Kuru bir yalnızlık, sade bir derinlik. Ve ileri evrede yalnızlık sonucu kabuk bağlayan hisler ve en sonunda hissizlik. Yalnızlık bana bunları çağrıştırıyor.
Toplum hayatından uzak kimse ya yalnızdır ya da tek başına... Yalnız insan böyle olmayı kendisi seçmemiştir. Ya içine kapanık yönüne teslim olmuş ya da yanlış insanlarla arkadaşlık kurup en sonunda yalnızlığı daha çekici bularak insanları farkında olmadan kendinden uzaklaştırmıştır.
Ama tek başına deyince böyle değil. Tek başınalık bende güç izlenimi uyandırıyor. Olaylara çevresine yaslanmadan müdahale edebilen, sorumluluk duygusu gelişmiş ama hislerini gerçek dostunu bulamadığında ona her yaklaşana söyleyip belli etmeyen güçlü iradeli bir insan tek başınadır benim gözümde. Artık ben de yalnızlıktan tek başınalığa terfi ettim sanırım. Tek başına ayakta durabilmek yürek işi... Samimiyetsiz birliktelikler yerine onurlu bir tek başınalığı kaldırabilmek ise hem yürek hem cesaret işi...
ŞİMDİ OKUDUĞUN
HAYAT
Non-Fictionİniş ve çıkışlar hayatın bir gerçeği... Önemli olan bu serüveni hakkını vererek ve keyif alarak mutlu bir sonla noktalayabilmek.