15|Şüpheli Listesi

12.6K 803 94
                                    

   Yeni kamaralarına girdiklerinde Bradley çantaları yere bırakarak Mabelle'a döndü ve birkaç dakika önce öpmek üzere olduğu dudaklara baktı. Aslında öpemediği için üzülmüyordu. Kesinlikle! Canını sıkan, o dudakları bir türlü tadamamış olmanın verdiği meraktı. Sırf alacağı tadın merakından, böyle canı sıkılmıştı.

   Boğazını temizledi ve sesini düz bir tonda tuttu.

   "Carson ile konuşmaya gidiyorum. Kamaranın yedek anahtarını alacağım. Şimdilik bu kamarada güvendesin. Böylece, korkmadan beni burada bekleyebilirsin ."

   Genç kız korktuğunu belli etmemeye çalışarak "Bende seninle geleceğim." dedi.

   "Hayır gelmeyeceksin. Bilmen gereken gelişmeleri sana söylerim. Bundan sonra, bu işin içine fazla girmeni istemiyorum."

   Mabelle kollarını kavuşturarak tek kaşını kaldırdı.

   "Sence de artık çok geç değil mi? Yeterince bu işin içindeyim. Üstelik olay, babamın defteri etrafında dönmüyor mu zaten?"

   "Her ne olursa olsun. Dediğimi yapacaksın Mabelle."

   "Ama-"

   Genç adam sesini yükselterek "Burada bekle, dedim! Anlaşılmayan bir şey?" dedi ve kaşlarını çattı.

   "Aşağıdaki silahlardan biriyle seni vurmalıyım bence. Evet evet! Kesinlikle vurmalıyım. Bir daha bana sesini yükseltirsen, vuracağım!"

   Bradley umursamazca kapıya doğru yürüdü.

   "Deneyişini görmek için sabırsızlanıyorum!"

   Kapıyı kilitleyip gitmeden önce, söylediği tek sözlerdi bunlar.

   Mabelle, kendisini korumak için yaptığını biliyordu genç adamın. Ne de olsa Bay Vincent'ın emanetiydi ona! Ama yine de genç kıza sesini yükseltmesi hiç hoş değildi. Sinirlendirmenin dışında ister istemez genç adamın bu tavırları onu üzüyordu. Tabii bunu kendisine dahi itiraf etmiyordu genç kız.

   Odada can sıkıntısıyla dolanırken, aklı yine evine gitmişti. Acaba annesi ne durumdaydı. Ya Daisy? Tanrım! Daisy, arkadaşının yaşadığı şeyleri bir duysa düşüp bayılırdı herhalde. Kendisi bile nasıl böyle güçlü durabildiğine şaşıyordu. Evet babası onu güçlü yetiştirmişti. Evet, kendisine zarar verecek birini alt edebileceğini düşünüyordu fakat ortada ciddi hasarlar vermek isteyen insanlar vardı. Burada konu, ölümdü! Gözleri kapalı insan öldürüyordu bu katiller. Üstüne üslük -Bradley'in tahminlerine göre- kendi taraflarında olan bir insanı, bir kadını öldürmüşlerdi. Hala inanamıyordu Mabelle. Katharine nasıl ölmüştü? Neden ölmüştü?

   Düşünceleri devam ederken, gözleri gizli bölmeye kaydı. Oradaki silahlara ne demeliydi. Peki ya o saçma kitaplar?

   Merakına yenik düşerek yatağı zar zor kenara itti ve gizli bölmenin kapısını açtı. Daha önce kullanmış oldukları, masanın üzerindeki yarısı erimiş mumu yaktı. Gizli bölmenin kapısına ilerledi ve karanlığa ışık tutarak aşağı indi.

• • •

   "Anlayamıyorum Brad. Bir sandık dolusu silah diyorsun. Bu nasıl olur?"

   "Carson, bence gemide çalışan bir hain var. Bu katillere yardımcı olduğunu düşünüyorum. Gemiden yardım almadan, böyle olayların olması imkansız gibi bir şey."

   Yaşlı adam düşünceli bir şekilde sakalını sıvazladığında, Bradley ellerini cebine sokarak korkuluğa yaslandı. Yeni kamaralarının yedek anahtarını almıştı Carson dan. Bir de, kaptan köşküne girip çıkan insanlara daha fazla dikkat etmesi gerektiğiyle ilgili uyarmıştı onu Bradley. Aslında Shawn'a hiç güvenmiyordu. Fakat şimdilik Shawn'ı uzaktan izlemeye karar vermişti.

Güzel'im (Tamamlandı)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin