1. BÖLÜM

21 8 1
                                    

RÜZGAR...

"Bu...bu olamaz... O gülümsedi. O ilk defa gülümsedi."diye fısıldadım kendi kendime, içim içime sığmıyordu. O kadar uzun bir zaman geçmişti ki onu gülümserken hiç görmemiştim kahkahalarla gülmek geliyordu içimden ama bunu yaparsam beni mutlaka fark ederdi.
Ah nasıl bir ikilemdi bu böyle. Gitmek istiyorum gidemiyorum kalmak istiyorum kalamıyorum. Oysa bu sadece merak...Tam iki yıl. Koskoca iki yıl. Her gün bu ormanda aynı saatte aynı yerden başlıyordu yürümeye. Bende onu izliyor,onunla beraber yürüyordum. O benden habersiz sessizce ormanın derinliklerine doğru yol alıyordu. Onu ilk gördüğüm gün ağaçların arkasına saklanarak takip etmiştim onu. Ama sonra fark edilmediğimi anlayınca vazgeçmiştim saklanmaktan. Beni fark etmiyordu. Gözlerini bir noktaya dikip sadece yürüyordu. Onu neden takip ettiğimi bilmiyorum. Sadece iki yıldır sadece onunla öylece yürüyorum. Adını ,neden her gün aynı saatte ormanda yürüdüğünü ya da neden hiç gülmedigini hiç bir şey bilmiyorum onun hakkında.

Her gün bu son bir daha gelemeyeceğim diyorum ama saat tam iki de kendimi bir anda bu ormanın girişinde buluyorum . Istemsiz bir şekilde ayaklarım beni buraya getiriyor. Buraya gelmediğim bir kaç saatlik zamanlardaysa yine onun hakkında bir bilgi edinebilmek için uğraşıyorum. 'En azından' diyorum kendi kendime en azından adını öğrenebilsem her şey daha kolay olur diyorum ama boşuna tüm çabalarım. En ufak bir ayrıntı bile bulamıyorum. Konuşmak istiyorum onunla ama bir adım dahi atamıyorum. Bir şey,sanki görünmez bir güç onunla konuşmamı engelliyor. Off bilmiyorum. Nasıl bir çıkmaza girdim,neden çekip gidemiyorum,ya da neden onunla konuşup hakkında bir şeyler öğrenmiyorum? Kafamın için de deli sorular. Hiç birine cevap olamıyorum. Ama cevapları nerde bulacağımı biliyorum. Beni iki yıldır hergün bu ormana sürükleyen, onunla konuşmamı bir şekilde engelledigi gibi gitmemi de engelleyen o kız tüm sorularımın cevabı. Şimdi aklıma geldi de onun sorularının cevapları da bendedir belki de.Kim bilir belki bir gün onunla konuşabilirim. Nedenlerime en güzel cevapları o verebilir bir tek . Biliyorum. Belki o da benim gibi geçmişine gömülüp kalanlardandır. Kimbilir kalbindeki derin yaraların ne kadar derin bir iz bıraktığını... Kabuk bağlayıp bağlamadığını. Hala kanıyordur kalbi belkide. Ahh bu acımasız belkiler ve çaresiz keşkelerimin bir gün beni böyle bir çıkmaza sokacağını biliyordum. Kimsesiz bir çocuğun sokakta kalıp karnını doyurmak için harcadığı çabaları gibiydi çırpınışlarım...

O yürürken ben de biraz gerisinden onu takip ediyordum. Görüş alanında sadece açık kumral-karamel tonları arasındaki saçları vardı. Mavi gözlerin görmesem de yine aynı durgunluktan sadece tek bir noktaya baktığını tahmin edebiliyordum.
Bir günüm daha onu takip ederek geçmişti işte... Konuşmadan sadece izleyerek...

Son NefesHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin