Seni Bana Yazmamışlar

*4*

Keyifle okumalar :))

Uzun bir bölüm sizleri bekliyor.

Bazı insanların kader günleri vardır; işte o sonbahar günü Sevda için tam bir kader günüydü.

Ertesi sabah Sevda güne bomba gibi uyanmıştı. Sebebini kendide bilmiyordu ama sanırım Ömer'di :))
Sanki uzun zamandır hep hayatındaydı.

Derse gitmek için hazırlanmalıydı.
Hızlıca yatağından fırlayıp beş dakika sürmeden hazırlanmıştı bile ama olmayan tek bir şey vardı oda eşarbıydı.

Çok uğraşmasına rağmen önü bir türlü olmuyordu. Nihayet bu da tamamdı.
Artık derse gitmek için hazırdı. Aşağı kata ailesinin yanına indi. Annesinin yanağına bir öpücük kondurup evden çıktı.

Yolda arkadaşı Esra'yla buluşup beraberce derse geldiler. Aradan 5 dakika geçmeden Emel hoca gelmişti. Normalde hemen derse başlardı ama bugün kendisinde de bir şey vardı. Ve nihayet konuşmaya başladı.

Arkadaşlar size bir duyurum olacak.

Herkes pür dikkat kesilmiş merakla öğretmenlerine bakıyorlardı.

-Bana ayrılan sürenin sonuna geldik . 180 saatlik ders saati bana verilmişti. Bu da iki gün sonra sona eriyor. Son gün ders yapmayacağız. Veda partisi, kutlama, eğlence olacak.
Ona göre hazırlıklı gelin.
Sevda sende burada olan olmayan herkese haber ver. Hepsinin haberi olsun. Sizleri çok seviyorum.

Dedi ve sonra derse devam etti.

Herkes öğretmeninden ayrılacağına üzülmüştü ama kutlama kısmını duyunca bir heyecan oluşmuştu herkeste. Sevda ise sadece öğretmenin 'herkese haber ver' deme kısmını düşünüyordu.
' Herkes' Ömer...

Acaba oda gelir miydi? Bir an önce herkese haber vermeliydi. Eline telefonu aldı ve yazmaya başladı.

Merhaba arkadaşlar. Emel hocamız kendisine ayrılan sürenin sonuna gelmiş. Yani cuma günü son dersimiz. Veda kutlaması olacak. Hepimizi tam kadro bekliyor. Bilginize...

"Sevda Kahraman"

Ve sonra beklemeye başladı. Beklediği cevap gelmemişti ama.
Ders bitti. Herkes evlerine dağıldı. Ama ondan hala ses seda yoktu.

Aslında baktığında cevap vermemesi normaldi. Dersi bırakmıştı çünkü. Gelmemesi normaldi.

Derken aradan zaman geçti ve beklenen gün gelmişti. Sevda o gün heyecandan uyumamış erkenden kalkmıştı. Kahvaltısını yaptıktan sonra odasına çıkıp dolabına şöyle bir göz attı.

Acaba ne giymeliyim ?

Ömer de gelir mi?

Güzel olmalıyım diye düşündü.

Önce kırmızı elbisesini eline aldı. Sonra 'Yok bu olmaz sade ve şık olmalıyım' diye düşündü. Ve siyah dizinin aşağısına kadar uzanan belden oturmalı elbisesini giydi.

Zayıf olmasına rağmen beli dahada ince görünmüştü. Siyah bir göz makyajını da yaptıktan sonra olarak tatlı kırmızı bir şal takarak hazırlanma faslını tamamladı.

Evet artık hazırdı son olarak iki yanına parfüm sıkarak evden ayrıldı. Yolda her zamanki gibi arkadaşı Esra'yla buluştuktan sonra kursa doğru yöneldiler. Farkında değildi ama derse geç kalmışlardı.

Kapıya yönelip girdiğinde bir de ne görsün! "Ömer" Evet evet bu Ömer'di.
Gelmiş inanamıyorum.
-Ömer 'Assolistler gibi en son gelmiş, ama hakkını da vermiş. Siyahlar içinde parlayan nur gibi, güneş gibi harika görünüyor.' -