____________________________________________________________
Çalan telefonuma bir kez daha baktım ve tahmin edin mesaj kimdendi? Doğru tahmin. Ally!!!
''yeter artık!!''
telefonu sessize aldım.yataktan kalktım pijamalarım ve yastığıma baktım pekala okulun ilk günüydü ve onlardan ayrılmak o gerizekalılara dönmek istemiyordum ama eğer ally'i yalnız bırakırsam bütün hafta boyunca benimle konuşmayacağına emindim.Okulumuz Londrada minik bir yerdi güzel sanatlar-oyunculuk okumayı seviyordum çünkü sahnedeyken mutlu oluyordum.yüzümü yıkadım saçımı tarayıp topuz yaptım.Gardobumun önüne geçtim ve bir şeyler bakmaya başladım.-tamam üşengeçtim ama ilk izlenim önemlidir ha?-siyah taytımı ve bol gri kazağımı üstüme geçirdim.siyah botlarım(yoldaşlarım)ayağıma iyice otturttuktan sonra bağladım.merdivenlerden aşağı inerken beremi takmaya çalışıyordum.Tanrım herkes güzelce takarken ben neden takamıyorum sadece küçük bir yetenek?! hadi ama!!! Annem arkamdan beremi düzeltti''İşte şimdi oldu'' bende gülümsedim.Trençkotumu giydim ve evden çıktım.Pekala işte tekrardan Ally arıyor.
''Ally!!!Duymamışımm...''
''ciddi misin?!Alexandra!!!!!''
o kadar yüksek bağırmıştı ki telefonu kulağımdan uzaklaştırmak zorunda kalmıştım.ve fazlasıyla kızmış olduğu besbelliydi yoksa bana ya Alex derdi yada Alexia...
''ah,tamam üzgünüm.uyuya kalmışım ama gerçekten hatamı telafi edebilirim!''
Ally'den ses gelmiyordu
''Ally hadi ama!!!!!!''
''iyi,peki !!! Bak okulun yanında bir kahveci var oraya gel. Sakın geç kalma!''
adımlarımı hızlandırmıştım ki-bir şey olmasa şaşarım zaten- su birikintisine bastım.
’’Lanet olsun!’’hayır,paçamın ıslanmasına kızmıyordum.Elimde kağıtlarım vardı ve onlar suya düşmüştü.Kağıtları toplayıp katladım ve yoluma devam ettim.İçeri girdiğimde yeşil duvarlar,pencere kenarlıklarındaki oymalar ve daha çok taze kahve kokusu yüzümde gülümsemeye neden oldu.Etrafa bakındım
Ally daha gelmemişti.Cam kenarında bir masaya oturdum camlar yerden tavana kadardı ve arkada ki ormanı görüyordu.anlayabildiğim kadarıyla Rihanna-stay çalıyordu kısık çalsada kulağa iyi geliyordu.''Bundan sonra okula gelmeden buraya uğrasam iyi olur'' diye düşündüm.
''Beni bekletmeni sevmiyorum.Henüz affedilmediniz bayan Rogger.''Gülümsedim.
''üzgünüm Ally'' ayağa kalkıp sarıldım benim omzuma geliyordu.Ve benim tamamen zıttımdı.Sarı saçları Kısacık kesilmişti.Benim bal rengi gözlerime kaşı onunkiler kahverengiydi ve parlıyordu.
''çok özledim seni..''o da bana sarıldı.''Ben de seni ahmak! hem yaz boyunca seni aradım ama sen sadece 10 kere cevap vermişsindir! ne oldu yaz aşkını bulunca falan beni unuttun mu yoksa??'' ''tabi ki hayır!!! Sadece bronzlaşma çabaları içerisindeydim'' ah,birde benim aksime Ally esmerdi.''zenci olmaya falan mı çalışıyorsun sen?'' ''onlara siyahi deniyor. Ve hayır sadece benim tabirimle çikolata rengi olmak istiyordum'' ''olmuşsunda!'' yalan söylüyordum.Ama beyaz yalandan bir şey olmaz değil mi? Zaten öyle söyleyince de o yemyeşil gözleri parladı.''Bensiz dedikodu falan mı yapıyorsunuz siz?'' Arkama döndüğümde jeremy karşımdaydı.sandalyeden kalkıp boynuna atladım.Hey hey aramızda bir şey yok! sadece arkadaşız hatta kardeş bile diyebiliriz.''Gelceğini bilmiyordum.'' ''şaka mı yapıyorsun.bekle bir saniye'' yandaki masadan sandalyeyi aldı ve oturdu.'' Annemle konuştum vee beni buraya aldı artık Mr.Crowley güzel sanatlar lisesinin müzik bölümü öğencisiyim.'' ''ama ben seni Avustralya'ya gideceksin diye biliyordum'' ''öyleydi sonra da vazgeçtim. hey!boşversene neler oluyor yaz boyu ikinizi de aradım ama Alexia telefonun sürekli meşguldü.Tanrım bu kadar çok kiminle konuşuyordun?'' kaşlarımı kaldırıp ally'ye baktım.''asıl ally'e sor koca yaz boyunca her 10 aramam dan 7'si meşgul geri kalan aramalarım ise cevapsızdı!'' ''Aslına o da beni arıyormuş''Ah harika! ne yani dışlandım mı?! ''ciddi misin sen? Ally!!! Hani bronzlaşmaya çalışıyodun?!''bir kahkaha patlattı bu arada garson gelmişti yuvarlak yüzlü kızıl saçları olan bir kızdı.kahvelerimizi söyleyince ise hızlı adımlarla tekrar yerine döndü.beş dakika sona kahvelerimiz mis gibi kokularıyla termos bardaklarla önümüze gelmişti.kahvemden bir yudum aldım karamelliydi ve karamele bayılırdım! Tamam aslında çikolata da daha güzel duruyordu ama bu da mükkemeldi -tamam mükkemel değildi ama iyiydi en azından-kahvelerimizi bitirip ordan çıktık.yüzüme çarpan soğukla kahvecideki huzurumu kaybetmiştim trençkotuma daha çok sarındım. okulumuzun rengi sarıydı ve mor renkli 3 boyutlu harflerle mr.cowley güzel sanatlar lisesi yazıyordu. (dolaplarımızın rengi de mordu!).Dolaplarımıza gitmeden önce müdür yadımcısına gittik.Orada ise Claire de lune-debussy çalıyordu.Bu oda,toz pembeydi.Sanki okulun renklerine isyan ediyormuşçasına sakin döşenmişti.koltuklar pudra rengi ve 2 taneydi.Müdür yardımcısı da; ahh neyse onu boşversenizde olur...giriş belgelerimizi aldık ve ayrıldık her birimiz farklı kampüslerdeydik .kampüse girdiğimde tuvalete gidip saçımı düzelttim trençkotumu çıkartıp elime aldım ve dolabıma yöneldim.trençkotu bırakıp.kapağı kapattım.Bir yandan ilerlemeye çalışırken bir yandan da elimdeki kağıtları toparlamaya çalışıyordum.Düşürdüğümde hepsi birbirine girmişti ve ders programımı bulamıyordum.Tanrım benim başıma iş açmak falan istiyorsan fakındayım yani.Şakanın sırası değil! diye düşünürken biri bana çarpıp tekrar kağıtlarımın karışmasına neden oldu üstelik şimdi telefonumda düşmüştü.ufak bir küfür savurdum.telefonuma bir şey olmaması umuduyla hemen eğildim çocukta benimle birlikte eğilmişti.
Ta taaaaaaaaa Yeni hikayemle karşınızdayım loooo :D bunun diğerinden daha güzel olduğunu düşünüyorumneyse vote ve yorum pls pls :D
ŞİMDİ OKUDUĞUN
*Angel*
FanfictionAlexandra,17 yaşına girdiğinde hayatı değişmeye başladı.Kendi olduğu şeyi kabul edebilir mi?Arkadaşlarından,sevgilisinden ayrılabilir mi? Büyük savaş kaçınılmaz. Belki de bütün sevdiği insanlardan vazgeçmesi gerekecek. Yapar mı? Değişimine karşı koy...