Boşluk içinde kalmış kelebek

16 0 0
                                    

Temmuz günleri hava seyahat çekemeyecek kadar sıcak. Uzun bir yolculuk, Amasya 5-6 saat arası uyumak istiyorum tanrım ama o araba sallantısı bütün içimdekileri yerle bir ediyor lanet olsun ki...
Günümüz gençleriyiz işte hepimiz sosyal ağlar içinde kaybolup gidiyoruz . Anlık fotoğraflarımızı paylaşıp sohbet edebileceğimiz güzel bir uygulama Snapchat , kişilerim arasında bir kişinin paylaştığı bir söz kulağıma hoş geliyor " Elimde sigara yerine ellerin olsaydı " hemen bir snap atıyorum kararsız bir tavırla

Ben : "Söz baya güzelmiş"

Ezgi : " Teşekkür ederim "

Kısa zaman içinde tanışıyoruz aynı şehirde bulunuyoruz , evlerimiz uzak olsa da aynı yaştayız . Insanlara çabuk güvenen tiplerdenim doğrusu hemen güvenirim aslında kötü bir huyum ve sevmediğim özelliklerimden birisi sanıyorum ah bir snap daha babam ön koltuktan arkasını dönüyor ;

- "telefonla oynamayı bırakacak mısın
"
- " Kız arkadaşımla konuşmakta mı yasak artık"

Ters bir bakış atıyor. Ailem disiplinli baya ama hiç üzerimde etkisini göremiyorum ki sadece kendilerini kandırıyorlar, insanlar kısıtlandıkça daha da özgür kalmak ister benim teorilerime göre. Kafalarinda yarattığı bir Yasemin görmek istiyorlar fakat ben kendi olduğum gibi olmak hatalarımı kendim görüp düzeltmek istiyorum.
Yolculuk bitmek üzere... Eve gelip bir oh çekiyorum

- " Insanin kendi evi gibisi yok vallahi anne ya "

- " Ee tabi ne sandın "

Annem 32 yaşlarında, çok küçük yaşta bir evlilik yapmış olmasına rağmen mükemmel bir anne diyebilirim. 14 yaşında bana sahip olmuş . Şuan ki yaş sınırlarına göre saçma geliyor tabi ama o zamanlar normalmiş . Babası, annem 16 yaşlarında kanser nedeniyle vefat etmiş. Düşünsenize küçük yaşta evlenip çocuk sahibi oluyorsunuz 2 sene sonra babanız ölüyor ve saçma gelecekki görücü usulü evlenmeyle ne kadar birbirine değer verip sevebilirsin.
Hemen yatağıma yatıyorum yol yoruyor. Telefonumun şarjı bitmiş şarja takıp mesajlaşmaya başlıyorum . Ay bu sosyal ağlar insanı kendine nasıl da bağlıyor bırakmıyor. 2 saat internete girmesen deprosyanda oluyosun ne oldu acaba bildirim geldi mi ? kimden mesaj geldi ? gibi düşünceler sarıyor beynini. Telefon herkesi bilinçsiz bir şekilde bağımlısı yapıyor. Onun bize bağımlı olacağı yerde...



Saat 10.30 civarı yüzümde yastık izi çıkmış her zamanki gibi ne güzel de uyumuşum. Her zaman bi elim yastığın altında uyurum bir bacağım yorganın dışında, sanki vücudumun bir kısmı üşüsün diye yapıyorum bunu . Elimle yastığımin altını yokluyorum her zaman uyandığımda yaptığım gibi bağımlılığımi elime aliyorum bildirim çubuğunu indirip wifiyi açıyorum insanlari aldatmayi severim hic bi kişiye bağlı kaldığımi, bir kişinin olmayı, bir kişiyi kıskanmayi, onu hayatının merkez noktası yaptığımı falan hatirlamiyorum (şuan hariç).
" Günaydın aşkım "
Mesaj ezgi'den, bir günde ne kadar da yakınlaşmıştık canımlı cicimli konuşmalar falan çok yapmacık geliyordu bu kadar samimi oluşu.

"Günaydın"

"Napıyosun kanka "

Artık kanka kardeş demek basit kelimeler bizler için eski dostluklar malesef ki bir çoğumuzda yok varsa da sağ gösterip sol vuran kardeşler var , tam da tahmin ettiğim bir son bekliyor olacakki beni şuan bu denli kırılmışım .
"Yeni uyandım sen"

"Arkadaşıma gitcem bende yatılı"

"Birgün bize de gelirsin" deyiverdim. Ne akılla dedim bir günlük tanıdığım insana bilmiyorum ama dedim artık geri dönüşü yoktu .

"Aa bugün geliyimmi"

Babam büyüklerimizin deyimiyle 40 yaşına merdiven dayamıştı. Annemden oldukça büyüktü. Bir bakanlık da memur olarak çalışıyordu. Genellikle hep kaşları çatık gezen birisi benim için oldukça gıcık. Herşeye bir bahane bulup tartışma çıkaran türlerden . Zaten türünden de fazla yok artık . Onun haraketleri artık ülke durumlarına göre yobazlığa kaçıyor diyebilirim . Masanın üzerinde bir bardak,pet şişe, kitap vs duruyor diyelim bu neden burda diye kocaman bir kavga çıkaracak potansiyelde. İnanın çok çekilmez geliyor bana . Eşine orospu diyen birine baba demek itici geliyor . Baba sevgisi hiç görmediğim birisine baba gözüyle bakamıyorum ben çünkü o sadece eve ruh gibi girip çıkan sadece mutlu olduğunda dediğimizi yapan biri gibi . Aynı robot gibi hani robot da ne dersen onu yapar ama enerjisi bitene kadardir ya...
" Bilmiyorum ki bi anneme soruyum"

"Tamam kanka haber verirsin"

Daha önce yatılı hiç arkadaşım gelmedi. Hele bir günlük ruhunu tanıyamadığım birisi hiç gelmedi şuan ki aklım olsa gelmesin de derdim.

"Anne bir yıllık bi arkadaşım var da bize yatılıya gelebilir mi"
diyorum neden yalan söylemiş olduğumu bilmemekle beraber belkide bir günlük arkadaşım desem gelmesin diyeceğinden korktum.

"Yasemin yeni yolculuktan geldik ve dolap boş markete falan gitmeye uğraşamam yorgunum" diyor kesin bir tavırla . Israr ediyorum

"Anne ben yemekleri yaparım"

Bi yandan çayını içerken bi yandan bana bakıyor

" Babana sor "

Kardeşlerim ordan bağırıyor

" Biz istemeyiz döverim valla" diyor.

Büyük kardeşim 13 yaşlarında falan.
Ne gıcık bir kardeş titiz aptalın teki bizim kullandığımız ellediğimiz hiç birşeyi yiyip içmez öylesine gıcık işte
Babamı aramak yerine mesaj atıyorum mesajlardan daha cazip cevaplar alabilirim ondan her zaman;

"Arkadaşım bugün bize yatılı gelebilir mi ? "

Zoraki izin alıyorum . Eve ilk defa bir kız arkadaşım yatılı gelecek . Aslında gelmez diye düşünüyordum yani heralde bir günlük tanıdığı birine güvenip gelemez . Evet evet bencede gelmez en iyisi uyuyum ben . Uyumak şu dünya da en güzel şey sanırsam hayattan tamamen koptuğun anlar yarı ölüsün hoşuma gitmiyor değil . Yeşil boyalı duvarlara bakarak kendimi analiz ediyorum ne kadar da kötü bir insanım. Geçmişim geleceğimi kararticağını bilmeden analiz ediyorum kendimi . pişmanlıklarımızı düzeltmeyi yüzlerce kez istesek de bir türlü düzelmez bazı şeyler. Karanlık bir odada kalmış yalnız kendi kafanda çaresiz hece hece tükenirsin...

Telefon titreşiyor ;

" Ben geliyorum az kaldı "

Mesaj ezgi'den geleceğini tahmin etmiyordum aslında şaşırdım biraz yalan söyledim çok şaşırdım hayatımda çok yalan söyledim. Belki bende bir yalandan ibaretimdir . Belki ilerde geleceğimi yalanlar üzerine kurucam en son seni bıraktığım da beynindeki kurnaz tilkiler birbirini kovaliyordu , zekiydin anlarsın burda ne demek istediğimi .

" Tamam ararsın"




Temmuz giderken bir yaşamakHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin