"Ne kadar parçalasan da kendini,yanlış kişiyle yolda yürüyemezken,doğru olanla göklere uçarsın;çünkü kıymet bilen, kanatlandırır."
Tolga ayağa ilk olarak kalkıp elimden tutarak bana yol gösteriyordu. Böyle bir adamı hak etmek için ne yapmış olmalıydım?
Yine o motora biniyorduk ve yine ona sıkıca sarılmıştım. Ona böyle sarılabilmem için geçerli bir bahanem olacaksa bu aletten hiç inmemeyi düşünebilirdim.Gözlerimi kapadım, onu tanıyalı günler olmuştu; ama içimde yarattığı o güven duygusu, o aidiyet hissi,bu tarifi imkansız mutluluk bir kadının bu dünyadan isteyebileceği her şeydi. Onunlayken ne New York ne İstanbul ne de dünyanın başka bir kısmı çok da umrumda değildi. Hayatımda başıma ilk kez gelen bu duygu bombardımanı altında dünyevi isteklerim ve hayallerim toz olup uçmuştu. Ona sahip olmaktan, elini tutup sarılmaktan ve saçlarını okşamaktan başka hiçbir şey umrumda değildi. Ne sağlığım ne eğitimim ne de güzelliğim artık anlamsızdı. Bütün egolarımı ve ön yargılarımı onunla tanıştığım o kütüphanede kitaplara miras bırakmıştım. Onu asla bırakmayacaktım, onun beni bırakmayacağını ise zaten biliyordum. Kullandığı parfümün kokusunu içime çekiyordum. Bu hayatımın dönüm noktası olmalıydı; çünkü bir şeyin kokusunu ezberlediğiniz an, asla unutulmayacak bir hatıra olarak kalır, kokular ve çağrıştırdıkları asla unutulmaz.
Motorun gürültüsü,evimin önüne geldiğimizde yerini sessizliğe bırakmıştı.Balkonda oturan ve şehir manzarasını izleyen insanlar vardı,yavaş yavaş balkonlarını kapatıp akşamı sonlandıranlar da öyle.Şehrin güzelliği,merkezdeki gece kulüplerinden İstanbul'a yayılırken benim yanımda Tolga vardı.O an bütün eğlenceler ve hazlar,değerlerini Tolga'nın güven veren tek bir gülümsemesine bırakıyordu.Minnet ve hayranlık dolu duygularla ona bir adım daha yaklaştım,kadife sakallarıyla kuşatılmış yanağından öperken kokusunu içime çekiyordum.
"Nasıl teşekkür edeceğimi bilmiyorum gerçekten,harika bir akşamdı."
"Benim için de harikaydı,o yüzden teşekkür etmene gerek yok Sandra."
"Pekala,o halde yarın aynı saatlerde kütüphaneye geleceğim,şu motor gerçekten bağımlılık yapıyormuş." gülümseyerek motora bakıyordum.
"Motorum ve ben seni bekliyor olacağız." o harika gülümsemesiyle beni gitmekten alıkoyuyordu.
"İyi geceler o zaman Tolga,şey of,gitmek istemiyorum Tanrım saat 1'e geliyor."
"Ayrılık vakti,iyi geceler Sandra." dudaklarını büzüp kaşlarını kaldırarak üzüldüğünü gösteriyordu.Kapıyı kapatırken hala tam olarak gözlerimin içine bakıyordu.Kapı kapandıktan sonra öylece kalakalmıştım.
"Aman Tanrım,şuna bak! Tanrım çok teşekkür ederim! Seni seviyorum! Seni seviyorum Tanrım!" İçimdeki liseli kız çığlık çığlığa dansederek ben dişimi fırçalarken bana eşlik ediyordu.Bugünkü gibi bir günü hayatım boyunca yaşamadığımdan emindim.Uykuya dalmam heyecanlı olduğum için saat geç olmasına rağmen uzun sürdü.Kalp çarpıntıları ve hayaller içinde kendimi bilinmezliğe teslim ettim.
***
Ders bitiminde amfiden çıkıyordum ve yanıma yaklaşan çekik gözlü bir kız gördüm.
"Merhaba ben Lin.Buradaki diğer kızlardan biraz daha farklı görünüyorsun,tanışmak istedim."
"Ah ben de Sandra,öyle mi ? Memnun oldum o halde."
"Sanırım Amerikalısın,ben Hong Kong'dan geldim.Dün seni kütüphanedeki yakışıklıyla motora binerken gördüm.Biliyor musun bütün bölüm onun peşinde." vay canına şanslı hissetmiştim.
"Tanrım,yani erken davranmış oldum sanırım." hınzırca sırıtarak yanaklarım kızarsa da ona cevap verdim.
"Evet çok erken tebrik ederim." kahkalar atarak birlikte yürüyorduk.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
REAŞKARNASYON
Misterio / Suspenso“Aşkım! Allah’ım affet,çok özür dilerim!” gözlerimi kapattım ve son gücümle devrilen sandalyeden aşağı atladım.İp ayaklarımı yerden kestiğinde boynum ölümüne bir acıyla gerilirken,nefessizlikten kıvranıyordum.İntihar etmenin,canıma kıymanın pişmanlı...