365 GÜN

95 10 2
                                    

Mustafa " Alo. Hazır mısın?"


İkra "Evet hazırım."


Mustafa "Ne zaman geleyim?"


İkra "15-20 dakika sonra. Uyar mı?"


Mustafa "Tamam görüşürüz."


Mustafa takım elbisesini giyinmişti. Mavi bir takım tercih etmişti. Beyaz gömlek, kirli sakalda eklenince güzel bir uyum yakalamıştı.Hemen babasının yanına geçti. O da hazırdı. Nusret bey gelip alacaktı. Evet zil çalmıştı. Gelmişti. Emre ve Habibe evde kalmayı tercih etmişlerdi.


Mustafa "Hoşgeldin enişte. Babam hazır. İsterseniz siz çıkın."


Nusret bey "Tamam olur. Selim abi çıkalım mı?"


Selim bey "Valla sen olmasan bizim oğlan beni bir yerlerde unutur bu heyecanıyla."


Mustafa "Baba yapma ama. Yine hemşire hanım üzerinden yüklenme bana :) "


Selim bey "Tamam tamam :) hadi salonda görüşürüz."


Selim bey "Nusret. Emre'yle Habibe neden gelmedi?"


Nusret bey "Hala kendisine gelemedi."


Selim bey "O da haklı. Kolay değil toparlanmak."


...


Elif yemekleri hazırlamıştı. Televizyon başında biraz zaman geçirdi. Kapı açılmıştı. Ve gelen Turgut'tu. Evde sadece Elif'in olduğunu anlamıştı. Sevgisi, aşkı o kadar köşeye sıkıştırmıştı ki dayanamıyordu artık.


Turgut "Elif seninle konuşmamız gerek."


Elif "Buyur bakalım."


Turgut "Kendime engel olamıyorum. Ben seni seviyorum. Aşığım sana. Bu hislerim her gün arttı. Biliyorum ablanla evliyim ama olmuyor. Dokunamıyorum bile ablana uzun süredir. Ben sadece seni istiyorum."


Elif'te unutamamıştı ve her zaman kalbinin bir köşesinde kalmıştı Turgut'a karşı hissettikleri. Ablası yerine başkası olsa belki çoktan birlikteydiler.


Elif "Biliyorum. Ama ikimizde ablama yanlış yapamayız. Ne olur anla beni."


Hala Elif'in onu sevdiğini öğrenmişti. Şuan dünyanın en mutlu insanıydı. Hemen Elif'e yaklaştı ve öpmeye başladı. Elif'te karşılık veriyordu. İşteş olan öpüşmek fiilinin tüm gerekleri tamalanmıştı bu şekilde. İkisinin kalbi yerinden fırlamak için bir kaç kemik kırmaya hazırdılar. Aynı zamanda hata yaptıklarını ikiside biliyordu. Daha fazla ilerlemelerine çalan kapı zili engel olmuştu. Turgut hemen lavaboya koştu. Elif eli ayağı titreyerek kapıyı açtı.


Kübra "Teyzee sende mi buradaydın. Seni de çok özledim."


Elif "Canım benim. Bende seni çok özledim." dedi ve sarıldılar.


Seda "Turgut mu geldi?"


Elif "Evet yeni geldi enişte. Tuvalette."


Seda "Kübra hadi sen sana hazırladığımız odaya geç üzerini değiştir."


Kübra "Tamam teyze."


Seda "Elif gelsene salona."


Elif "Ne oldu abla."


Seda "Ablam. Çok kötü durumda. Çok zayıflamış. Pazartesi senin mahkemeden sonra yanına gidip kalacağım."


Elif" Ben kalayım abla."


Seda" Yok yok. Sen Kübra'ya bak."


Elif "Nasıl dersen abla."


Kübra" Teyzeee."

TESADÜFÜN ADI  ALZHEİMERHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin