Özgür'den.
"İnmek istiyorum." Dedi. Sıkıntıyla iç çektim.
"Biraz sabırlı olsan ölürsün dimi.?" Dedim şikayet ederek.
"Nereye götürüyorsun beni diyorum, bilmiyorum diyorsun. İnmek istiyorum diyorum sabırlı ol diyorsun. O kızı dövmek istiyorum diyorum sen.."
"Tamam." Deyip direksiyonu tek elime aldım ve boşta kalan elimle ağızını kapadım. "Sus."
İki elini birden kullanarak elimi ağızından çekmeye çalıştı. Gücü yetmeyince tırnaklarını elime batırdı. Acıyla inleyip elimi geri çektim. Bu acımıştı ama.
"İndir beni!" Dedi sinirle. Ona sinirle baktım. O da bana aynı şekilde bakıyordu. Meydan okuyordu aklı sıra.
"İnmek mi istiyorsun şimdi sen? Bu yağmur da?"
"Evet." Dedi direkt. Başımı sallayıp arabayı sağa çektim. Yağmur hala yağıyordu.
Arabadan inip kapıyı sertçe çarptı. Gülümsedim. Sinirli hali çok hoşuma gidiyordu.
Arabanın el frenini çekip indim. Arabanın önüne doğru gidip kaputa yaslandım ve ona baktım. Yağmur direkt ıslatmaya başlamıştı. Daha kurumamıştık bile.
"Nereye gideceksin şimdi?" Diye sordum alayla. Bana sert bir bakış alıp kapşonunu kafasına geçirdi ve yürümeye başladı. Bir kaç adım atıp durdu ve bana döndü. Ellerimi ceplerime koyup ona odaklandım. Islak saç örgüsü sağ omzuna düşmüştü. Gözleri karanlıkta ışık gibi parlıyordu.
"Beni ne hale soktuğunun farkında mısın?" Diye sordu. "O kız kendini bir şey sanacak şimdi. Onu orada dövmeliydim. Beni tutmamalıydın!"
"Saçmalama." Dedim karşılık olarak. "Ona dokunsaydın biterdin. Ciddiyim."
Güldü. Keyifsiz bir gülüştü. "Bitmemi istemiyor musun zaten?" Diye sordu bağırarak. "Hepimiz biliyoruz. Onu bu yüzden korumadın!"
"Yaa." Dedim şaşırmış bir şekilde. O aklından neler geçiyordu acaba?
"Yaa." Dedi onaylarcasına. "Eski sevgilin diye korudun onu. Bana yalan söyleme! Hem sizin aranız nasıl böyle.." Deyip yutkundu. "Böyle derken, sana sarılıyor filan. Ne alaka?"
Gözlerimi kıstım. Karanlıkta pek fark edemezdi ama neyse.
"Gerçekten böyle mi düşünüyorsun?" Diye sordum."Yani.." Dedi karasızlıkla. "Önemli değil zaten. O kız gelir gelmez hayatıma giriyor. Buna izin veremezsin!"
"İzin istemedi benden."
"Olsun.!" Diye bağırdı. Hırkası yağmurdan sırılsıklam olmuştu. Şu an kendimi düşünemiyordum bile.Her yerim ıslanmıştı.
Ellerimi cebimden çıkarıp saçlarımı suyun gitmesi için karıştırdım. Bir faydası olmamıştı ama.
"Niye böyle bir şey yaptı bir fikrim yok." Dedim. Gerçekten yoktu. Ne haltlar yediği i bilmiyordum. Defne hep böyleydi zaten. Alakası olmayan işlere girer ortalığı karıştırıp çıkar giderdi. Huyu buydu.
"Bana bunları diyemez." Dedi ağlamaklı bir ses tonuyla. Ona dikkatle baktım. Yağmur dan anlaşılmıyordu ama ağlıyordu sanırım.
"Beni tanımıyor bile. Kimse tanımıyor. Ama insanların hakkımda çok fikri var." Dedi isyan ederek. "Senin yüzünden oldu!" Diyerek gözyaşlarını elinin tersiyle sildi. "Bir hata yüzünden herkes beni yargılayamaz! Ablamı yargılayamaz!"
Elleriyle yüzünü kapatıp ağlamaya başladı. Bir an gidip ona sarılmak istemiştim. Ama tabiki de yapmadım. Bu onu daha da acınası gösterirdi. Ona acıdığımı düşünmesini istemiyordum.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Adı "MAVİ"Olsun..
Teen FictionÜlker,ablasının kumar borcu yüzünden bir işe girer. Bu iş sıradan,basit bir iş değildir. Hedefi birini tavlayıp mirastan onu mahrum etmektir. Ama bu iş sandığı kadar basit olmaz. Bir süre sonra ortalık iyice karışır ve gerçek oyun işte o zaman başla...