Kapıda gördüğümüz 4 kişi Selin, Zeynep, Aksel ve Emre'ydi. Suratımdaki gülümseme bir anda kayboldu. Kesin o pislikler kızların aklına girip bizden önce davranacaktı. Karşımızdaki masaya oturdular. Selin'e bakıp göz kırptım ve yine o gülüşümü yaptım. Oyuna bi yerden başlamamız gerekiyordu artık.
Kerem'in Ağzından:
Yok artık. Bunlar ne ara birlikte takılmaya başladılar? Daha okula ilk girdiğimizde kavga ediyorlardı. Birde geçip karşımıza oturdular. Ali'ye dönüp "Lan şu Akseller dayak istiyolar yine heralde! Kaşıycak birisi lazım onlara." dedim.
Ali: Aynen öyle kardeşim aynen öyle ama sakin ol şimdilik. Bi tipimize bak. Sence onlara mı aşık olurlar bize mi :D
Dedi. Bende "tabi bize olum :D" dedim ve geri keyfimiz yerine geldi. Uzaktan uzaktan Zeynep'i etkilemeye çalışıyordum. Kendime mutlaka aşık etmeliydim onu. Onun gururlariyla oynamalıydım...Zeynep'in Ağzından:
Şu ikisinin bakışlarından hiç hoşlanmıyorum. Sınıfta da tip tip bakıyorlar. Hayır yani güzeliz çekiciyiz :D tamam da öyle öküzün trene baktığı gibi de bakmasınlar yani! Selin'e baktım. Kıl kuyrukla arası baya iyiydi sanırım. Ali'ye baktım gülümseyerek Selin'i izliyordu. Birden çalan zil sesiyle irkildim. Aksel "Hadi gidelim kızlar" dedi kalktık sınıfa gittik.
...
Günümüz sonlanmıştı, eve gidecektik. Şimdi Aksel ve Emre'yle gitsek annem mutlaka 1 saat çene yapacaktı. Bakmayın öyle şaşkın şaşkın cidden 1 saat sürüyor saydım. Selin'e "Selin kızım biz bunlarla gidersek annem çene yapıcak yine biliyosun dimi?" dedim. Selin de kibar ses tonuyla Aksellere "Şey bizim bugün Kerem ve Ali'yle gitmemiz gerekiyor. Onlarla komşuyuz da mecburiyetten yani. Anne baskısı işte anlayın." dedi.
Akseller de anlayışla karşıladılar. Hiç binmek istemiyorum o öküzün arabasına. Ama yolu öğrenene kadar mecburuz. Offf..Selin'in Ağzından:
Ali'nin arabasına doğru ilerledim. Sürekli bana bakıyordu artık rahatsız olmaya başlıyordum. Arabaya bindim. Ali "Selam" dedi. Bende "Selam" diye karşılık verdim. Ali "Noldu sabah pek bi tavırlıydın napıyosun ilaç felan mı kullanıyosun sen?" dedi bana. O an me diyeceğimi bilemedim. Sonra biraz atarlı şekilde "Senin hatandı. Sende pek bi öküzdün de." dedim. Ali "Neyse ya önümüze bakalım biz. Bence çok iyi arkadaşlık kurabiliriz." diyip gülümsedi. O gülüş beni bitiriyor. Karşı koyamayıp bende gülümsedim. Yol boyunca konuştuk o bana sorular sordu ben ona sordum. Sohbetimiz baya koyuydu. Onda beni çeken bişey vardı. Sanki 40 yıldır tanışıyomuşuz gibi konuşuyorduk. İyi bi arkadaşlık kuracağız sanırım.
...
Zeynep arabaya binmişti ve yolculukları da başlamıştı.Kerem: Pek bi suskunsun yine.
Dedi rahat tavırlarıyla.Zeynep: Sen sanki sabah çok konuştun ya.
Kerem: Tamam bak kötü girişler yaptık biliyorum. Ama Ali'yle konuşup bi karara vardık. Özür diliyorum. Sonuçta hem komşuyuz hem de aynı okulda aynı sınıftayız. Düşman olmamız saçma bence.
Zeynep iç sesiyle "Noldu ya buna. Özür diledi resmen OHA" dedi.
Zeynep: Haklısın düşman olmamız saçma. Zamanla düzeliriz. Bende özür dilerim.Onlarda yol boyunca konuştular. Araları düzeliyordu gibi. Ama tabiki de oyundan...
...
Eve ulaşmışlardı. Zeynep ve Selin'i kapıda Demet karşıladı. Zeynep'le Selin eve girdiler. İkiside duş aldılar. Selin, narçiçeğinin açık tonu şortunu ve üstüne de beyaz kolsuz gömleğini giyip hafif makyajını yapıp saçlarını düzleştirdi. En son da aksessurarlarını taktı. Zeynep ise, mavi kotunun üstüne beyaz atletini ve onun üstüne de krem rengi bol ince ve salaş tuniğini giydi. (Kıyafetler Multide) Saçlarını doğal halinde kıvırcık bıraktı yine. Zeynep sadece bilekliklerini takmayı tercih etmişti. Ve hafif bir makyaj. Selin'le Zeynep telefonlarını da ceplerine sıkıştırıp aynı anda odalarından çıktılar. Dışarı gezmeye çıkmak için hazırlardı artık. Kerem ve Ali onlara evin çevresini gezdireceklerdi.
Selin Zeynep'i gördü ve "Iyy kızım bu sıcakta o giydiklerin ne yanarsın."Zeynep (sesini yükselterek): Kızım ince bu farkındaysan ince! dedi tuniğini tutarak.
Selin: Aman be tamam bişey demedik!
İkiside annelerinin yanına izin almaya indiler. Demet elinde kahvesi kucağında laptop'uyla oturuyordu. Belli ki işleriyle uğraşıyordu.
Selin: Anneciğiim şey Ali ve Kerem hani şu bizi okula götürüp getirenler. Evin çevresini gezdirmek istiyorlar da gidebilir miyiiz? Dedi tatlı tatlı :)
Demet: Aa ne o kızlar. Az önce yukarda kavga etmiyor muydunuz siz? Ev büyük diye bağırtılarınız duyulmuyor sanmayın. Neyse hadi şimdilik gidebilirsiniz ama bir dahakine ceza keserim ona göre!
Dedi tatlı-sert bir ses tonuyla.
...
Ali ve Kerem de kendi evlerinde hazırlanmaya başladı. Ali, her zamanki giydiği lacosunun farklı bir rengini giymişti. Bordo lacosunun altına laciverte çalan kotunu giydi. Gözlüklerini de takıp parfümünü sıktı. Sonra telefonunu da alıp evden çıktı, evinin duvarına yaslanarak Kerem'in çıkmasını beklemeye başladı. O sırada kızlar geldi yanına. Güzel gözüküyorlardı.Selin'in Ağzından:
Oha cool'lukta son nokta. Cidden yakışıklı yaa.. Acaba beni beğendi mi? Selin saçmalama ya sabah düşman öğlen yakın arkadaş anlarız da akşama da sevgili mi olmayı planlıyorsun yani! Bence artık iç sesim susmalı artık.
...
Kerem henüz yeni duştan çıkmıştı beyaz sade t-shirt'ünün altına kot pantolonunu giyip her zaman taktığı kırmızı bilekliklerini taktı. Telefonunu alıp evden çıktı. Ali'nin evinden tarafa baktı kızlar da oradaydı....
BÖLÜM SONU~Arkadaşlar çok uzamasın diye burda kestim... Bu arada diğer bölümleri bu kadar geciktirmeyeceğim :)
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Nefret Aşkı (ZeyKer&AlSel)
Fiksi Penggemarİnsan hiç kalbini kıran birine aşık olur mu? Ona bağlanabilir mi delicesine? Ya bende onun kalbini kırdıysam? Ya o da benim ondan nefret ettiğim kadar nefret ediyorsa benden? Ne farkeder ki... Ben onu artık çok seviyorum. Acaba o da beni sevecek mi...