KiMSiN

25.BÖLÜM: ..Tesettür..

Gaziantep'in girişinde arabada bekliyorduk. Hilal hala uyuyordu. Dışarıya çıktım. Hava rüzgarlıydı ama çok fazla soğuk değildi. Rüzgarı boğazıma doldurup yeni hayatıma nerden başlayacağımı düşündüm. Yabancı bir şehir. Yabancı bir hayat. Ve ben kararsızlık ortasında yolun başındaki aynı sorumla duruyordum. KİMDİM?

İslamı deli gibi arzulayıp yerine getirmek için herşeyi göze alan Eylül mü?

Yoksa islami hayatın sorumluluklarından korkup kaçmak isteyen, zengin hayatını özleyen, rahatlığı benimseyen Eylül mü?

Hangisi gerçek benim.? İstemsiz bir şekilde elim cebime giderek aradığını buldu. Çok geçmeden işleme konulup uzun çalış sesi duyuldu.

"Alo? Eylül?"

"Selamun aleykum Elif Hanım."

"Aleykum selam."

"Hani bize demiştiniz ya, günün birinde Gaziantep'e yolunuz düşerse beni bulun."

"Eveet canım yoksa burdamısınız.?"

"Evet."

Ses tonunun değişmesinden sevincini hissettim.

"Ama biz sizi bulamayız.?"

"Ama neden Eylül. Lütfen gelin yanıma çok isterim."

"Bizde istiyoruz da yolu bilmiyoruz."

Bir gülme sesi. İlk defa sesli gülmüştü.

"Nerdesiniz söyleyin geleyim."

"Burası Giriş sanırım. Sanayi falan yazıyor."

"Evet biliyorum. Bende Gazikentteyim. Oraya çok yakın. Birazdan yanınızda olurum. Bir yere ayrılmayın."

Telefonu tekrar sessizliğe gömerken yüreğimde hissettiğim his beni ürkütüyordu. Ya başaramazsam.? Ya bu hayata alışamazsam? Ne yapardım?

"Eylülll...!!!"

Hayda öfkeli sese döndüm. Hilal çıldırmış bir şekilde bana geliyordu.

"Oha kızım ne oldu? Kırmızı görmüş boğa gibisin?"

"Gül nerde?"

"Ne Gülü ya.? Gül mü aldın sen."

"Eylül o kız nerde?"

"Haa Gülendam mı.?"

"Evet."

"Ya şeyy o burdan sonrasını biliyormuş kendi gitti."

"Sence ben senin yalan söyleyince parmaklarını birleştirdiğini bilemeyecek kadar yabancı biri miyim??!!!!"

Üf dostluğun kötü yanları yalan işlemiyor. Hemen yakalanıyorsun.

"Napim kızım yaa binmedi arabaya. Neymişte ben kaza yaparmışım vesayre işte."

"Eylül kızı öylece bıraktın mı?"

"Yaa napim Hilal kendi kaşındı. Gıcığın tekiydi."

"Çabuk bin arabaya kızı bulmaya gidiyoruz."

"Saçmalama yaa ben o kızı bulmakla uğraşamam."

Koluma yapışıp beni o nefret ettiğim çekiştirmeyle sürüklerken başka bir el bizi ayırdı.

"Kızlar sakin olun yine neyi paylaşamıyorsunuz?"