni bırakın kenan,aykut,ömer bile şaşırmıştı bu dediğine. Bir an "ciddi misin lan sen " diyecektim ki vazgeçtim. Demek ki ibneliği bi yere kadarmış.
"Tamam siz beyler" diye sordum tayfasına. Onlarda kola istedi. Yanlarından ayrılırken fısıldamalarını duymuştum.
"Olum niye öyle dedin taşak geçmeye gelmedik mi lan ?"
"Mal mısın olum ?"
diye söyleniyorlardı umuta. Kolalarını doldurup masaya götürdüm. Bunların ayak işlerini yapmak ne kadar zor gelse de yapıyordum. Umutun kolayı tam önüne koyacakken eline vermem amacıyla elini uzattı. Bende kolayı eline doğru uzatıp bırakacağım sırada elini az geri çekti ve kola masanın üstüne düştü.
"Ya napıyorsun be berbat ettin gömleğimi"
"Ulan sen çektin elini"
"Bir de cevap veriyorsun ya senden pahalı lan bu gömlek"
Yanında ki piçler de dudak altından gülüyordu. Hakim olamıyordum sinirlerime , bir anda umutun yakasını kavrayıp kendime doğru çektim. Fakat o sıra biri omzuma dokundu.
"Evlat sen artık paydos et ben ilgilenirim arkadaşlarla" dedi kafenin sahibi bekir abi. Ellerimi umutun yakasından çektim.
"Kusura bakmayın gençler ufak bir kaza olmuş" dedi bekir abi
"Ne kazası bekir abi bunlar bilerek böyle yapıyorlar " dedim sinirle
"Olum sen hala gitmedin mi , yürü hadi"
Sinirle mutfak bölümüne yöneldim. Kafenin t shirtunu çıkarıp askılığa astım. Çantamda ki okul t shirtimu giyip ceketimi aldıktan sonra kafeden hızla çıktım. Kolumda ki saate baktığımda 22:22 olduğunu gördüm. Yağmur çiseliyordu. Eve doğru hızlı adımlarla yürümeye başladım. Eve vardığım da egemenin içerde ayaklarını koltuğa uzatmış, tv seyrederken buldum. Ceketimi çıkarıp içeri girdiğimde
"Hoşgeldin kardeşim" dedi
"Eyvallah"
"Dolapta yemek var ısıtır yersin" dedi. Çalıştığı falan yoktu zaten yemek falan o yapardı. Elinden de geliyordu zaten."Bi duş alayım yerim sonra" dedikten sonra kendimi banyoya attım.
--------
Yemek yedikten sonra telefonum çalmaya başlamıştı. Vay be ! Harbiden duygulanmıştım şimdi. Arayan Tuncel ZAİM' di. Yani peder bey. Geldiğimden beri ailemle hiç konuşmamıştım. Telefonu açtığım da annem olduğunu farkettim.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
VEFA
Teen Fiction''Küçükken etrafında ki herşey büyük olduğu için söylediğin o cümlelerde kocamandır. ''Senin için dünyayı yakarım'' der, aslında kibrit bile çakamaz. ''Senin için canımı veririm'' der , çünkü o zamanlar ölüm bile oyundur. Eğer hala küçüksen hala büy...