tören

64 0 1
                                    

Onu ilk farkettiğimde, bahçede sıra oluyorduk. Dokuzuncu sınıftaki bir çok arkadaşımız karmakarışık sıralar halindeydik. Eski okulumdaki iremle aynı okulu tuturduğuma çok sevinmiştim. Yabancılık çekmiyordum. İrem arkamda olduğu için ona ireme bakarken onu farketim. Bize fazla uzak olmasına rağmen dikatimi çekmişti. Kalbimde uzun süredir atmadığı kadar heyecanlı atıyordu.

Bir an o çocukla evlenmeyi diledim. Abartmıştım kesinlikle lise burası evlenme programı değildi.

İremle malesef aynı sınıfta değildik. Lakin sınıflarımız karşı karşıyaydı. Az da olsa şansım vardı. Sınıfıma adım attığımda, o çocuğu gördüm. Duvar kenarında oturuyordu. Kendine şimdiden arkadaş edinmişti. Gülümsemesi yüzünde dağılırken, kalbimden birşeyler uçuştuğunu hissetim.

Kendimi toparlayıp cam kenarına geçtim. Hep cam kenarında oturmuşumdur. Cam kenarında oturmak bana ayrıcalık gibi geliyordu. Sınıfımızda çoğunlukla erkek vardı. Kimse kimseyle muhatap olmuyorlardı. Ben yanıma oturan sedayla konuşurken, çaktırmadan ona bakmaya çalışyordum.

Bunu yaptığıma inanamıyordum çünkü ben iki sene önce bütün duygularımı silip atmış bir insandım. Bana bu heyecanı yaşatmasına hakkı yoktu.

İstemiyordum. Kimseyi istemiyordum. Ben yanlız daha mutluydum. Fakat onu düşünmekten kendimi alamıyordum.

Kendimi tanıyordum. Ben sevdiğim insandan çok zor kopardım. Kolaylıkla silip atan insanlarıda anlamazdım zaten.

İsmini bilmediğim ama kendimi düşünmekten alamadığım çocuk, beni farketmiş olacaki hatırlamadığım sayıda göz göze gelmiştik.

Gözlerimi herseferinde kaçırmayı başarmıştım diğer yanım ona bakmak için diretiyordu. Bakmayacaktım beni basit kız olduğum düşüncesine itemezdim.

Umursamamalıydım. Bu duygular tamamen iğrenç duygulardı. Yaralıydım evet çom derimden yaralanmıştım. O yara beni o kadar çok etkilemişti ki, hayatımdan nefret eder olmuştum.

Benim ona karşı yaptığım en büyük hata yorulduğumu söylemek olmuştu. Onun ise çok büyük hatalatının olmasına rağmen affetmiştim. Aptal aşıktım. O kadar çok sevmiştim ki, anneme onu anlatıp, karşısında hüngür hüngür ağlamıştım. Hayatımdan vazgeçmeyi bile düşünmüştüm. Onun yokluğu yaşama isteği yaratmıyordu. Bir uanı eksik kız çocuğu gibiydim. Bunun sebebini hep babama kesmiştim. Babam hayattaydı, fakat ben babamı hisedemiyorum. Babam yokmuş gibi. İster istemez benim yaşıtlarımdakiler hayatında korunup, kolanmak ister. Bir erkek tarafından. Bu konuda babası arkasında olan kızlar çok şanslıydı.

Konu nereden nereye gelmişti. Benim hayatım söz konusuydu. Kolay, basit kararlar veremezdim. Sorumluluk sahibi olmanın zamanı gelmişti. Acı yaşayarak büyümüştüm. Geçen sene benim geçirdiğim en zor zamandı. Hemde çok zordu. Heeşeyin üstüne annemin kanser olabilme ihtimalini öğrenmiştim. Kanser değildi. Doktorun demesine göre morelini yüksek tutmazsa olabilirmiş. Ne kadarda zordu benim için. Ben her gün her gece odamın kenarında sesizce ağlarken, annem beni farkediyordu. Bu onu daha çok üzecekti. Kalbinin her zeresi yanarken mutluluk rolü yapmak ne kadarda zordu bilir misiniz?

Tekrar hayata tutunma sebebim annem olmuştu. Onu mutlu etmeye adamıştım kendimi. Bir süre sonra annemin kanser olma riski azalınca hayata daha çok tutunmuştum.

Piskoleji adına bir cok kitap okuduğum için bir çok şeyin farkına varmıştım.

Huylu huyundan vazgeçmez derler. Ben mutsuzluğu seven bir insan olduğumu farkettim. En korktuğumda bu huyumu tekrardan kazanmaktı. Yeni kişiliğe bürünmüşken herşeyi eskiye çevirmek iateyeceğim en son şeydi.

Şimdi çok korkuyordum. Eski duygularımın yenilenmesine çok korkuyordum

lise aşkımHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin