-İSTANBUL'A DÖNMÜŞ-

17 3 0
                                    

Medya:Çağla & Çiğdem

Sabah uyandığımda yatağımda bi not vardı. Aldım ve okumaya başladım.
Sevgili Fıstık,
Benim dönmem gerekti ama en kısa zamanda İzmir'e dönücem, söz veriyorum♥ Ararsan ulaşamayabilirsin, korkma başım dertte değil, sadece seni koruyorum. Burak'a da bişey yapmıycam söz veriyorum ve
I L♥VE Y♥U
Derin Fıstıklı Çikolatam.
Sakın beni kafana takma.

Yazmıştı. Yanağımdan süzülen yaş kağıda damladı. Hem üzümtüden ağlıyodum, neden bana veda etmedi diye hem de mutluluktan, ne güzel sözler diye. Kapının zili çaldı.
"Çağlaaa"dedim ve Çağla'ya sarıldım.
"Derin senin ki nerde?"
"Gitmiş"
"Seni bırakıp?!"
"Evet malesef ama işi varmış. Meşguk insan o"dedim gözümü kırparak.
"Diosuun"
"İviit diyorum. Sarp nerde?"
"Gitmiş"
"Nereye?"
"İstanbul'a"
"Deniz'de oraya gitti."
"Bunlar bi iş çeviriyo ama ne?"dedik aynı anda.
"Çiğdem nerde?"dedim.
"Çiğdem mi boşver o salağı"
"N'oldu?"
"Dün Volkan beyle beraber sahildekerdi hala dönmedi *rspu afedersin ama"dedi gözlerini devirerek.
"Başlarına ya bişey geldiyse?!"
"Gelmez onlar sağlam insanlar. Bizim gibi çıt kırıldım değil"dedi ellerini kıtlatarak. Sinirlenmişti.
"Tamam Sory ya sinirlneme hemen"
"Offf ölcem meraktan"
"Aman diyim heyecan yok"
"Amaaan Deriin"
"Kızım sen diyon"
"Tam ya hep zeytinyağı ol zaten"dedi.
"Yavaş koysaydın lafı?"
"Açık sözlüyüm malisif"dedi. Bi 'hıh' dedim. Kendi zeytünyağu diğildı sanke.
"Yaa kızım ara!"dedi Çağla.
"Ayh tamam dur"dedim ve Berkant'ı aradım o kesin biliyodur ve safım söylerdi :D

"Berko"
"Ne var çukur?"
"Ya Deniz yanında mı?"
"Al işte"dedi fısıldayarak.
"Berkant!"
"Hayır değil"
"Berkant doğruyu söyle valla geçerim ekrandan deşerim seni çocuk!"
"Evet burda napcen kuzu?"dedi yabancı bi ses. Kimdi o? Bi kız sesiydi...Selin!
"Selin? "
"Zeki kız nasılsın?"
"Selin bırak onları"
"Bırakmamı mı istiyosun? O zaman önce beni öldürcen ki imkansız"dedi gülerek. Ve Deniz'in inleme sesi geldi.
"Deniz'ine bişey olursa ne yaparsın?"
"Bırak onu!"
"Bu lafı onun senin için demesi gerekmez miydi?"
"Olabilir Selin ama onları bırak
yoksa..."
"Yoksa ne yaparsın?"
"Seni gebertirim"
"Hahahayt gel güzellik"dedi ve teşefonu yere atma sesi geldi. Çığlık attım ve Çağla duvarı tekmelemeye başladı. İkimiz de sinirden ve üzüntüden geberiyoduk. Dışardan geçen biri görse hayvanat bahçesi var zannedebilirdi.
"Çağla yürü kızım biz de dönüyoruz. İlk uçağa binip gidiyoruz."
"Ama Derin bize bişey olursa?"
"O da var. Oofff!"diye bağırdım ve telefonumu yere fırlattım. Kırılmazdı dayanıklıydı kendisi :)
Balkondan Çiğdem ve volkan girdi.
"Nerdeydiniz?!"dedi Çağla.
"Sahildeydik."dediler.
"Sahilde ne yaptınız sorması ayıptır?"
"Uyuya kalmışız kızım allah allah..."dedi Volkan. Çiğdem gülümsedi.
"Tamam Çağlacım"dedim Çağla'nın sırtına vurarak. Çiğdem,
"Siz niye toplandınız direniş filan mı var?"dedi.
"Hayır Sarp ve Deniz İstanbul'a gitmişler ama neden bilmiyoruz"dediğimiz de Volkan tam ağzını açtı sonra geri kapattı.
"Bişey biliyosun demi?"dedi işaret parmağımı sallayarak.
"Tamam yakalandım"
"Dinliyoruz"dedim öldürücü bakışlarımı atarken. Volkan,
"Burak diye bi çocuk varmış başına bi bela almış. Açelya diye bi kızı kaçırmışlar."
"Burak mı?! Açelya mı?!"dedim.
"Benim hemen gitmem lazım....Duurr Sarp ne alaka?"
"Deniz'in eski çetesinden o"
"Abi sizin yapmaya çalıştığınız şey beni delirtmek mi?!"dedim elimi kafama koyarak.
'Derin sakinleş kendine zarar veriyosun'diye bi ses duydum Deniz'in sesiydi. Sadece hatırlamıştım.
"Tamam sakinim"dedim.
"Bişey demedik ki?"dediler.
"Boşverin"dedim ve koltuğa oturdum.
Bütün gün Deniz'i düşündüm.

Saat 12'ydi. Gece yarısı olmuştu. Deniz hala gelmemişti. Uyanık kalmak için kahve içip duruyodum ki....zil çaldı. Kapı deliğinden baktım. Deniz'di!
"Deniz!"diyip sımsıkı sarıldım. Deniz'in bana sarılcak hali yoktu. Yüzü kan gölü olmuştu.
"Deniz?"
"Derin özledim kızım seni"dedi kendini zorlayarak.
"Tamam yarın konuşuruz."
"Hmm"dedi kafasını sallayarak.

Yatağa yattım. Deniz yanıma uzandı. Artık kan gölü değildi. Yüzünü temizlemişti.
"Yarın benden kaçışın yok"diye fısıldadım ve gözlerimi kapadım.

Sabah uyandığımda Deniz pancar motoru gibi horluyodu. Aşağıya indim kahvaltı hazırladım. Domatesleri keserken arkadan iki kol bana sarıldı.
"Günaydın"diye fısıldadı kulağıma.
"Günaydınlar olsun pancar motoru"
"Horlamak da yasak."
"Evet yasak"dedim ona dönerek.
"Anlat şimdi"dedim gözleirmi kısarak.
"Volkan anlatmıştır."
"Yaaanii anlattı çocuk sağ olsun."
"Burak'la beraber gittik Açelya'yı bulduk filan"dedi.
"Saol çok yardımcı oldun"dedim ve domates kesmeye devam ettim. Benden kolay kolay kaçamazdı. Her fırsatta sorucaktım. Deniz,
"Küsme Derin ya"dedi tezgaha yaslanarak.
"Küsmedim. Ben sana bişey olursa nasıl hissetceğimi biliyo musun sen? Hatta bi yere gittiğinde gizemli bi şekilde. Kalbim yerinden çıkıyo sana bişey olursa diye Deniz anla beni artık"dedim gözlerimin dolduğunu hissettim.
"Derin biliyorum ama sen de beni anlamaya çalış."dedi bana bakarak.

"Deniz seni anlayamam çünkü..."
"Çünkü ne Derin?"
"Dengesiz ve karmaşık bi insansın yani sağın solun belli olmuyo"
"Derin seni ilk gördüğümde ne düşündüm biliyo musun?"
"Neymiş?"
"Bu kızla anlaşırsam bigün beni hiç bırakmıycak"diye geçirdim içimden ve öyle oldu."
"Ben de ne dedim biliyo musun?"
"Bilmiyorum"
"O mavi gözlerinde kaybolmayı diledim"dediğim an gözyaşlarımı tutamıyodum.
"Derin ağlama"
"Deniz sen habire parçalıyosun içimi"
"Derin şu an sen de beni parçalıyosun"
"Sen parçalanmazsın parçalarsın Deniz!"
"Ben parçalandığım için bu haldeyim Derin!"
"Konuştuğumuz konuya baksana? 3 yaşındaki çocuklar gibi..."
"O zaman kes!"
"Tamam kestim!"dedim ve bıçağı tahtaya saplayıp koltuğa atladım. Kollarımı göğüsümün altında birleştirdim ve sessiz sessiz ağlamaya başladım. Telefonum çaldı. Kendimi toplayıp kimin aradığına baktım. Burak'ın babasıydı.
"Alo?"
"Derin kızım sakin ol önce. Sana bişey söylicem"
"Sakinim"
"Annenle baban trafik kaza-"
"Ne?!"
"Malesef Derincim yoldan çıkmışlar araba takla atmış. Anneni kurtarmaya çalıştılar ama o da-"
"Tamam"dedim ve telefonu kapattım.
Deliler gibi ağlamaya başladım. Nefesim daralıyodu. Ciğerlerim yanıyodu. Deniz yanıma oturdu ve,
"Kimdi o?"
"Annemle babam-"
"N'olmuş?!"
"Kaza yapmışlar"dediğimde ağlamam şiddetlendi sanki bi fırtına kopuyodu içimde. Deniz kafamı göğüsüne koydu ve saçlarımı okşamaya başladı.
"Deniz ne yapıcam şimdi ben?"dedim kızaran gözlerimle.


"Denizin Derinlikleri 'ne hoşgeldin" dedi kafamı öperek.


Evet arkadaşlar bu hikayenin sonu da böyleydi. Okuyan herkese teşekkür ederim ve vote verenlere daha daha çok teşekkür ederim. Yeni yazmaya başladığım 'Güzel Vampir' adlı hikayemi okumayı unutmayın ^-^

Seviliyosunuz♥-♥

DENİZİN DERİNLİKLERİHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin