1.Bölüm

6 0 0
                                    

Elimi komidinin üstünde gezdirerek zangır zangır çalan telefonumu arıyordum, heh... evet, evet bulmuştum, alarmı direk erteleyerek yorganı kafamın üstüne çektim, yaptığım bu davranıştan pişman olup yataktan kalktım. Direk kendimi duşa sokup rahatladım. Dolabımın önüne gelip kapağını açtım, o sırada saç kurutma makinasını fişe taktım hem saçımı kurutup hemde kıyafetlere bakıyordum. Açık kot şort, kısa beyaz atlet, beyaz supra ayakkabı ve son olarak kırmızı-beyaz olan kolej çeketimi üstüme geçirdim. Saçlarımı kendi doğallığına bıraktım, hafif bir makyaj yaptım.Odamdan çıkarken son olarak annem ve babamın fotoğrafların kocaman bir öpücük kondurup, kot çantamı alıp odadan çıktım.

Mutfağa inip buzdolabı açtım. Dolapta duran pizzayı çıkarıp mikrodalgaya attım, evt sabah sabah pizza yiyecektim ama ben bunu her zaman yapıyordum. Evet pizzam ısınmıştı, 4 parça kadar mide indirip ayağa kalktım, buzdolabını açıp su aldım ve kafama diktim, yanda duran pepsiye bakarak sırıttım ve elime alıp hızla amerikan tarzı mutfağımdan çıktım, tam dışarı çıkacakken kapının yanında ki aynada kendimi gordum sanki saçlarım sırıtıyordu böyle, cebimden toka çıkarıp saçımı sıkı tabuz yapıp kenarlarını gevşettim. Bir adım attım ki, kafam da birden ampul yandı, telefonumu unutmuştum "Salaksın kızım sen yaa,salak Amber salak" homurdana homurdana odama çıktım ve telefonumu aldım tekrardan annem ve babamın bulunduğu resmi öptüm. Pata küte merdivenlerden indim ve durağa koştum ve otobus gelmişti bugün ilk şanssızlığımızı ve şanslı olaylarımızı yaşandığına göre gün başlamıştı. Kulaklıklarımı takip boş olan bir koltuğa oturup müzik dinleyerek durağımın gelmesini beklicektim.

* * * *

Evet otobüsten inmiştim, birden çantama attığım pepsi aklıma geldi, direk çıkartıp içe içe üniversitenin bahçesinden girdim. Bu Üniversitesinin bahçesi baya büyüktü ve gerçekten güzeldi, içi de dışı da. Bahçede geze geze Üniversitenin binasına yürüyordum, kafamı çevirdiğim de gördüklerimle etkilenip ağzımda tuttuğum pepsiyi fışkırttım, bunun üzerine şaşırdığım çift bana dönerek bön bön baktı bende "Özür, özür... siz öpüşmenize bakın" bunu duyan çift bana sert sert baktılar, "Ah ne diyorum ben" deyip kendi ağzıma şaplattım, ahh canım gerçekten acımıştı. Onlar bana gülerken bende yürümeye devam etmeye karar verdim. Tam yürümeye başlıcaktım ki karşıdan gelen hocayı gördüm, geri geri parmak uçlarımla adım atarak çiftin yanına geri döndüm "Şşş Alex hoca geliyor" beni duyan çift öpüşmeyi bırakıp direk çimenlerin üstüne oturup sohbet ediyormuş gibi yapmaya başladılar. Alex hoca 1 ay önce sevgilisinden ayrılmıştı ve bunun acısını okulda ki sevgililerden çıkartıyordu. Hoca yanımızdan geçerken yerde ki çifte yan yan bakıp Üniversitenin içinde bulunan kafeye doğru yol aldı. Hocanın arkasından bakarken beni bir ses kendime getirdi "Teşekkürler" "Önemli değil Harry. Dediğim gibi" dudaklarımı iyicene öne doğru büzerek "Öpüşmenize bakın, ama daha demin ki gibi değil ne öyle san birbirinizi yiyorsunuz" Harry buna karşılık gülerek "Tamam tamam hadi git sen" "Tamam o zaman kaçtım ben" deyip koştum.

Okula girdiğim de her zaman ki kalabalık vardı gözlerimle onu arıyordum, bulamıyordum. Telefonumu elime aldım ki mesaj geldi *Karşındayım salak* direk kafamı kaldırmamla korkmam bir oldu ben eyilip kalbimi tutup gülerken, Nina kahkahalara boğulmuştu, ayağa kalkıp "Napıyorsun ZİLLİ" diye Nina ya yapıştırdım. Nina hala kahkaha atıyordu bende onunla birlikte iyicene gülmeye başlamıştım. Birden dolapların bulunduğu bölgeye baka kalmıştım, bu Aaric ti. Okula geldiğinde kızların hasta olduğu bir erkekti yakışıklıydı çünkü, ama şimdi erkeklerin arkasından bakıyo, kızlardan uzak duruyor diye GAY damgası yemişti sürekli üstüne yürüyorlardı, kızlar sevgililerimizden uzak dur diye üstüne yürüyor, erkek arkadaşları bizden uzak dur diye sürekli çocuğun üzerine yürüyorlardı, ona gerçekten acıyordım acaba gerçek olmayan birşey için ne kadar acı çekiyordur, herkez gerçek olduğunu idda etsede ben inanmıyordum neden bilmiyorum ama, öyle arkadaşta değildik ama nedense inanmıyordum. Dolabının kapağını açtı ve içinden küçük notlar düştü üstüne, gözlerini kapadı kafasını geriye yaslayıp derin bir nefes aldı, kafasını aşağıya indirirken, sağ sol ve sola döndü solunda erkekler vardı onlara baktığını zannettiler ve içilerin den biri "NE! Hoşunamı gittim." dedi ve yanına doğru yürüdü dolabının kapağını kapatıp onu dolaba yaslayıp vurmaya başladılar, yanlarına gitmeye başladım ve birden yolum kesildi "Wow çok seksi gözüküyorsun" "Jeremy hiç sırası değil sonra" Jeremy: benim okul sapığım. Beni bacaklarımdan başlayarak süzdü "Evet gerçekten seksi" "Çekil" Jeremy gitmeme izin vermiyordu onunla debelenirken, artık canıma tak etmişti kasıklarına tekmeyi geçirdim ve yürümeye devam ettim ama o orda yoktu nerdeydi yaa. O sırada omuzuma bir kol atıldı bu Ninaydı "Hadi sınıfa" gözlerimle onu ararken "Tamam" diyebildim sadece ve sınıfa doğru yürümeye başladık.

Yayımlanan bölümlerin sonuna geldiniz.

⏰ Son güncelleme: Nov 14, 2015 ⏰

Yeni bölümlerden haberdar olmak için bu hikayeyi Kütüphanenize ekleyin!

ArkadaşHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin