Üçüncü kişi bakışı;
Almina korkarak ellerini telefona getirdi. Arayan kişiyi hem tanıyor hem de tanımıyordu. Bu takıntılı, hastalıklı bir ruha sahip olan bir kişiydi. Cevaplamak ve cevaplamamak arasında kalırken içindeki merak kırıntısı, aramayı reddetmesini engelledi.
Aramayı cevapladı ve telefonu yavaşça kulağına getirdi.
''Sen...'' diyen Almina'nın konuşmasını bölen telefondaki adamın söyledikleri, Almina'da şok etkisi bırakmıştı. Boştaki eli titremeye başlamış, içindeki korku fazlaca artmıştı.
''Sakın- sakın bir şey yapma! Ne istersen yaparım... Yemin ederim, yaparım. Hiçbir şey yapma!'' fakında olmadan, korkusundan dolayı, bağırmıştı. Ne yapacağını bilmediğinden boştaki elini saçlarına getirdi. Eli hareketsizce saçlarında dururken telefondakinin ne söyleyeceğini bekliyordu.
''Tamam. Tam beşte orada olacağım. Sadece, ondan uzaklaş.'' dedi, çaresiz çıkan sesiyle. Sesinin çaresiz çıkmasını engelleyecek gücü kendinde bulamıyordu, Almina.
'Sen de nereden çıktın? Tam her şey yoluna girdi, derken..' diye mırıldandı, kendi kendine.
&
Üstüne mor şişme montunu giyip isteksiz adımlarla kapıya doğru adımlarını ilerletti. Gri renkteki spor ayakkabısını da yavaşça giydi.
Bunu yapmayı hiç istemiyordu tek istediği Burkan'ı güvende tutmaktı. Kendini, Burkan için feda edecekti. Ama ne olursa olsun, o çocuğu öldürmeye çalışacaktı.
Ölüm... Evet. Soğuk bir kelime. 4 harfli ve her insanın bir gün başına gelecek olan şey. Peki bunu Almina yapabilecek miydi?
Emin değildi ama deneyecekti. Sadece deneyecekti. Ve ondan, Mert'ten, kurtulduğunda her şey yoluna girecekti, belki de. Nasıl tanıyamamıştı onu, aşk Almina'nın gözlerini bu kadar mı kör etmişti?
Acele adımlarla mutfağa gidip bir et doğrama bıçağı aldı ve kapının önündeki komidinde duran çantasının içine attı. Elleri, yapacağı şeylerden dolayı titriyordu.
Kapıyı açtı ve böylece soğuk havanın içine işlemesine izin verdi. Motoruna bindi ve çantasından çıkardığı anahtarı taktı.
Aklına gelen fikirle motordan aceleyle indi ve eve doğru koşar adımlarla gitti. Kötü bir fikirdi, aklındaki. Ama bıçaktan daha iyiydi.
&
Motordan indi ve boşaltılmış depoya doğru yürümeye başladı. Adımları yavaştı.
Mert'in gözlerini gördüğünde başını başka tarafa döndürmek istedi ama buna engel olup ifadesiz bir yüzle ona bakmaya başladı.
Duygularını öyle bir şekilde saklıyordu ki onu tanımayan biri Almina'nın duygusuz olduğunu düşünebilirdi. Sanki hiç... korkmamış gibi, heyecanlanmamış gibi, üzülmemiş gibi, aşık olmamış gibi...
''Ne istediğini söyle.'' dedi, terk edilmiş depodaki sessizliği bozarak.
Mert'in yüzünde bir gülümseme olmuştu, Almina'nın sesini duyduğunda. ''Niye kendini saklıyorsun, Almina?''
''Ne istiyorsun, dedim.'' sesi az öncekine göre biraz daha yükselmişti.
''Biliyorsun, zaten.. Seni.''
Çantasından siyah metali çıkarttı ve ucunu Mert'e doğrulttu. Hedefte tam, Mert vardı.
Mert'in gözlerindeki şaşkınlığı ve sonrasında gelen korku duygusunu gördüğünde, vazgeçecek gibi oldu ama şiddetle kafasını iki yana salladı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
SİYAH TAMAMLANDI
General Fiction♠♠♠♠♠♠ Siyah, sadece bir göbek adı mı? ♠♠♠♠♠♠ Babası tarafından kendini bildi bileli hırsızlık yapan Almina sonunda İstanbul'un bir ucundan, diğer ucuna kaçıyor... Almina Çağlar'ın hayatına hoş geldiniz. Kendinizi kitaba bırakın ve olayları seyre d...