O gün

2 0 0
                                    

Sıradan bir sonbahar akşamının telaşı vardı sokaklara kazınmış hayatlarda. Ne eksik ne de fazla hayatların savruluşları sarı, loş, basit 3-5 metal parçasının yana yakıla ısınarak aydınlattığı, binlerce ayak izinin kazındığı ve silinip gittiği kaldırımlarda yaşamın kaynağıydı. Sokağı mesken edinmiş ahşap, yeni yada eskimeye yüz tutmuş olmasının bir anlam ifade etmediği görevini her gece onlarca yumruk ve dirsek darbesine maruz kalarak ifa eden masalardan kah Şen kahkahalar kah varoluşa olan serzenişler yankılanıyordu dalga dalga evrenin sonsuzluğuna. Herşey olması gerektiği gibiydi ya, ne eksik ne fazla. Midyeci çocuklar geziyordu ölü gözlerle, sattığına kendinden fazla değer vererek belki de, yevmiyesini kovalıyordu.

İşte tam o gün bu düşünceler içerisinde boğulurken çıka geldi herşey...

Ve AnHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin