Bölüm 1

33 2 0
                                    

Bugün her zamanki mutsuzluğumla gözlerimi açtım. Hayatıma resmen bir robot gibi devam ediyordum; uyan, kahvaltı yap, işe git, öğle yemeğini unutma, işlerini bitir, arkadaşlarınla takıl, eve dön, uyu. İstanbul'a ilk taşındığım gün oysa neler hayal etmiştim, planlarım vardı. Uzun süre burada kalmayı bile istememiştim. Her zaman seyahat yapacak, aynı yerde en fazla bir ay kalacaktım. Ne mi oldu? Her sabah bu soruyu ben de kendime soruyorum. Ne oldu Ferda, neden hayallerinden vazgeçtin? Bir gazete de haber yazmak için tüm bunlardan vazgeçmiş olmazsın dimi? Düzenli bir iş, düzenli bir hayat için bunlardan vazgeçmiş olamazsın? Ama yaptın Ferda, son 5 yılını aynı evde, aynı işte ve aynı insanların içinde geçirdin. Sen hayallerinden çok uzak kaldın Ferda.

Ciddi anlamda kafayı yemeye başladığımda bir gerçek tabi deminden beri kendimle mi konuşuyorum ben? Hala da devam ediyorum, kesinlikle iyi değilim.

Aynaya bakıp uzun uzun düşündükten ve kendi kendime konuştuktan sonra kahvaltı için merdivenlere yönelmiştim ki bir ses duydum. Bu sabaha kadar bu evde tek yaşıyordum aman canım bu saatte eve hırsız mı girer? Kedidir o kedi. İyi de benim kedim yok ki. Ferda sen iyice kafayı yedin kızım bak psikolog yolları sana görünmeye başladı.

Sessizce merdivenleri inerken elime bir vazo aldım. Aşağı indiğimde koltuğumda oturmuş, tost yiyen bir kızla karşılaştım. Sarı saçlı, renkli gözlü bir kız.

Kıza bir iki adım daha atıp yaklaştım.

- Evimde ne aradığınızı sorabilir miyim?

Kız hiç cevap vermeden tostunu yemeye devam etti. Bu beni yeterince sinirlendirmişti.

- Sana diyorum, tamam kalk hemen dışarı hadi canım. Nasıl girdin bilmiyorum ama şu saniye bu evi terk ediyorsun, diyerek kolundan tutup dışarı atmaya çalıştım.

Kız elindeki tostu sehpaya bırakıp bana döndü.

- Beni sen davet ettin.

Akşamdan kalma falan mıydım ben? Son zamanlarda fazla da içmezdim aslında. Hayır ya ben dün geceyi gayet net hatırlıyorum. Sadece çalıştım, dışarıya bile çıkmadım.

- Ne saçmalıyorsun? Seni ben falan davet etmedim, çık dışarı!

- Üzgünüm ama içinden bir ses benim burada kalmamı istiyor, anlayabiliyorum.

- Sabah sabah şaka mı bu ya? Bike mi ayarladı bunu? Eğer oysa ara söyle hiç eğlenmedim, hatta sen bekle ben arayayım.

Tam numarayı tuşlayacaktım ki kız telefonu elimden çekip aynı cümleyi tekrarladı.

- Beni sen davet ettin.

- Seni tanımıyorum bile. Tanımadığım birini nasıl davet etmiş olabilirim.

- Beni sen davet ettin.

Ne söylemem gerekiyordu. Resmen donup kalmış kızın suratına bakıyordum. Acaba şizofren falan mı oldum ben. Hep bu yoğun iş temposu, uykusuzluk derken normal tabi. Kendimle de konuşuyorum zaten, gitti benim akıl kesin.

Üst kata geri çıkıp, üzerimi değiştim. İş için hazırlandıktan sonra tekrar aşağıya indim.

- Ben işe gidiyorum, sen de ne bileyim bu ev dışında istediğin yere gidebilirsin. Hadi dışarı.

- Sen gitmemi istemediğin sürece gidemem ve sen hala gitmemi istemiyorsun.

- Sen de biraz gerizekalılık mı var yoksa söylediklerimin hiçbirini anlamıyor musun? Hemen evimden dışarı çıkar mısın? Gitmeni istiyorum tatlım, hadi.

Yayımlanan bölümlerin sonuna geldiniz.

⏰ Son güncelleme: Oct 19, 2015 ⏰

Yeni bölümlerden haberdar olmak için bu hikayeyi Kütüphanenize ekleyin!

FerdaHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin