yoongi için günler acı verici ve yavaş geçiyordu.
hastanedeki odasına tıkılı kalmıştı, fazla bir şey yapmak da mümkün değildi.
gün içinde birkaç kez ona hap vermek için hemşireler geliyordu.hastanede kalmak hastalığından kurtulmasına ya da ona çare bulmasına yardımcı olmuyordu. gereksizdi.
annesi neredeyse her gün ziyarete geliyordu. ona temiz kıyafetler, yemek ve jimin'den gelen mektupları getiriyordu.
her üç ya da dört günde bir yeni bir mektup alıyordu.
ama onların hiçbirini açmamıştı.yoongi'nin kafası genç oğlana olan duyguları yüzünden karışıktı.
jimin'i ve kendisine gönderdiği fotoğrafı inanılmaz derecede sevimli bulmuştu.
jimin onu önemsiyordu ve bu sarı saçlı oğlan için çok şey ifade ediyordu.
onun karışık harflerini okumayı seviyordu.
jimin'inden hoşlanıyordu.daha önce buluşmadığın ya da yüz yüze konuşmadığın birinden hoşlanmak deliceydi.
yoongi eliyle saçlarını dağıtırken inledi.sol taraftaki komodinin üzerinde bulunan mektuplara baktı. aniden telefonu çalmaya başlamıştı.
gelen arama: namjoonie ❤️
yoongi ona hastanede yattığını söylememişti.
onun bilmesini istemiyordu.
kırmızı düğmeye bastı ve telefonu bir kenara bıraktı.
annesi muhtemelen ona her şeyi anlatacaktı.zihni kırmızı saçlı çocuğa sürüklendi.
jimin şuan ne yapıyordu? muhtemelen jungkook denen çocukla beraberdi.
yoongi onları birlikte düşününce kaşlarını çattı.
onlar gerçekten de birlikte miydi? o olaydan sonra jimin'in mektuplarını hiç okumamıştı.
eğer bir gün buluşurlarsa yoongi, jimin'in ona istediği gözle bakmayacağını biliyordu.kış yavaş yavaş yaklaşıyordu.
oğlan tüm tatili küçük hastane odasında geçirecekti. tek başına.annesi sürekli geliyordu ve bu yüzden pek de yalnız sayılmazdı.
ve büyük olasılıkla namjoon da gelecekti.
güzel, huzurlu ve mutlu bir hayatı vardı.ama sonra her şey değişmişti.
ve yoongi merak ediyorduneden?
ŞİMDİ OKUDUĞUN
pen pals, yoonmin
FanfictionOnlar mektuplar sayesinde birbirlerine aşık oldular. I have permission from @cuddlykihyun, thanks for your permission.