Merhaba ben Sıla :)) Biz bildiğiniz gibi 3 kişi yazıyoruz. Bende onların ikincisiyim :D Bu bölümü benden dinleyeceksiniz. :)) Umarım beğenirsinizz :)) Vote'lerinizi bekliyoruzz...
Sıla'nın ağzından:
Rüzgar telaşla yanımıza geldi. Nefi Ege ve ben telaşlı gözlerle Rüzgar'a baktık. Noluyordu bu çocuğa? "Ruzgar noldu?" diye girdim araya. Bembeyaz kesilmişti, kesin kötü birşey olmuştu. " Neşe..." diyebildi sadece. " Noldu Neşe'ye anlatsana ! " diye bağırdım. "Hastanedeymiş" dediğinde direk ayağa kalktım. Ağlıyordum. Öykü'yü aramaya kalktım fakat elim titrediğinden numarasını çeviremiyordum. Rüzgar elimden telefonu alıp benim yerime Öykü'yü aradı. Daha sonra aceleyle evden çıkıp hastaneye gitmek için taksiye bindik. Koşar adımlarla hastaneye girip çalışanlara Neşe'yi sordum. Hemen onun bulunduğu yoğun bakımın önüne gittiğimizde Nefi Can'ın yakasına yapıştı. "Senin yüzünden" diye bağırdı. Nefi'yi ilk defa bu kadar sinirli görüyordum. Rüzgar Can'ı Nefi'nin elinden kurtarıp yüzüne bir tane yumruk geçirdi. Bu sırada çok daha fazla ağlamaya başlamıştım. Yere eğilip yüzümü ellerimin arasına aldım. Öykü ve Deniz koşarak yanımıza doğru geldi. Öykü çok kötü bir şekilde ağlıyordu. Onu sakinleştirmek için yanına gidip sıkıca sarıldım. Bu onu biraz daha iyi yapıyordu. Öykü çok güçsüz bir kızdı. Neşe'nin ölümüne dayanamayacak kadar güçsüz...
Bu sırada Deniz Rüzgar'ın yanına gidip Rüzgarı Can'dan uzaklaştırdı. Deniz Can'a "Git Buradan!" diye bağırdı. Can sinrli ve korkmuş bir biçimde yanımızdan ayrıldı. Rüzgar sinirli bir şekilde yanıma doğru gelip bana sıkıca sarıldı"Ağlama artık o iyi olacak"...
Daha sonra doktor yanımıza doğru gelip "Bütün çabalara ramen hastayı kaybettik." dediğinde bütün dünya adeta başıma yıkılmıştı. Hayır olamaz... Neşe ölemez...
Başım çok ağrıyordu. Uyandığımda odamdaydım.Hastanede bayılmış olmalıyım ki hiçbirşey hatırlamıyordum. Hemen Öykü'ye baktım uyuyordu. Ağlamaktan gözlerinin altı şişmiş ve morarmıştı. Uyandırmadan kalkmaya çalıştım. Fakat başaramadım. Kanlı,şiş ve meraklı gözlerle bana 'nereye gidiyorsun' bakışı attı. "Nefi'ye bakmaya gidiyorum" dediğimde kafasını tamam anlamında aşağı yukarı sallayarak onay verdi. Başım çok ağrıyordu. Neşe'nin ölümünü kabul edemiyordum. Evin bütün heryerine baktıktan sonra Nefi'nin evde olmadığını anladım. Telefonu elime aldım. Tam Nefi'yi arayacaktım ki kızar diye Ege'yi aramaya karar verdim. İkinci çalışta telefonu açmıştı. "Ege Nefi nerede?" diye konuya atıldım hemen. " Duvara vurup kolunu incitti hastanedeyiz. Telaşlanmanıza ve gelmenize gerek yok dedi. "Saol" deyip telefonu kapattım.