Artık gitme vaktimiz geldi. Bu akşam uçağımız kalkacak ve ben hala kendi içimde kavga halindeyim. Babamla görüşmedim. Çocuklarla o akşamki konuşmamızın üstünden 3 hafta geçmişti ve ben babamla görüşmek için hiç bir hamle yapmamıştım. Bunun için sebeplerim vardı, haklı ve ya haksız, doğru ya da yanlış kendimce sebeplerdi. Gitmedim, görmedim, görüşmedim ve bu saatten sonra da bunların pişmanlığı için çok geçti.
Havaalanına vardığımızda kardeşlerimi orada görmeyi ummuyordum. Son bir veda istemişlerdi benden. Şimdilik herkesi ve her şeyi arkamızda bırakarak gidiyorduk, biraz üzgün biraz heyecanlı ve mutlu ayrılarak uçaktaki yerimizi aldık. Uzun bir yolculuk olacaktı ve Yeşim yüzünden de sıkıcı. Uçak kalktıktan yarım saat sonra uykuya dalmıştı bile. Bir yolculukta yapılması gereken her şeyi yaptım. Müzik dinledim, kitap okudum, film izledim ve hatta çizim bile yaptım ama uyku seviyesine geçemedim. Sıkıcı başlayan yolculuğum sıkıcı sonuçlandı yani. Yeşim neredeyse bütün yolculuk boyunca uyuduğu için dinç gözüküyordu ben ise tam aksi ruh gibiydim.
Ortaklarımızdan Bay Shin Sook bizi karşılamaya gelmişti ve 1 saatlik kısa bir yolculuk daha yapmıştık. Ev bulana kadar otelde kalacaktık. Odamıza yerleşmeden önce bizim için yapılan küçük planın bilgisini vermek istedi Shin Sook. Kahvelerimizi içerken detayları anlattı.
'' Sizin için uygunsa bir hafta dinlendikten sonra şirkette başlarsınız. Bu arada da ev işini hallederiz. 3 gün boyunca size eşlik edeceğim. Bir de sizden 1 gününüzü daha alacağım çünkü Mode On Music şirketinin başkanı ve grup üyeleri ile tanışacaksınız.''
'' Sebep nedir? Yani bizim onlarla bir ilgimiz olmayacak ki'' dedim
'' Doğru söylüyorsunuz ama şirket başkanı özellikle tanışmak istiyor sizinle ''
'' Tanışırız o zaman'' dedim. Daha fazla soru sorup konuşmanın uzamasını istemedim,bir an önce odama yerleşip uyumak istiyordum o yüzden detayları öğrenmeyi daha sonraya bıraktım.
>>>>>>>>
2. günün sonunda istediğimiz gibi bir ev bulduk. Hatta aceleci tavrımızla eve yerleştik bile. Uğraşacak detaylar yoktu, eşyalı bir ev tutmuştuk ve sadece özel eşyalarımızı yerleştirdik bu da bir kaç saatimizi almıştı sadece. Ben hala ruh gibiydim ki artık Yeşim'inde benden farkı yoktu çünkü açtık. Resmen açtık, damak tadımıza göre bir şeyler bulmak gerçekten zordu şu anda. İlerleyen günlerde bunu aşacaktık ama alışana kadar ki dönem sıkıntılı olacağa benziyordu.
Kore'ye gelişimizin 5. gününde Mode On Music şirketinin başkanıyla tanıştık. Kendisi bizi makamında ağırladı. Hoş sohbetli, güler yüzlü ve genç görünümlü biriydi. Asıl tanışma amacını merak ettiğimi sorduğumda kendisine
'' aslında bizimle hiç bir ilgin olmayacaktı buraya geldiğinde ama tasarımların çok övüldü bizim çocuklar tarafından ki bende çok beğendim. Senden bir şey rica etmek istediğim için özellikle tanışmak istedim.
''Bir şey rica etmek mi? Birilerinin benden bir şeyler rica etmesi için çok erken hele ki ben daha kendi işime başlamamışken.''
'' Zor bir şey değil. Ufak bir sıkıntımız var. 1 ay sonra yeni bir grubumuz çıkış yapacak şuan onlara çok yoğunlaştık. 4 ay sonra da Desolate Boys grubumuzun da geri dönüşü var ve albüm için yeni bir konsept planladık. Buraya kadar her şey normal ama ondan sonrası zora sokuyor bizi çünkü stilistlerimizden biri maalesef ayrılıyor. Çocukların geri dönüşünden kısa bir süre sonra da dünya turları başlayacak yani uzun lafın kısası konserlerde giyecekleri kıyafetleri tasarlamanı rica ediyorum senden.''
'' Çok hızlı bir giriş yaptınız. Ben bu tarz bir çalışma hiç yapmadım yani olanaksız gözüküyor.'' Gerçekten uğraşmak istemediğim bir teklifti bu. Hem geleli 1 hafta bile olmadı ve ben daha iş başı bile yapmadım, önceliğim bu olamazdı. Ben bu hesapları yaparken Shin Sook araya girdi.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Sonsuzluk mu?
Подростковая литератураBir an önce çekip gitmek istiyordu Parla. Tek başına, özgür ve daha mutlu bir hayat için.. Kurtuldum derken ve mutluyum artık derken, 'O' girdi hayatına.. İstediği ve beklediği bir rastlantıydı aslında. Ama... Daha zor bir hayat başlıyordu onun içi...