8.BÖLÜM

59 6 0
                                    

Yeni bölümm. Bu hikayeyi birlikte yazdığımız canım kardeşim, Sedef'e ithaf ediyorum. İyiki doğdun bebeğimmmm. Seni çok ama çoookk seviyorum. Şu üniversiteyi bi kazanalım bu hikayeyi de tamamlayacağız. Şuan yarım saat falan olabilir doğumgününe. İlk ben yazıcam inşallah :))

Bu arada bizim koyduğumuz şarkıları dinlemenizi öneririz.

Hepinize iyi okumalar..




 Serra'dan ayrıldıktan sonra O'nun yanına gittim. Yeni ve taze çiçeklerle donattım mezarını. Bedeninin burda olmadığını bilmeme rağmen burda olduğuna inandırıyordum kendimi. Başka bir çarem de yoktu zaten. Bundan sonrası için de kendime bir söz vermiştim artık. Bir daha mezarında ağlayıp , onu üzmeyecektim. 

 Akşam olmak üzereydi. Mezarlıktan çıkıp eve yürüyordum yine. Aslında eve gitmek istemiyordum. Eve gidince sanki ölmemişte bir yerlerden çıkacakmış gibi.. Bu hissi hala atlatamamıştım.

 Dışarıda olmak iyiydi. Soğuk iyiydi. Düşüncelerim kısa süreli de olsa uyuşuyordu. Bir süre sonra sıcaklar başlardı zaten. O yüzden rotamı, eve gitmemek üzere değiştirdim. Bu havanın tadını çıkarıp biraz daha yürümek istedim.

 Onsuzluk ne kadar da zormuş. Bu kadar mı içime işlemişti ki varlığı, şimdi yokluğu boşlukta hissetmeme neden oluyordu.

 Hatıraların uyanmasına izin vermeden ayaklarımı, beni getirdiği bu binanın önünde durdurdum. Buraya gelmeyeli epey zaman geçmişti. Oysa onunla tanışmadan önce her gün mutlaka buraya uğrardım. Onunlayken de gelirdim ama son zamanlarda hep boşlamıştım.

 Yavaş adımlarla kapıya ulaştım ve içeri girdim. Sessizdi. Zaten bu saatlerde genellikle böyle olurdu. Merdivenlerden aşağıya indim. İlk odada birkaç kişi vardı dans eden. Ayak sesleriyle kafamı sesin geldiği yöne çevirdim ve Asya Hanım'la karşılaştım. Beni görünce gözlerinde bir anlık şaşkın bir ifade oluştu. Onun da mı haberi vardı ?

 Sözleriyle sorumu yanıtlamış oldu:

"Heracığım, seni burada görmek ne güzel! Olanları duydum, senin adına çok üzüldüm. Başın sağolsun canım. Odan boşta. Geçebilirsin. Kendini dansın büyüsüne bırak, biraz olsun sıkıntılarından uzaklaşır, rahatlarsın."

 Eliyle omzuma hafifçe dokundu ve gülümsedi. Sonra da yukarı çıktı. En azından bu anı çok uzatmamıştı. Bu diyaloglar beni daha fazla sıkmaktan öteye gitmiyordu. Asya Hanım da anlayışlı bir kadındı.

 Her zaman tek olarak dans ettiğim odaya adım attım ve ışıkları yaktım.

 Burası...

 Büyülüydü sanki. Bir heyecan mı olmuştu yoksa? Cidden çok boşladığım belli oluyor. Odanın ortasına kadar yürüdüm. Her yer aynayla kaplıydı. Köşede duran müzik çaların yanına gittim ve "Sia- Breathe Me" şarkısını açtım. Üzerimdeki ceketi çıkarıp müzik çaların yanındaki ahşap sandalyeye bıraktım.

 Tekrar odanın ortasına geldim. Sözlerin başladığı yerde yavaş bir şekilde iki elimi öne doğru uzattım ve eğildim. Doğrularak vücudumu geriye doğru gergin bir hale getirdim. Bir ayağımı başımın hizasında kaldırdım. Diğeriyle de parmak ucumda yükseldim. Müziğin hızlanan kısmında tek ayağımın parmak ucunda etrafımda dönüşler yaptım. Bundan sonrası benim yönlendirmem dışında gerçekleşiyordu. Şarkının hızlanan yerlerinde bedenim de ona uyum sağlayarak hareketlerini hızlandırıyordu. İşte bu his mükemmeldi. Dans buydu. Sen dansı değil, dans seni yönlendiriyordu. Gerçek dünyadan seni alıp başka diyarlara götürüyordu. Bedenim dansla bütünleşmişti artık. Ruhumu müziğe teslim ettim.

Yayımlanan bölümlerin sonuna geldiniz.

⏰ Son güncelleme: Oct 24, 2015 ⏰

Yeni bölümlerden haberdar olmak için bu hikayeyi Kütüphanenize ekleyin!

TANRIÇA'NIN ÖLÜM DANSIHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin