Hayatım kitabın adı gibi yürüyerek geçiyor devamlı yalnız başıma. Üniversitedeyim , Muğladayım. Burası bayağı hızlı akıyor. Baştan sona neredeyse 3 kilometre olan köteklide hayat (ortam sosyallik seks bağbında) istanbuldan daha hızlı. Çünkü burada kimsenin derdi tasası sıkıntısı yok. Geçim derdi yok , trafik derdi yok , kavga gürültü yok. Sağolsunlar her akşam o kadar güzel bayanın içinde 2 servis dolusu çeviklerimiz başımızı bekliyor ellerinde çayları. Hepsi gencecikler. Ya 20 yaşında varlar ya da yoklar. Millet birbirini sikiyor ve o genç abilerim onlar sevişirken rahatları kaçmasın diye ellerinde çaylarıyla bekliyorlar. Burdan tüm polislere askerlere selam olsun , ayrıca okuldan sıkılmaya da başladım kafam atarsa kpss ye girip polis özel harekata gitmeyi de düşünüyorum. Yani siz çatır çutur sikişip eğlenip içerken bende taaaa 900 1000 kilometre öteden cizreye yakın yıkın tweetleri atabilin diye çakal vuran abilerimin yanına gitmeyi düşünüyorum. Her neyse , ruhum çok yaşlanmış gibi hissediyorum. Üstümde istanbulda metrobüste uyuyakalmış ve durağı kaçırmasına rağmen hala uyuyan emekçi abi gamsızlığı var. Dediğim gibi burası bayağı hızlı bir yer ve millette bu hıza ayak uydurabilmek için gardırobunu tam teşekküllü hale getirdikten sonra bir bir sıralıyor gözlerime mermi gibi. İnce külotlu çoraplar renk renk şapkalar , şallar , hiç görmediğim pantolonlar , bazen ulan götüm donuyor rüzgar esince sen nasıl üşümüyorsun deyip acıdığım güzeller güzeli kızlar. Ama bu anlarda da üstümde yine o metrobüste uyuya kalan abimizin gamsızlığı var. Nedendir bilmem gazete okuyasım , sabahın köründe uyanıp haber izleyesim geliyor(ki yapıyorumda her sabah haber izlerken 3 sigara içmeden çıkmam odadan)...
Dağa taşa çıkıp çiçeği böceği övesim , bak bak bak şu ağacın güzelliğine bak diyesim ; bütün gün Neşet Ertaş , Mahsuni dinleyip bi nevi sallanan koltuk olan bilgisayar sandalyemde oturasım geliyor.
Bu gün Tunç'u bekliyorum şans eseri bi tane gencin telefonu gözüme takıldı. Baktım ekranına instagramdan birilerine mesaj atıyor. Sonra sonra gözüme başka birşey takılmaz oldu. Kiminkine baksam ya swarm dan karı kız bulmaya çalışıyor ya da instagramdan fotoğraf beğenip ''merhaba , selam , iyi geceler vs...'' tarzda şeyler yazıyorlar. Hayır anlamadığım ulan bende gencim. Yaşım 18.
Şimdi bu konuya geleceğim ''YAŞ 18''. Ulan senelerce götümüz korka korka içkili mekanlara gidip , gerine gerine sanki askere ateş emri verir gibi ''Bi tane ellilik'' derdik ; ama götümüz korka korka kimlik isterse ya meyve suyuna kolaya , ice tea ye talim ya da siktir olup gidiş. !7 yaşında ehliyet yoktu misal , arabayı biz kullanmazdık o bizi kullanırdı. İçimizde sanki araba bize tecavüz edecekmiş gibi bir korku vardı , niye ; tabiiki de POLİS. Ama güzeldi en heyecanlısıda oydu , etrafı gözle kollamalar polis gelince ses kıs devir düşür sinyal ver sağa sola gir. İlk sigaralarımı içtiğimde daha 8. sınıfta içmek için evimden 3 kilometre uzakta 4 tarafı da bina olan bir sitenin oraya giderdim , 3 kilometre 3. Alt sokakta içsen gene görmeyecek ulan baban ama heyecan işte kedi çıksa fırlatırdık sigarayı.
11. sınıfta yine 17 sinde olanlar ayrı bi şanssızdı zaten. İnsan o yaşa geldimi , lisenin o çağına geldimi ''Gencim ulan ben sikik'' diyebiliyorlar tam anlamıyla. Kanı kayıyor. Okulun en üst devresi olmaya 1 sene kalmış , ve lisenin en rahat geçen senesindeler. Ama bu adama kimlik sordular , ezildi. Bu adama ehliyet sordular , ceza ödedi. Adam gençliğini yaşayamadı ki amına koyum. Ben ceza ödemedim araba kullanmazdım ama çok çekip gitmişliğim vardır ''yaş kaç?'' ''17 abi eyvallah''. Diyaloglarım bu kadardı. Bi de 17 yaş sevgilileri var , 17 yaş aşkları. 17 yaşımdan 35 e sonra 35 ten 55 e atladım 1 sene içinde. Ruhumun saçı sakalı ağırdı , bana gelip demeyin ''karı bulamadın mı bolm hala'' deye. Bulmam oğlum bulmam , yoruldum saçı sakalı ağırdı ruhumun ağzımda sigara , ciğerimde nefes tükettiler bu yaşımda. Alın butun karıları siz sikin arkadaşım. Bana dokunmayın amına koyum.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Yürüyüş Mesafesinde Felsefe
Non-FictionHepinizin yürürken öldürdüğü birileri , yaptığı yanlışları düşünüp kendi kendine doğru yolu buldukları olmuştur. Adı üstünde bu da benim yürürken aklımdan geçenlerin , hayata dair , yaşamaya dair , hislere dair ; kısacası yürürken düşündüğüm her şey...