Tanışma faslımız uzun sürmüştü, onlar bizim biz de onların telaffuzlarına gülmüştük. Hele ben isimlerini görüşme sonuna kadar bir kere bile doğru söyleyememiştim. Bu durum da en çok bizim takıcıyı eğlendirmişti, kahkahası odayı dolduruyordu. Gerekli bilgi alış-verişi yapılmış ve tasarımlarımız incelenmişti. Üçü de gayet memnun gözüküyordu gerçi bizde onlardan farksız değildik.
İşin heyecanlı kısmı bu kısa süreli bir anlaşma değildi. Ortaklıktı. Bu hem kazancımız için hem de piyasada ki yerimiz için iyi bir fırsattı. Ve yurt dışına da açılmış olacaktık, Güney Kore moda konusunda dikkat çeken bir ülkeydi ,gerçi bu bizi biraz da korkutmuştu ama aynı zamanda heyecanlandırmıştı da. Kore ile ilgili pek bir bilgi sahibi değildik bu endişemizi Kartal bey ile paylaştık. Anlaşabilecek miydik ?
'' Zamanla ve birbirimizi tanıdıkça neden olmasın? Hem tabi ki iş konusunda ayrı fikirlere sahip olacağız ama bu şekilde birbirimizi tanıyıp ,ortak noktalar keşfedip anlaşacağız merak etmeyin '' dedi güzel gülümsemesini bize sunarak.
Akşam eve geldiğimde biraz araştırma yaptım. Bilgisayarı kapattığımda gerçekten şaşkındım. Çok fazla hayran kitlesi vardı ülkemizde. Bende bir kaç filmlerini falan izlemiştim ama bu kadar yaygın ve geniş çaplı olduğunu bilmiyordum.
Ortaklarımızın isteği üzerine bir koleksiyon hazırlamam gerekiyor. Erkek giyim için. İki gün sonra ülkelerine dönüyorlar biz de bu yüzden yarın akşam yemeğe götürmek istedik kendilerini. Hem koleksiyon hakkında tavsiye alabilirim hem de biraz daha fazla sohbet eder tanımaya çalışırız birbirimizi. Yeşim'i de davet ettim gözleri parlamıştı.
'' Bu davet karşısında ' Hayır'ı ' kelime dağarcığımdan çıkardım '' dedi heyecanla.
Yemek gerçekten çok eğlenceli geçmişti. Uzun zamandır bu kadar güldüğümü hatta kahkaha attığımı hatırlamıyorum. Şu bizim takıcı çok eğlenceli biri, onun sayesinde gerçekten çok eğlenmiştik. Ama öğrendiğimize göre bizim takıcı ortaklarımızdan değildi. Tasarımlarımızı üzerinde taşıyacak olandı. Bu arada adı da takıcı kaldı benim yüzümden. Gerçek ismi Lee Chung Ho. Ama takıcı da hoşuna gitmişti ve öle hitap etmeye devam etmem için ısrar etmişti.
İki ay süre verilmişti koleksiyonun hazırlanması için. Kartal bey ise harikalar yaratmamı belirtmişti. '' bu süre senin için sorun değil Parla.'' dedi sırtımı sıvazlarken. Bence ben çok yüz verdim. Sen yaparsın Parla ,sana güveniyorum Parla...Ayrıca bana bir söz vermişti ama bundan hiç bahsetmiyordu. Ne zaman sorsam '' merak etme başka planlarım var öğrendiğinde çok sevineceksin'' diye geçiştiriyordu.
^^^^^^^
İş temposu yükselmişti bizim için. Bu kadar yoğunluğun arasında bir Tamer kafamı dağıtıyordu. Kendisi de takmıştı o günden sonra çekiklere. '' Şu iki ay geçsin de gelsin çekiklerimiz gözüm gönlüm açılsın, ofisten çıkamıyoruz zaten bir de senin o mahkeme duvarı gibi suratın hiç çekilmiyor '' dedi gözlerini devirerek.
'' ne varmış suratım da ''dedim şirin gözükmeye çalışarak.
'' sorun orda işte hiç bişi yok suratsızsın '' dedi.
'' sen kendine bak sürekli oflayıp puflayan ben değilim. Olmayan kaynanam gibisin. Sürekli bir şeylere söylenip duruyorsun. Geçen gün bulutlara kızıyordun neden güneşi saklamışlar diye farkında mısın?'' diye söylendim.
''ama ne yapayım o günkü kıyafetim havaya hiç uygun değildi özellikle renkleri '' dedi bilmiş bir şekilde. Cevap verip daha fazla çenemi tehlikeye atamazdım sadece dil çıkardım.
Yavaş yavaş tasarımlarımız ortaya çıkıyordu ama daha çok işim vardı. Hayatım bir kaç ay öncesinden daha iyiydi. Esra ile huzurluydum, Tamer'le eğleniyordum, Yeşim'le de daha da yakınlaşmıştık. Ailemden haber almamak ve görüşmemek için çok uğraştım. Sadece bir kaç kez Sara ile konuşmuştuk telefonda, Pınar hanım ve babamı sormamıştım, nasıl olduklarını öğrenmek istemiyordum. Babamla yüzleşmekte istemiyordum, eminim benim ile ilgili bilgi alıyordur bir yerlerden. O yüzden karşıma çıkmamıştı bunca zaman boyunca. Ya da gerçekten umursamıyordu artık.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Sonsuzluk mu?
Novela JuvenilBir an önce çekip gitmek istiyordu Parla. Tek başına, özgür ve daha mutlu bir hayat için.. Kurtuldum derken ve mutluyum artık derken, 'O' girdi hayatına.. İstediği ve beklediği bir rastlantıydı aslında. Ama... Daha zor bir hayat başlıyordu onun içi...