Sabah erken kalktım. Elimi yüzümü yıkadım. Kahvaltımı yapıp evden ayrıldım. İşe yani Adliye'ye gidiyordum. Her gün ki gibi bir çok davayla ilgilenmek zorundaydım. Yine bir çift gelmişti. Konu geçimsizlikti. Bu aileyi ayıramazdım. Çünkü kalpleri hala birbirileri için atıyordu. Ama görevim buydu. Onları ayırmamak için mahkeme tarihini erteledim.
Eve geldiğimde eşim sofrayı hazırlamış , kızım ve oğlumla beni bekliyorlardı. Aklıma bugün ki gençler geldi. Onlar da ileride bir gün bizim gibi olacaklardı. Ben bir hakim olarak iki sevgili' yi ayırmamak için elimden geleni yapacağım. Eşimle ben ilk birbirimizden nefret ederek geçindik. Sonra bu nefret çok güzel bir aşka dönüştü. O gençler de birbirilerinden nefret ediyorlar, ama bu nefret büyük bir aşka dönüşecek.