×2×

70 16 11
                                    

Geri geri gidip yavaşça nefes alıp vermeye başladım.Düştüğüm durum gerçekten çok kötüydü.Belki de ben fazla korkaktım ama duyduğum sesler yada az önce olan şey benim korkak olduğumu değil korkunç bir durumun içinde olduğumu gösteriyordu.Kafamdaki düşünceleri bir kenara atıp süpürgeyi elime aldım ve sertçe silmeye başladım.Yalnız olduğum için korku ağır basıyordu sadece.Dışarıdan gelen sesleri önemsemeyip silmeye devam ettim.

Bir süre sonra oda temizliğini bitirmiş, Bay Busner'in yaylı koltuğuna oturmuştm.Korkmamak için temizliği kendimden geçerek yapmış ve amacıma ulaşmıştım.Dinlendiğimi hissettiğimde koltuktan kalkıp az önce kullandığım temizlik eşyalarını yerleştirdim.Odadan çıktıktan sonra hızlı adımlarla ilerlemeye başladım.Olanları Bayan Hamleck'e anlattığımda kesin benim onlardan biri olduğumu düşünecekti ama umrumda değildi.Ona anlatacaktım ve şikayetimi belirtecektim.Teressa ile benim olan ortak odanın önüne gelince aralık olan kapıdan göz ucuyla içeri baktım.Tahmin ettiğim gibi Teressa çıkmıştı.İçeri girip ceketimi ve çantamı aldıktan sonra yine hızlı adımlarla çıktım ve Müdüre odasına doğru gittim.Söyleyeceklerim hakkında düşünecekleri umrumda değildi.Bunlar gerçek olan şeylerdi.Ayrıca Müdüremizin odasına gitmeden önce Johan'a yapıp yapmadığını sormak tabii ki aklıma gelmişti ama böyle bir aptallık yapmayacaktım.Kapıyı çalmadan önce derin bir nefes aldım ve boğazımı temizledim.

"Girin!"

Kapıyı açıp gerçek deri gibi görünen fakat sahte olduğunu bildiğim koltuklardan birisine oturdum ve ona baktım.Hamleck arkasına yaslandı ve dalga geçer gibi bana bakmaya başladı.Sakinlik dışında birkaç saat öncesine kadar değişen bir şeyi yoktu.

"Evet Charlyn, Ne oldu?"

Ona yarım saat önceki yaşadıklarımı anlattığımda ilk önce ciddi olup olmadığımı sorup, sonra odasından çıkmamı istemişti.Kesinlikle ondan nefret ediyordum.Zaten inanmayacağını tahmin etmiştim ama bu kadar umursamaz olacağı aklımın ucundan geçemezdi.Şimdilik işimi kaybetmek istemediğim için söylediklerini dinleyip çıkmıştım, hiç istemesemde.Koridorlarda yürürken çok fazla sinir olduğum için elim ayağım titriyordu.Eğer ikinci kere birşey olursa bunun hesabını bana soracaktı.Depodan ceketimi ve çantamı aldım ve hastaneden ayrıldım.Mesai saatimin bitmesine yarım saat gibi bir süre vardı fakat bu sinirle orada kalmak istemiyordum.Otobüs anayola vardığımda anında gelmişti ve bu beni hafif te olsa mutlu etti.Genelde saatlerce beklediğim olabiliyordu.Hatta bazen Johan veya Teressa ile de gidebiliyordum.Otobüs boyunca gözlerimi kapattım ve taşlı yollar yüzünden sürekli haraket eden otobüste kafamı yaslayıp rahatlamaya çalıştım.Ayaklarımı uzatıp rahatça dinlenme hayallerimi gerçekleştirmeme az kalmıştı.

Otobüsten indikten sonra biraz yürüdüm ve evime vardım.İşin gıcık kısmı şimdi yemek yapmam gerekiyordu.Pizza veya bunun gibi yiyeceklerle yemekten az bile olsa bıkmıştım fakat hergün hergün yemek yapmaktansa-hemde iş yorgunluğuyla-yemekten sıkıldığım şeylerle beslenmeyi tercih ediyordum.Apartmanın önüne gelince çantamdan anahtarlarımı çıkarıp içeri girdim.Kapıdan içeri girince gözlerime direkt kasvetli, dik merdivenler göründü.Bu merdivenleri sabahları işime yani hastaneye giderken, bir de akşamları iş çıkışı çıkıyordum.Bazen çikolata krizlerimin tuttuğu zamanlardaki markete gidişlerimi de sayarsak günde 3-4 kez bu lanet merdivenleri ziyaret ediyordum.Yavaş hareketlerle merdivenleri çıktıktan sonra 3.kattaki, ayakkabıların etrafa saçılmış olduğu bej rengi kapının önüne geldim ve hiç beklemeden kapımı açıp içeri girdim.Kapıyı kapatmadan önce ayakkabıları düzelttim ve üzerimi çıkarma gibi birkaç işten sonra koltuğuma oturup ayakkabılarımı uzattım.Her iş çıkışı böyle ayaklarımı uzatmak bana çok iyi geliyordu.Sabahtan akşama kadar hastanede bir oraya bir buraya koşuyordum ve akşam olunca ayaklarımın ağrısı beni öldürüyordu.Keşke bir hizmetçim olsa, diye düşündüm.Olsaydı nasırlaşmaya başlamış ayak parmaklarımı ovar, akşamları saatlerimi geçirdiğim yemeklerimi o yapardı.Ama bunun için daha erkendi, biraz daha çalışmalıydım.Geleceğe ait bir hayalim yada amacım yoktu ama altıma arabamı alıp lüks bir villada yaşamayı çok isterdim.

Dont Open This DoorHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin