Saat çok geç olmuştu yarın okul da vardı.
"Hadi yatalım artık"dedim ve yukarı çıktım. Deniz'in annesinin ve babasının yatağına yatınca içimde garip hisler oluşuyodu. Sanki birden gelip bana kızcaklermış gibi ki böyle bişey olamaz. Olursa kendimi çatıdan atarım.
Gözlerim yavaş yavaş kapanıyodu ki biri kapıyı hızla açıp,
"Derin çabuk aşağıya in!"dedi Damla'ydı. Bişey olmuştu ama ne olmuştu. Merdivenlerden kayarak indim bizimkiler Deniz'i tutmuştu Deniz'de kapıya gitmeye çalışıyodu.
"Deniz?"
"Söylemem"
"Deniz gecenin bu saatinde nere gidiyosun?"
"Annem değilsin Derin!"diye bağırdığında cebinden sigarası düştü ve sigaranı üstündeki kağıt koptu. Kutuyu aldım ve okudum bi tür uyuşturucuydu. Selin'in işiydi. Arkasında, 'Umarım bunu okurken onun ölümünü de izlersin'yazıyodu. Ama hiç bişey olmadı. Bi dakika ölümünü...
"Deniz nolur gitme"
"Niye?"
"Ya bunlar evlerine gidicek koca evde-"
"Bişey olmaz"
"Deniz bi bildiğim var gitme diyorum!"
"Tamam peki"dedi ve oturdu.
"Çık yukarı!"dedim. Ve merdivenlerden yukarı çıkıp odasına gitti ve kapıyı çarpıp kitledi.
"Hadi evinize gidin sizde aileleriniz merak etmesin."dedim. Ve gittiler. Yukarı çıktım ve yatağa yatıp gözlerimi kapattım.Sabah olduğunda terler içinde kalktım. Buz gibi soğuk terler akıyodu. Rüyamda Deniz'in annesini görmüştüm bana onun masasında olan bişey gösteriyodu ama net değildi. Deniz'in odasına girmrk için kapıyı tıklattım ve,
"Bugün gitmiyorum"
"Hasta mısın?"
"Gerek yok zaten Ders işlemicez"
"Niye?"
"Yılbaşından sonra ders işlemiyoruz çünkü"
"İyi tamam ama aç şu kapıyı lütfen"
"Napıcan?"
"Bişey bakmam lazım"
"Ney?"
"Aç"
"Tamam"dedi ve açtı. Masaya baktım masada iki yüzük vardı gümüşlerdi. Elime alıp baktım ve içindeki yazı dikkatimi çekti.
'Bizden sonrakilere...' yazıyodu. Denek o yüzden gördüm ama ben henüz o kadar yaşlı değilim. Deniz,
"Bunların burda olduğunu nerden biliyosun"
"Annen söyledi"
"Derin şaka yapma"
"Şaka yapmıyorum rüyamda knu gördüm ve bana bunları gösterdi."
"Tamam öyle olsun"
"İnanma sen Deniz"dedim ve odadan çıktım.
Aşağıya inip buzdolabını açtım bomboştu.
"Deniz ne yemeyi düşünüyosun buzdolabını mı?"dedim bağırarak.
"Seni"dedi. Ne içmişti yine? Odasına gittim. Her ne kadar teklikeli olsada. Yerde bi ki tane şişe gördüm. Basbaya içmişti. Anlaşıldı bugün ondan uzak duruyorum.
"Deniz 3.'yü istermiydin?"dedim.
"Onların ikisi de içki değil"dedi banyodan bağırarak.
"Ne peki?"
"Biri soda fark ettiysen"dedi ve yeşil şişeye baktım gerçekten öyleydi.
"Soda ne içindi?"
"İçmek"
"Vallaha mı?"
"Evet"dedi bi de. Şişeleri alıp çöpe attım.
"Ben okula gidiyorum"
"Neyle?"
"Bacaklarım sağlam çok şükür!"
"İzin yok"
"Babamsın demi?"dediğim an büyük bi hata yaptığımı anladım ve kapıdan hızla çıkıcakken beni tuttu.
"Kızmadım."
"Belli. Kızmadığın için kolumu acıtıyosun demi?"
"Farkında değildim"
"İyi ama beni yönetemezsin iyi günler okula gelirsen görüşürüz"dedim ve yanağından öptüm. Arabalar vızır vızır geçiyodu. Koşmaya başlıcaktım ki e son duyduğum ses Denizin bağırışıydı.
"Derin Dur!"Deniz
Ambulans' aradım. Derin'i hemen yoğun bakıma aldılar. Araba çok hızlı geliyodu ama yavaşladı. Plakası da yoktu. Kullanıcısı da bayandı. Selin olabilir diye düşünüyorum. Bi doktor yanıma geldi ve,
"Arabanın önünde kesici şeyler var mıydı?"dedi.
"Görmedim"
"Bel bölgesinde kesikler var ama çok ciddi değil. Geçici bi hafıza kaybı yaşar ama eğer kısa sürede hatırlatmak istiyosanız ınun sevdiği şeyleri yapın ve hatırlatmaya çalışın"dedi ve gitti. Kız sıyırık ve hafıza kaybıyla çıkıyodu. Sağlammmış kemikleri.3 hafta sonra
Derin hala hatırlamamıştı ya da numara yapıuodu çünkü Derin rol yapmakta çok iyi. Burak, Açelya, Damla, Berkant, Emir, Eylül hepimiz toplanmış bi yol arıyoduk ki.
"Deniz"dedi Derin.
"Hatırladın beni"
"Evet seni hatırladım. Ama..."
"Ama ne?"
"Hahaha olum ben 2 gün önce oturttum hafızayı ayy çok tatlısınız yaa"dedi. Derin Derin olmasa boğardım ama Derin işte. Seviyorum yani.Derin
Rol yapmakta üstüme yoktur. Ben gülerken onlar bana tip tip bakıyodu ve daha çok gülesim geliyodu ve Burak'ın,
"Gerizekalı"demesiyle durdum ve Burağa bakmaya başladım. Ayağa kalkıp ağzına elimle şaplattım. Yumruk atmayı bıraktım:)
Deniz,
"İkinizde birbirnizin yaptığını hak etmişti"dedi.
"Deniz fazla konuşuyosun fazla dalga adamı boğar." Dedim ve Damla gülmeye başladı.Deniz
"Çok komik demi allahın şıllığı"dedi.
"Derin ağzını topla"dedi Berkant ve Derin tam ağzını açmışken elimle ağzını tuttum ve,
"Yukarı çıkalım"dedim merdivenlerden yukarı çıktık. Derin'e,
"Napıyosun kafayı mı yedin?"
"Hahah kafayı yiyen sizzsiniz"diye elini salladığı an eli küpesine takıldı ve küpe kulağından çıkınca,
"Deniz noldu niye burdayız?"dediği an hiç cevap vermedim ve küpeyi elime alıp incelemeye başladım. Ucunda bi sıvı vardı.
"Bu küpeyi nerden aldın?"
"Sen almıştın bana hçunuttun mu küçük Deniz"dedi gülerek. Küçükken ona aldığım küpeymiş.
"Derin özür dilerim ama bu küpeleri almam lazım"dedim.
"Niye?"dedi.
"Derin lütfen"
"O sende kalsın"
"Tamam o zaman onu da bi çıkar bişey bakıcam"dedim ve Derin küpeyi çıkardı o küpede sıvı yoktu. Selin'den kurtulmadan bize rahat yoktu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
DENİZİN DERİNLİKLERİ
Romantizmİkisi de büyük zorluklar atlatıyo. Özellikle Sakar, Cesur ve biraz da Korkak olan kızımız çok göz yaşı döküyor. Agrasif beyefendimizin buzdan kalbi bu kızımızın kalbinde yanan ateşle eriyor. "DENİZİN DERİNLİKLERİNE HOŞGELDİN"dedi kafamı öperek...