Artık gözlerim kapanıyordu. Suyun içinde nefessiz kalamıyordum. Gözümü açtığımda ağzımdan biraz su çıktı ve yanımda Çınar ile Selim meraklı gözlerle bana bakıyorlardı.
''Büşra nerde gitti mi?'' Dedim. Yüzümdeki küçücük bir gülümseme ile.
''Gitti gitti'' Dediler.
Yattığım yerden kalkmaya çalışıyordum. Biraz zor olsada artık kalktım. Selim:
''Gidelim mi?'' Dedi. Çınar:
''Gidel'' Derken sözünü kesip konuşmaya başladım.
''Saçmalamayın hiç bir yere gitmiyoruz'' Dedim.
Tabii Çınar ile Selim bana öylece baktı. Çınar:
''Prenses sen iyisin dimi bak normalde sen gitmek isterdin ben ne biliyim kaçardın bile'' Dedi. Biraz duraksadım. İkisine bakarak:
''Çok iyiyim. Kalalım'' dedim. Yüzümdeki ifade aynıydı. Hafif gülümsüyordum.
''Ee hadi mangal felan biseyler yapın'' dedim. Yüzümdeki gülümseme biraz daha yukarı çıktı.
''Emredersiniz hanımefendi'' dediler.
Kısık bir ses ile :
''Tabiki emrederim'' dedim. Hiç biri de duymadı.
Karnımızı doyururken Selim ile Çınar'a dönüp:
''Ya siz buralarda bir yerde yani yakın bir yerde uçurum kenarına benzer yerler biliyor musunuz?'' Dedim. Çınar:
''Ne yapacaksın prenses?''
Selim:
''Ne oldu fındık? Niye ki?'' dedi.
Başımı biraz öne eğdim. Yavaşca yukarı kaldırıp onlara baktım. Sadece:
''Hiç'' diyebildim.
Çınar, ben, Selim. Üçümüz yere bir şey serip oturduk. İçimden konuşuyordum. Onlar ise denize felan bakıyorlardı.:
'' Ay ben biraz geziyorum.'' Dedim.
Çınar:
''Gelmemi ister misin Prenses?'' dedi.
''Yok yok ben biraz tek basıma kalıyım'' diyip oradan uzaklaştım.
*****Ertesi gün****
Uyandığımda yine Çınarların evindeydim. Ne zaman geldim hiç bir fikrim yoktu. Odadan dışarı çıkıp içerilere baktım ama Selim ile Çınar yoklardı. Çınar'ı aradım:
''Alo''
''Alo Çınar''
''Ne oldu Selina''
''Ya nerdesiniz?''
''Selim ile markete gittik''
''Bana neden haber vermediniz?''
''Güzelce uyuyordun Selina bizde uyandırmak istemedik''
''Hm çabuk gelin''
''Korkuyor musun?''
''Hayır''
''Tamam neyse geliyoruz zaten''
Diyip telefonu kapattık. Bu sefer bana prenses demiyordu. Tedirgin oldum. Her zaman prenses diyen Çınar bu sefer Selina dedi.
Selim yemek hazırladı ve hep beraber yedik.
Televizyon seyrettik
Mısır yedikSaat 20.00'dı. Evde sıkıldım.
''Ben gidiyorum'' dedim. Çınar hiç ses çıkarmadı. Selim:
''Nereye fındık?'' dedi. Çınar Selim'e dönüp:
''Bende birazdan çıkacağım kardo'' dedi. Selim ikimize de bakarak:
''Nereye ya '' dedi. Çınar:
''Bi arkadaşımla bulusacağım'' dedi. Duramadım hemen
''Kız mı?'' dedim. Çınar'ın yüz ifadesi değişti. Yüzündeki gülümseme gitti. Hiç bir şey demeden kapıdan çıktı. Selim:
''Üzülme ya o arada öyle olur'' dedi.
''Neyine üzülüyüm ki? Ne hali varsa görsün odun'' diyip gittim.
İstanbul'u çok fazla bilmediğimden bi yolda dümdüz yürüdüm. Hava kararmıştı. Sanki ıssız bir yerde gibiydim. Tırlar felan vardı. Etrafta hiç kimse yoktu. İçimi korku sardı. Dönüp gidecektim ki arkamda 2 tane adam olduğunu fark ettim. Garip bir sesi ile :
''Selam güzel kız ne yapıyorsun burada?'' dedi. Çığlık ile kaçmaya başladım. İkiside arkamdan geliyordu.Çok korkuyordum. Bir yere saklanıp telefon ile Çınar'ı aradım. Uzun süre çaldı ama Çınar açmadı. :
''Hadi be Çınar ne olur aç çok korkuyorum'' diyordum sessizce. Adamlardan ses yoktu gizlice bakıyordum ki beni gördüler. Kaçmaya başladım onlarda arkamdan geliyorlardı. Sanki kumları üst üste koymuşlar gibi duruyordu. Sağ tarafım iyice derindi ve aşağı kısımdaydı. Koşuyordum. Sol ayağım o kumların kenarına takıldı. Derinliğin içine yuvarlanarak düştüm. Adamlar beni görünce kaçıp gittiler. Kafam kan içindeydi. Olduğum yerden kalkamıyordum. Çok halsizdim. Kıvışlayamıyordum. Yavaş hareketlerle telefonu aldım ama telefon açılmadı. Konuşamıyordum da kendi kendime:
''Selina ölme vaktin geldi belkide. Görüşürüz Çınar Selim'' dedim ve oracıkta gözlerim kapandı.
****Çınarın ağzından****
Ben Çınar ve eve gidiyorum. Biliyorum bugün sabah Selinaya biraz ters davrandım çünkü sinirliydim. Evin kapısını açtım içeride sadece Selim vardı. Selim bana baktı ve:
''Selina nerde?'' dedi.
''Ben ne biliyim evde değil mi?''
''Hayır siz buluşmadınız mı?''
''Yoo'' dedim. İkimizde Selina'yı merak ediyorduk. Saat 12 oldu ve hala yoktu. Telefonumu aldığımda 1 cevapsız arama vardı. ''Selina'' beni aramıştı ve ben duymadım. Hemen Selina'yı aradım:
''Aradığınız kişiye şu anda ulaşılamıyor lütfen daha sonra tekrar deneyiniz.'' Sesini duydum.
Saat 03.30 ama Selina hala ortalıklarda yok. Telefonum çaldı Selinadır diye hemen baktım:
''Merhaba Çınar bey Selinanın arkadaşı mısınız?'' dediler.
''Evet arkadaşıyım siz kimsiniz?''
''Ben hastaneden arıyorum. Selina hanımı hastaneye getirdik. Telefonu açılmıyordu ama çantasında bir kağıt bulduk Selina hanımın ismi ve Sizin isminiz ile telefon numaranızı buld'' derken
''Selina'ya ne oldu?'' diye bağırdım.
''Çınar bey Selina hanımın durumu kötü''
''Na-na-nasıl ya'' dedim.
''Hangi hastane'' diye üstüne ekledim.
Selim ile beraber hastanedeydik. Selina ameliyattı. Salak kafam nasıl olurda o telefonu duymam. Ya benim sabah ki yaptıklarım yüzündense .....
Sizce Selina'ya ne olacak? Çınar pişman mı olacak ? Selinanın durumu kötüye mi gidecek yoksa iyi mi olacak?
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Sahiden Mutlu Muyuz?
Любовные романы*Mutluluğun peşinde ilerleyen ama bir türlü ulaşamayan genç kızın hikayesi* En iyi okullarda okuması için ailesi elinden geleni yaptı. İstanbul'a tatil için gitmek isterdi ama durumlar karıştı. İstanbulda yeni bir hayatı oldu, yeni arkadaşları...