Medyada Güneş *-*
Ben 17 yaşında bir kızım. Adım Güneş. Ailem ben küçükken öldürüldü. Sadece diğer yanım olan Toprak ve ben varız. Toprak.. Ona ne zaman baksam aklıma babam geliyor. Herşeyini babamdan almış. Onu hep babama olan benzerliğinden dolayı kıskanmışımdır. Ben babama aşık olarak büyüdüm. Babamsız bir hayat düşünemiyordum. Toprak ise anneme bağlıydı.. Annemle babamın öldürüldüğü gün Toprak evde yoktu. O günü hiç unutamıyorum. Ben odamda ders çalışırken kapı çaldı. Babam aceleyle benim odama gelip sesimi çıkarmamamı ve odadan ne olursa olsun çıkmamamı söylemişti. İçimde kötü bir his vardı ne olduğunu bilmiyordum ama kalbim sıkışıyordu. Babam odamdan çıkalı iki buçuk saat olmuştu ve içimdeki kötü his yerini korkuya bırakıyordu. Ne olduğuna bakmak için odamdan sessizce çıktım ve merdivenlerin oraya gelince bir durakladım ne annemden ne de babamdan ses yoktu. İçimdeki korku daha da büyüdü. Odaya girdiğimde gözlerime inanamadım. Annem ve babam yerde cansız bir şekilde yatıyorlardı. Ne yapacağımı bilemiyordum. Çok korkmuştum nefes almakta zorlanıyordum. Birden gözüm telefona takıldı. Hemen teyzemi aradım ne diyeceğimi bilemiyordum. Teyzem daha alo demeden ben hıçkırarak ağlamaya başladım. Hıçkırıklarımın arasından sadece ' öldüler' diyebildim. Teyzem her zamanki sakinliğiyle kim diye sordu. Cevap veremedim. Teyzem sorusunu tekrarladı. A..a..annem diyebildim. Teyzem hiçbir şey demeden telefonu kapattı.Aradan yarım saat geçmeden teyzem geldi. Ona sımsıkı sarıldım. Onu annemlerin yanına götürdüm. Teyzem "Ah Yağmur!" diyip ağlamaya başladı. Sonra beni odama çıkardı. Kapıdan teyzemi izliyordum. Telefonunu çıkarmış birisiyle kavga ediyordu sanki. Aklıma onun da bu işin içinde olabileceği geldi. Ama bu düşünceyi kafamdan uzaklaştırdım. Artık sadece bu küçük dünyamda Toprak ve teyzem vardı. Artık benim küçük dünyamda annemle babam yoktu. O an fark ettim artık hiçbir şey eskisi gibi olmayacaktı. Hayatım alt üst olmuştu...
Birden sarsılmayla kendime geldim. Toprak "Neden ağlıyorsun?" diye sorana kadar ağladığımın farkında değildim. Gözlerimi sildim ve "O günü hatırladım." dedim. Toprak bana sarıldı. Toprakla sarılmak bana iyi geliyordu. Sanki acımı emiyordu benden. Toprak " Eğer o gün bend.." dediğinde kapı açıldı ve içeri sinirli bir şekilde teyzem girdi. Toprak ve ben birden gülmeye başladık.( Evet çok çabuk değişen psikolojiye sahibim.) Teyzemin üstü başı un içindeydi ve bize öldürücü bakışlar atıyordu. Teyzem pek yemek yapmayı beceremezdi. Genelde dışarıdan söylerdik yemeği. Ebeveyn olarakta pek iyi sayılmazdı. Ancak okul ve temizlik konusunda titizdi. Teyzem bizi güldüğümüz için azarlarken saatin 8.15 olduğunu hatırlatan alarmın sesiyle sustu. Toprak "Teyzeciğim okula geç kalıyoruz da biz" diyince ağzımdan bir kıkırtı kaçtı ve "Canım ikizim okula gitmek için pek hevesli duruyorsun." dememle Toprak'tan bir dirsek yemem bir oldu. Teyzem "Ayh! Yeter! Bir susun da hazırlanıp okula gidin. Ve siz ikiniz bugün okulda rahat duruyorsunuz. Sorun istemiyorum." dedi ve odadan çıktı. Toprak bana bakıp tek kaşını kaldırdı ve "Neydi bu şimdi?" dedi. Ah şu çocuk nasıl oluyor da tek kaşını kaldırabiliyor diye kendi kendime sormadan edemedim. " Yürü Toprak yürü. Tekrar fırça yemek istemiyorum." dedim ve Toprak'ı çekeleyerek evden çıkardım. Arabaya bindiğimizde kafamı cama yaslayıp düşünmeye başladım. Annemi düşündüm. Babamı düşündüm. Onlara verdiğim sözü düşündüm. Bir günde değişen hayatımı düşündüm. Onlara bunu kim yaptıysa intikamlarını alıcaktım. Ama nereden başlayacağımı ne yapacağımı bilemiyordum. Ani bir frenle düşüncelerimden sıyrıldım ve tiz bir çığlık attım. Toprak " Sakin ol ikiz. Sadece bir kediydi." dedi. Nefesimi düzene soktuğumda okula varmıştık. Kapıda Ada ve Furkan'ı gördüm. Toprak'a göz kırpıp araban indim. Toprak gaza basıp arabayı park etmek için otoparka girdi. Bende arkadaşlarımın yanına gidip sımsıkı sarıldım. Ada " Nerede kaldın kızım saatlerdir seni bekliyoruz. Rüzgar seni soru..." Rüzgar'ın o erkeksi sesi ile Ada'nın cümlesi yarıda kaldı. Ada'dan ayrılıp koşarak Rüzgar'a sarıldım. "Seni çok özledim kocaoğlan." dedim ve Rüzgar' ı usulca öptüm. Oda "Ben de seni özledim asi kız." dedi. Furkan'ın hayvanımsı öksürmesi ile dönüp ona baktım ve yanında duran bir adet öldürücü bakışlar atan Toprak gördüm. Süt dökmüş kedi gibi biricik ikizime baktım. Göz kırpıp hafif tebessüm ettikten sonra okula doğru yürümeye başladı. Okulumuz ne çok eski ne de çok yeniydi. Eskitme taşlardan duvarı, kocaman demir kapısı, pek büyük sayılamayacak bir bahçesi vardı. Ders saatinin geldiğini haber veren zilin sesi ile Rüzgar' ın yanağına minik bir öpücük kondurup göz kırptım ve " Teneffüste görüşürüz sevgilim." dedim. Rüzgar kulağıma eğilip " Teneffüsü sabırsızlıkla bekliyorum bebeğim." dedi ve o muhteşem çarpık gülümsemesini yüzüne yerleştirdi. Ada kolumdan çekiştirerek hatta sürükleyerek Rüzgar' dan ayırdı. Sınıfa geldiğimizde hiç tanımadığım bir yüzle karşılaştım. Tanıdık olmayan yüz bize bakıp gülümsüyordu. Bakışlarıyla ilk önce Ada'yı taradı. Daha sonra da beni. Bakışları vücudumda oyalandıktan sonra yüzüme ulaştı. Beni böyle süzmesi rahatsız etmişti fakat yüzüme sahte bir gülümseme yapıştırıp" Şeey, geç kaldığımız için üzgünüm." dedim. O ise " Yerlerinize geçebilirsiniz." dedi sesi o kadar erkeksiydi ki.. Sınıftaki yerimizi alırken Ada
"Sana nasıl baktığını gördün mü?" diye sordu.
"Nasıl bakmış?"
"Fark etmedim deme."
"Fark etmedim nasıl bakmış ki?"
"Yiyecek gibi."
"Saçmalama kızım ne yiyecek gibi ba.." derken o erkeksi sesin adımı söylediğini duyunca cümlem yarım kaldı. "Eveeet bu sayfayı da bize Güneş okusun. Güneş kim?" Elimi kaldırdım fakat dersten kopuk olduğum için sayfadan da okunacak yerden de bir haberdim. Yeni öğretmenimiz " Ee Güneş seni bekliyoruz hadi." dedi. Cevap vermek için ağzımı açmıştım ki dersin bittiğini haber veren zil ile yeni öğretmenimiz daha sonra devam edeceğimizi söyleyip sınıftan çıktı. Çantamı toplayıp Ada ile sınıftan çıktık. Koridoru yarılamıştık ki arkadan bir el belime sarıldı. İstemsiz olarak bir çığlık attım ve arkamı döndüm. Rüzgar' ın mavi gözleriyle karşılaşınca rahatladım. Neden korktuğumu bilemiyordum. Ne sanmıştım ki o adını bile bilmediğim yeni öğretmen falan mı? Hepsi Ada yüzündendi. Rüzgar' ın yumuşak öpücüğü ile düşüncelerimden sıyrıldım ve ona karşılık verdim. Rüzgar kulağıma 'seni seviyorum' diye fısıldayıp kulak mememi hafif ısırdığında inledim. Arkadan şiddetli bir öksürük sesi ile parmak ucumda yükselip Rüzgar' ın omzunun üstünden arkaya baktım ve bu sabahki yeni öğretmeni görünce Rüzgar' ı ittim.
Arkadaşlar bu benim ilk hikayem. Yorum yaparsanız sevinirim hatalarımı sizin yorumlarınızla düzelteceğim ve sizin yorumlarınızla daha da başarılı olacağımı düşünüyorum. Bu yolda bana yardımcı olursanız sevinirim *-* ♡♡♡
NOT: Bu bölümü yazmama yardım eden bütün arkadaşlarıma teşekkür ederim '-' HEPİNİZİ ÇOOOK SEVİYORUUM 💜💜💋
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Güneş
HumorToprak "Neden ağlıyorsun?" diye sorana kadar ağladığımın farkında değildim. Gözlerimi sildim ve "O günü hatırladım." dedim. Toprak bana sarıldı. Toprakla sarılmak bana iyi geliyordu. Sanki acımı emiyordu benden.