Bölüm şarkısı: Mary Lambert-when you sleep dinleyin ✌️
Bölüm ithafı: Artic_black (böylemi yazılıyor bilmiyorum ajsjs)
NOT: Whatsapp grubu katılımı isteyenler mesaj atabilirler!
İyi okumalar tekboynuzlularım!
"Aslı, hadi gel güzelim, gidelim mi biz odana?"
" Bırak anne" annemin elini ittim ve yanımdan uzaklaştırdım onu. Bana kimsenin dokunmasını istemiyordum bu satten sonra.
" Git bahçeye çık! Babamı ara! Bir şey yap ama bana sarma tamam mı! Lütfen!"
" Lütfen, dikkat edin stres iyi değil bebek ikinci riski atlatıyor, gerçekten bu sondu!"
" Ben mavişin yanına gideyim madem"
Annemin yanımdan ayrılıp o koridordan dönüşünü izledim. Gina hanım oturmuş gözlerini dinlendiriyordu. Sessizdi her yer. O cama yapışmış solgun bedenini izliyordum yine... Bitkindim uykusuzluktan fakat yanından ayrılmaya pekte niyetim yoktu. Sierra burda Mayısla sohbet ederken Yağmursa sızmıştı bir köşede. Yine o ağrı vardı kasıklarımda. Ölmek üzere gibiydim, ağrı beni kasıyor, dizlerimin titremesine sebep oluyordu çoğu zaman. Cama yapışıp mırıldandım yine.
" Cam... Çok yoruldum artık seni böyle görmeye yüreğim dayanmıyor... Aç gözlerini tekboynuzlum... Bir hafta oldu bak, koskoca bir haftadır bebeğimizide benide bıraktın... Annen çok üzülüyor, sen onun tek erkeğisin yapma... Bırakma onları lütfen..."
Elimdeki ultrason fotoğrafına baktım umutsuzca, birkaç gün öncedendi bebeğin sağlığı için çekilmişti.
" Aman tanrım! Ow... Ash şuna baksana minicik değil mi?"
Cama yapıştırdım fotoğrafı, son gördüğümüzden farksızdı ama yinede iyi olduğunu bilmesini istedim. Ne kadar onu bebeğimizi istemiyorsun diye suçlasamda Cam beni de onuda her şeyden fazla düşünüyordu, aptallık eden bendim sadece.
" Bak... Bak bebeğimiz iyi... Elimden geleni yaptım onu korumak için, bu sefer yanımda sen yoktun ama yinede bebeğimizin iyi olduğunu gördüm o odada... Biliyor musun Cam, eğer kızımız olursa diye ismini düşündüm, Hope koyalım mı? Erkek olursa da West, ama sen bilirsin tabi, beraber karar veririz, ona küçük küçük patikler alırız..."
Umutsuzca koydum ultrason fotoğrafını cebime. Sonra karnıma dokundum, Cam yanımda yoktu ama onun parçasını taşıyordum karnımda... cama başımı yasladım bu sefer yorulduğumdam, arkamdaki duvara yaslandım.
" Ama sen ne istersen tabi... Tek başıma karar veremem ki, onu tek başıma büyütememde. Sana ihtiyacım var, hemde çok fazla..."
Ellerimi cama tamamen yasladım, onu biraz daha net görebiliyordum. Kirpikleri hiç oynamıyordu bile, dudakları aralıktı, parmaklarım kayarken mırıldanmaya başladım.
" Sen benim günışığımsın, benim tek günışığım..." Saçlarımı örerken bunu söylüyordu "Gökyüzü griyken beni mutlu edersin" alnımı o cama yaslayıp gözlerimi yumdum "Asla bilemeyeceksin sevgilim, seni ne kadar sevdiğimi..."
Yutkunamadım. Kirpiğimin ucundan süzülen gözyaşını hafifçe sildim ve gözlerimi araladım "Lütfen tek günışığımı benden alma..."
Öylece ona baktım, tekrar ettim fısıltıyla "Lütfen tek günışığımı benden alm-"
Daha cümlemi tamamlayamadan gözlerim kalp atışlarını gösteren makinaya takıldı, bir anda düz çizgi verip ötmeye başlamıştı, uzunca süren aynı tondaki ses odasını kaplamıştı. Bir çığlık attım, bu ne demek oluyordu, birden bir sürü makinadan yükselen sesle sanki nefesim kesildi. Arkaya doğru tökezleyerek birkaç adım attım korkuyla.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
All I Want | Cameron Dallas
FanfictionDudakları panzehirdi. Benimkilerse zehir. Ölümüne susamış gibi öperdi beni, kurtarmak isterdi her öpüşünde. Ama ben başından beri ölüyordum. Cam bunu göremiyordu.