SAN FRANCISCO - 5 SECONDS OF SUMMER
"Yani Josh bir kız." Michael, Melanie'nin ona söylediği şeyleri anlamak için tekrar etti.
Kız başını sallayarak onayladı. "O çok güzeldi. Bana yardım etmek için geldiğinde on beş yaşındaydı yani şu anda yirmi beşlerinde olmalı."
Luke neden buraya geldiğini anlatırken başı bir süre sonra önüne düştü, Michael yanına geldi ve ionu yatağa yatırıp uyumaya bıraktı.
Luke'un konuşurken nasıl uyuyabildiğini anlayamıyordu.
Daa sonra Melanie burnunu çekerek ve gözlerini silerek neler olduğunu anlatmaya devam etti. Michael küçük kızın neler yaşadığını tahmin bile edemiyordu.
Cennete götürülmek yerine dünyada bırakılmıştı. Unutulmuştu. Önemsenmemişti.
Michael düşünceleri arasında boğuluyordu. Nirvana ve 'Bağ' hakkında duyduklarından sonra Josh'ın Melanie'yi nedensizce bırakmış olmaması gerekiyordu. Kesinlikle mantıklı bir nedeni olmalıydı. Sadece biliyordu.
Luke uykusunda mırıldandı, elini bir şeyler arıyormuş gibi yatakta gezdirdi.
Yanında duran bir yastığı çekti, ona sarılarak bir şeyler fısildadı.
Kafasını ona gömerken, "Seni seviyorum." demişti yastığa."Peki, neden o zaman bana sarılmıyorsun?" Luke aniden gözlerini açınca sarıldığı şeyin yastık olduğunu gördü.
Michael ona bakıp gülerken meleğin yanakları utançtan kızarmıştı.
"Tamam bu utanç vericiydi." Luke yerde oturup ona gülen ikiliye baktı. "Gülmeyi kesin!"
Melanie gözlerini devirdi. "Peki, sizi yalnız bırakacağım. Eve gidip yemek yemeli ve uyumalıyım."
Michael kapıdan çıkan kıza el salldı ve dış kapının kapanma sesini duyduğunda gittiğini anladı.
"Gel ve sarıl." Luke mırıldandı.
"Neden buraya geldiğini uyumadan anlatana kadar olmaz." Michael kollarını göğsünde birleştirdi.
"Eğer ciddi görünmeye çalışıyorsan işe yaramadığını bilmelisin." Luke gülümsedi.
"Peki şey nasıl olur," Michael, Luke'un yanına oturdu. "Eğer bana her şeyi anlatirsan sana büyük bir öpücük veririm."
"Üç."
"İki."
"Anlaştık."
Luke açıklamaya başladı. Annesinin ona yardım etmesini, çıkışı bulup dünyaya inmesini ve neden çatıya düştüğünü tek tek anlattı.
Daha önce kimse Michael'ı hayatını riske atacak kadar önemsememişti.
Her zaman iğrenç önyargılı kişilerle doluydu çevresi. Onu üzmeyi ve incitmeyi seven iğrenç insanlarla.
Michael, Luke'un dudaklarına hafif ama kısa sürmeyen iki öpücük yerleştirdi.
Michael ondan uzaklaşıp masada duran telefonunu aldığında Luke gözlerini açtı.
"Luke, seni pizza söyledikten sonra kucaklayacağım fıstık." Mivhael telefonuyla uğraşırken Luke hafifçe gülümsedi.
"Fıstık? Bunu daha önce duymamıştım." Luke bunun ne kadar şirin olduğunu düşündü.
Bu şirin bir isim olabilirdi, tavşancık gibi, ama Michael bunu sevmemişti. Her zaman taktığı isimleri sevmezdi.
Michael, pizzayı aldıktan sonra Luke onu tekrar yatağa çekti ve mor saçlı çocuğun ona yanaşmasını sağladı, melek yeşil elma gibi kokuyordu. Michael bunun farklı olduğunu düşündü, bunu sevmişti.
"Neden bileğine bir tavşan yaptırdın?" Michael, bunu yaptığı için Luke'un salak olduğunu düşünmeye başlamıştı.
"Çünkü tavşanlar senin kadar şirinler." Luke mırıldandı.
Michael iç çekti. "Sadece gerçek nedenini söyler misin artık?"
"Peki, tamam. Tanrım." Luke, Michael'dan birazcık uzaklaştı. "Ama ilk önce bana vurmayacağına söz vermen lazım."
"Neden öyle bir şey yapayayım ki?"
"Bileğime bir tavşan yaptırdım çünkü bir playboy olsaydım sen benim tavşanım olurdun."
Michael ona tokat attı.
~
Selam! Güncele geldiiiim. Yani artık yazar yeni bölüm atınca çevireceğim. Diğer çevirilerimi de profilimden okuyabilirsiniz ( ^ω^ )AYRICA MICHAEL GORDON CLIFFORD BUGÜN "I NEED MY BOYFRIEND LUKE." DEDİ
BUGÜNÜ TARİHE KAZIYIN LÜTFEN.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
luke therapy //muke {türkçe}
FanfictionLuke, Michael'ı mutlu etmek için gönderilmiştir. {I'm just translating. Owner is @methmuke, thank you so much for your permission!} {28.10.2015 3:17 AM - 13.12.2015 12:37 PM}