İyi okumalar. Multi Miray.
Bir elimde peçete bir elimde kahve Miray'la oturmuş sohbet ediyorduk. Emre'nin bana yaptığı ihaneti ailemin beni evlatlıktan redt edişi bir hafta sonra 12. Sınıfa başlayacak olmam. Bunların hepsini nasıl kaldıracaktı benim gibi güçsüz bir kız. Şaka gibi ya odamda müzik dinliyorum. Nereden duymuşlarsa adımı namussuza çıkarıp beni evden yolluyorlar ve ertesi güne Hatay'dan İstanbul'a geliyorum. Hemde senelerce peşimde koşan çocuğun umrunda değil. Ama her olaydan bir ders çıkarılması gerekiyor ya bu hayatta erkeklere hiçbir zaman güvenmeyeceksin. Peçete kutusundan bir peçete daha alıp burnumu sildim. O an aklıma gelen şeyle ağzımda ki kahvemi Miray'a püskürttüm. Benim okulum yoktu. Ben napacaktım. Bu sene üniversite sınavına hazırlanmam lazımdı. Miray'la aynı okula gitsem desem o koleje gidiyordu. Miray bana ne oldu diye kas göz işareti yapınca "Miray benim okulum ne olacak." Miray biraz düşünür gibi oldu. " Tatlım benle aynı okula gelsen kolej ama cici babama ödetiriz sen istersen." Dediği şeyle yüzümü ekşittim.
" Olmaz öyle şey hem evinde kalıyorum hem sizin paranızı kabul edemem. Ne biliyim anadolu lisesi falan. " Bana bakıp kaşlarını kaldırdı. "Aslında bizim okulun dibinde bahçeleri yan yana zaten bir anadolu lisesi var ama puanı bayağı yüksek yani nakil için, gerçi sende fen lisesinden geliyordun. Hiçbir sakınca yok. Kaydını yaparız ." O böyle deyince çok sevindim. Burada yeni bir hayata başlayacaktım. Miray olmasa ne yapacaktım ben. Miray'a baktığımda salonun çekmecesinden Son model bir telefon alıp bana uzattı. " Al bunu. Annem yurt dışı gezilerinde dolu dolu getirir bunlardan. Biri eksilse ne olur canım sanki." Ona gülümseyip teşekkür ettim. 2 senedir görmeyince aramız bayağı soğuk gibiydi. Daha doğrusu ben çekiniyordum. Zaten sessiz bir kızdım. Çok muhabbet etmeyide beceremezdim. Ama dikkat çekerdim. Manken gibi boyumla ve yüzümle. Ama ben hep derse odaklanmıştım. Ta ki Emre'yle aramda olanlara kadar. Gerçektende aptalım. Annemi özlemiştim. Daha önce hiç başka bir evde kalmamıştım. Ailem olmadan duramazdım. Onlar beni yanına bir çağırsa, affettik seni kızım dese, Allah biliyor ya, İstanbul'dan Hatay'a koşa koşa giderdim. Keşke buraya gelmeseydim. Hatay'da kalacak birini bulurdum. Nasıl olacaksa. Artık benim adım çıkmıştı. Annemler istemiyorlarda elalem mi isteyecekti. Adım çıkarılmış birşey yapsaydım boşa gitmeyecekti yani.***
Salatayı da masaya koyunca sofra tamam gözüküyordu. Miray sabah beni almak için erken kalkmıştı. O yüzden uyumuştu. Bende o esnada valizimi boşaltmış ve sofrayı kurmuştum. Ben masayla oyalanırken Miray, esneyerek mutfağa girdi. Kahkülleri havaya kalkmış, çok tatlı gözüküyordu. "Aman tanrım bu sofranın güzelliğine bak. Kanka bundan sonra yemekler senden. "Deli kız halbuki birşey yapmamıştım. Sofraya oturduğumuz da yemeklere bir güzel gömüldük. suyumdan bir yudum içerken aklıma Miray geldi. Hatay'da babaannesiyle yaşıyordu. Aslında babası öldükten sonra babaannesinin yanına taşınmış. Babasının değerlisi olarak görüyormuş. Geldiğinde lise birdeydik. Babaannesi öldüğünde ise lise 2' ye gidiyorduk. Ard ardına iki kayıp vermişti. Zaten babasının kırkı çıkmadan annesi bir iş adamıyla evlenmişti. O yüzden annesinden pek haz etmezdi. İşte babaannesi ölünce yalnız kalacağı için annesi yine yanına almıştı. Hep birlikte takılırdık. Acaba hala bir derdi varmıydı. Sormalıydım. " sen nasılsın Miray? Kendi acımdan hic soramadım." Bir süre bana donuk bir ifadeyle baktı. Sonra gözünden yaş gelmeye başladı. Konuşmuyordu. Birden panikledim. Sandalyemden kalkıp Miray'ın sandalyesinin önüne çömeldim. Bana biraz daha donukça baktı. "Ben 4 aylık hamileyim."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Islak imza
عاطفيةSema'ya, Emre yüzünden ailesinin ona tepkisi. Onu evden kovması. Sema'nın Hatay'dan İstanbul'a yolculuğu. Bakalım küçük Semamızı İstanbul'da ne serüvenler bekliyor.