Sonunda tatile gidiyorduk. Abim, ablam ve minik kediciğimiz arkada oturuyor, ben annemin kucağında babam ise şoför koltuğundaydı. Ne kadar değişik değilmi arkada yer varken benim annemin kucağına oturmam. Ben hep böyleyim, altıncı sınıfta olsam hala annemin kucağında otururum. Neyse, minik kedimiz Minik, yol boyunca hiç susmadı. Bende kucağıma alıp uyutmaya çalıştım. Sonunda uyudu. Onu herşeyden çok seviyordum. Hatta evde besleyemeyiz dediklerinde yarım saat boyunca ağladım. Daha sonra yalvar yakar izin almayı başardım. Ve ilk geldiği gün gece onu dizlerimde uyuttum. Ablam her zamanki gibi nişanlısıyla mesajlaşıyor, abim uyuyor ve annemde babama uyarılarda bulunuyordu " dikkatli git sağa geç kırmızı ışık yanıyor" vb. Bende kucağımda uyuyan bir kediyle uyumaya çalışıyordum. Bir an dalıvermişim, " Uyan Betül, geldik hadi uyan!" Diye bağıran seslerle gözlerimi açtım. Bu hırçın ve sinirli ses ablamdan geliyor olmalıydı. Etrafıma bakınarak nereye geldiğimizi anlamaya çalışıyordum. Babam bize sürpriz yapmak için nereye gideceğimizi bize söylememişti. Bizde merakla yolculuğun bitmesini bekliyordukki sonunda bitti. Minik ' in hala uyuduğunu görünce nazikçe başını okşadım. O sanki bir insanmışcasına diğer bacağıma doğru döndü ve yattı. Otelin önünde bekleyen adam (adı her neyse) valizlerimizi adı ve lobiye götürdü. Otelin en sevmediğim yanı lobıde bir saat beklemekti, bir an önce yüzmek istiyordum.
**************
Odamıza çıktığımızda babama nereye geldiğimizi sordum ve beklediğim cevabı aldım " Kuşadası!" Yaşasın en sevdiğim yere gelmişiz. Derken beş kişi, Minik'i de sayarsak altu kişi olduğumuz için odalara üçer üçer dağıldık. Abim, ablam ve ben bir odada, annem, babam ve Minik diğer odada kalıyorduk. Ben aslında Minik'in benimle kalmasını istiyordum fakat abim ve ablam onu benim kadar sevmiyordu, ikisininde kediden tiksindiği halde evde kedi besliyorduk garip değilmi...
****************
Dün yüzememeni hüznüyle gözlerimi açarken birden Minik üstüme atlayınca korktum.Bir baktım odada sadece Minik ve ben varız. Annem, babam, abim ve ablam Minik'i yanıma bırakıp kahvaltıya gitmişler.Bir anda kendimi evlatlık gibi hissetim. Ablam ve abimi geçtimde annemle babam beni bırakıp nasıl giderler aklım almıyordu. Neyse, hemen elimi yüzümü yıkayıp hızlıca giyindim. Minik'i de kafesiyle birikte kucaklayıp kahvaltıya gittim. -sayın- Ailem tam girişin karşısındaki masada oturuyorlardı. Abimin gözleri bana doğru kayınca ablamı dürttü. Ablamda bana bakınca tüm aileyle gözgöze geldim. Minik'in kafesi sarsmasıyla kendime gelince masaya doğru yürüyüp kafesi babamın yanındaki sandalyenin altına koydum ve kahvaltı almaya gittim. Açık büfe kafamı toparlamama yardımcı olunca yiyebileceğim şeyleri alıp masaya geçtim.
***************
Kahvaltıdan hemen sonra annem ablam ve ben odaya çıktık. Bende aceleyle tuvalete girip mayomu giydim. Üzerimede pudra pembesi bir elbise geçirdim ve parmak arası terliklerimi ayağıma giyip " Hadisenize, ne sohbeti ediyorsunuz." Diye çemkirip odadan çıktım. Havuzda bone takmak zorunluymuş muş muş......Sinirlerimle beraber annemi çekiştirerek merdivenlerden en alt kata indim.