Bölüm 1

53 12 3
                                    

Bugün Cumartesi.Dün gece saat 1'e kadar Demi'yle sohbet ettik.Bu yüzden öğlen saat 11' de uyandık.

Yüzümü yıkadıktan sonra yatağıma geri yattım ve telefonumla uğraşmaya başladım.Demi kahvaltıya ineceğini söylemişti.O üstünü değiştirirken bende yatakta uzanıyordum.

"Ben hazırım Selena.Gelmeyeceğine emin misin?Bir şeyler yesen iyi olur."

"Hayır teşekkürler,eminim"

"Pekâlâ görüşürüz" diyerek el salladı ve odadan çıktı.

Kafamı yastığa gömdüm.Son bir kaç gündür Justin'i düşünmeden hiçbirşey yapamıyordum.Bu duygu garipti.Yani...Hastaymışım gibi hissettiriyordu.Yemek yemek istemiyordum.Ve yataktan çıkmayı hiç istemiyordum.

Ben Justin'i istiyordum.

Ama o burda değildi.Onu özlemiştim.Her ne kadar istemesem de onu kendimden bile çok seviyordum.Ve onunla 3 yıldır konuşmamak bana çok acı veriyordu.Kafamı yastıktan kaldırdım.Derin bir iç çektim.

Odada tek başımaydım.Şimdiden sıkılmaya başlamıştım.Kafamı dağıtmak,bir şeylerle oyalanmak istiyordum.Hâlim yoktu ama dışarıya çıkabilirdim.Evet,dışarıya çıkmaya karar verdim.

Hava kapalıydı.Havanın rüzgarlı olabileceği ihtimaliyle altıma siyah yüksekbel pantolon ve üstüme de uzun kollu desensiz,sade siyah bluzu geçirdim.Siyah ceketimi de giyip aynadaki yansımama baktım.Fazla siyah giyinmiştim.Ama şuan bunu düşünmenin zamanı değildi.Hava almaya ihtiyacım vardı.Hemde heme.Demi'yi aradım.

"Demi?Ben dışarıya çıkıyorum.Hava almaya ihtiyacım var.Gelmek istersen seni bekleyeyim?"

"Aslında bugün ders çalışmam gerekiyor.Beni bekleme.Ama hava çok soğuk istersen gitme gelince beraber ders çalışırız ve ben kahve yaparım?"

"Hayır.Günlerdir Justin'i düşünüyorum.Derslere bile konsantre olamıyorum.Hava almam gerek"

"Ahh o konu.Pekâlâ birşeyler yeseydin bari"

"Imm...Görüşürüz" diyerek telefonu kapattım.

Yurttan çıktığımda neler yapabileceğimi düşündüm.Markete gidebilirdim.Parkta oturabilirdim.Veya yürüyebilirdim.
Markete gitmek daha iyi olabilirdi

Marketten içeri girdim.Kahvenin olduğu reyona gittim.Çünkü evde kahve az kalmıştı ve biz sürekli kahve içiyorduk.

Kasaya doğru giderken onu gördüm.Justin ordaydı.Ve beni fark etmemişti.Gözlerim hafif dolmuştu.Onunla konuşmak istiyordum.Yanına gidip gitmemek arasında kaldım.Tamam,gitmek zorundaydım.

Elimdeki kahveyi bir kenara bırakıp yanına gittim.Süt reyonundaydı.

"Imm...Hey Justin"

Beni fark ettiğinde bakışlarını bana çevirdi.O mükemmel gözleri...Kalbim yerimden çıkacaktı.Birden ne diyeceğimi bilemedim.Gerçekten,ne demem gerekiyordu.

"Seni özledim Justin."

Bir dakika.Ne dedim.Hadi ama bunun yerimiydi.Böyle söze başlamamlıydım.

"Justin seni özledim,seni çok özledim ve buna dayanamıyorum."

Benden bağımsız olarak kelimeler ağzımdan dökülüyordu.Doğru olanı buydu.Evet bunları söylemem gerekiyordu.Tepki vermemişti hâlâ bana bakıyordu.Cesaretimi toplayıp devam ettim;

"Seni seviyorum.Hemde hiç tahmin edemeyeceğin kadar çok seviyorum.Seninle konuşamamak canımı yakıyor.Buna dayanamıyorum.Sana ihtiyacım var."

Son cümleye doğru sesimin kısıldığını hissettim.Ağlıyordum.Ağlıyordum,ben yeterince kırılmıştım.

Justin ağladığımı görünce iki eliyle kafamı tuttu ve başparmağıyla göz yaşlarımı sildi.O ağlamıyordu ama gözleri hafif sulanmıştı,yani dolmuş gibiydi.

Kısık bir ses tonuyla "Ağlama" dedi ve elini yüzümden çekti.Gitti.

Bense onun marketi terk edişini izledim.Peşinden gitmek sonradan aklıma geldi.Peşinden gittim.Ama o çoktan burdan uzaklaşmıştı.

Hızlı adımlarla ilerledim.Yakınlarda park vardı.Parka geldiğimde boş bir banka oturdum.Ve ellerimle yüzümü kapatarak ağlamaya başladım.Hıçkırarak ağlıyordum.Hayatımdaki en mükemmel kişiler Justin ve Demi'ydi.

Ama Justin yoktu.Beni sevdiğini düşünmüyordum.O havalıydı.Bense eziktim.Kendime ezik demek istemiyordum ama onun yüzünden öyle hissediyordum.

Yaklaşık yarım saattir ağlıyordum.Yağmur yağmaya başlamıştı.Ellerimi yüzümden çektim.Dram yapmak istemiyordum.Direkt olarak hızla yurda gittim.Odaya girdiğimde Demi pijamalarıyla beraber yatağına oturmuş ders çalışıyordu.Beni gördü ve gözlerini pörtleterek bana baktı.

"Gözlerin niye şiş?Ne oldu?"diyerek yerinden kalktı.

Gözlerim mi şişmişti?Farkında değildim.

"Justin.Ordaydı.Marketteydi.Yanına gittim ve ona onu özlediğimi söyledim.Gözyaşımı sildi ve gitti"

Cümlemi bitirir bitirmez hıçkırıklara boğuldum.Bu kadar üzülmemeliydim.

Demi bana sarıldı.Islak saçlarım ve gözyaşlarım omuzunu ıslatıyordu.Bir süre öyle kaldık.

"Bu seni bu kadar etkilememeli Selena.Onunla net ve ayrıntılı konuşmalısın."

"O beni sevmiyor."

"Hayır.Bunu anlayabiliyorum o seni seviyor.Sende onu seviyorsun.Siz birbirinizi tamamlıyorsunuz."

"Demi,saçmalama.Justin benim gibi zavallı birisini ne yapsın.Beni asla sevmeyecek."

"Ama lisedeyken parktaki konuşmanızda seni sevdiğini söylememiş miydi?.Ayrıca kendine zavallı demeyi kes.Sen güçlüsün Selena.Bunu unutma.Yeni bir başlangıçtasın.İnan bana herşey yoluna girecek"

"Seni seviyorum Demetria."
"Seni seviyorum Marie."

Ağlamamı durdurabilmiştim.

"Evet Selena bu kadar duygusallık yeter.Hadi sen rahat birşeyler giy bende bize güzel kahveler yapayım" diyerek kahve yapmaya gitti.

Ben üzerimi değiştiriken seslendi;

"Unutmadan kahve bitmek üzere.Dışarı çıktığımızda almayı unutmayalım" dedi.

Yüzüme bir tebessüm yerleşti.
Seni seviyorum Lovato...


REVIVALHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin