(Multimedya:Demir)
Güneş Deniz'den
Etraf çok karanlıktı. Belkide gözlerimdeki bağlanan mendilden olmalıydı. Dün markete giderken kaçırıldığım doğruydu. Kim beni niye kaçırsın hiç bir fikrim yoktu. Sadece korkuyordum çok korkuyordum.Ayak sesi duyduğumda tırsmaya başladım. Bir yandan da bağırmaya çalışıyordum. Ama tabiki bu bir Sessiz Çığlıktı. Birkaç adamın fısıldaşmalarını duydum. Gözümü ve ağzımı açtılar. İki tane takım elbiseli adam duruyorlardı.
-Güneş Sayer...
Adımı söylediğinde adam ile ikisi kahkaha attılar. Onlara "Siz pisliksiniz" gözüyle bakıyordum.
-Niye beni kaçırdınız? Bu yaptığınıza çok pişman olacaksınız.
Adamlar tekrar kahkaha attılar. Doğru ya söylediğim şey o kadar saçmaydı ki kimsem yoktu. Var ile yok arasındaki bir çizgidelerdi. O sırada hiç görmediğim yakışıklı bir adam geldi. Takım elbiseli adamlar hemen önlerini ilikleyip saygı verdiler ve adamı oturtturdular. Sanırım ki bu adamdan korkuyorlardı ve saygı duyuyorlardı. Adam bana bakıyordu. Adamın kahverengi gözleri yeşil gözlerimi ısıtıyordu. Gözünü benden bir saniye ayırmamıştı. Korkmaya başladım. Adamın ağzından bir fısıltı döküldü.
-Korkma Güneş Deniz diyerek gülümsedi. Böyle bir adam beni kaçırmıştı ya da kaçırttırmıştı. Ama niye samimi davranıyordu? Hiç bir fikrim yoktu.
-Seni buraya baban yüzünden getirdik.
O söylediği cümle ile şok olmuştum. Zaten babam ile bir bağımız yoktu ki.
-Babam ile bir bağım olmadığı halde niye beni kaçırıyorsunuz?
Adam dilini şaklattı ve tekrar konuştu.
-Çok yanlış düşünüyorsun güzel kız. Baban seni umursuyor umursamasa seni en değerlisi olarak görmez.
Adamın söyledikleri öyle kafamı karıştırdı ki boş boş adamın suratına bakıyordum.
-Ne diyor bu değişik gibi bakmayı kes ve benimle gel.
Diyerek elini uzattı. Bir süre eline ve adama baktım.
-Burda bu itlerle kalmaya mahkum etmemi mi istiyorsun?
Deyince iki adamı da aç kurt gibi bakmaya başlayınca adama sıkıca yapıştım. Beni bir odaya götürdü. Sandalyeye oturmamı istedi. Oturdum ve adam konuşmaya başladı.
-Ben Demir. Sana zarar vermem merak etme Güneş Deniz. Şimdi bu kıyafetleri giy dışarı çıkacağız.
Adama gülümsedim ve verdiği kıyafetleri aldım. Adam çıktı. Ya diğer adamlar gelirse diye korkudan hemen giyindim. Masada duran makyaj malzemelerinden sürdüm. Saçımı da hemen taradım ve çıktım. Güzel gözüküyordum. Kapıyı açtığımda Demir beni süzdü. Benden gözünü alamadığında boğazımı temizledim. Bugün Cumartesiydi ve okulu kaçırmamıştım. Nasıl geçimini sağlıyor diye düşünüyorsunuzdur. Bir kafede çalışıyorum aynı zamanda. Kafeye okul çıkışları gidiyorum. Demir elimden tuttu ve dışarıya çıktık. Demir'in arabası çok güzeldi. Siyah ve üstü açık araba. Arabanın arka koltuğuna bindim. Demir bana "ne yapıyorsun" diye bakış attı. Bende ne diye kafamı salladım.
-Öne otur Güneş.
Indim ve öne oturdum. Bir kafenin önünde durduğumuzda asıl amacimizi anladım.
-Niye bana yardım ediyorsun?
Adam soruyu duyduğunda bana bakmadan:
-Çünkü buna ihtiyacın var küçük.
Sinirlendim.
-Birincisi benim kimsenin yardımına ihtiyacım yok. Ikincisi ben küçük değilim görünüşe göre seninle aynı yaştayız bay ukala.
Diyerek arabadan indim ve hizlica yürümeye başladım. Nereye gittiğim hakkında hiç bir fikrim yoktu. Demir arkamdan gelip kolumu tuttu. Tekrar onun kahverengi gözleri ile buluşmuştum.
-Nereye gittiğini zannediyorsun? Küçücük şeylere alınan kızları sevmem. Bir dahakinde bay ukala demenin cezasını görürsün.
Demir'i taklit ettim. Demir guldugunde ilk defa onun bu derece kahkasini görmüştüm. Kafeye doğru ilerledik. Masaya oturduk ve siparişlerimizi verdik. Etrafı incelediğimde duvarların renkli kaplandigini ve süs eşyaların çok hoş durduğunu gördüm. Gülümsedim. Demir yine beni izliyordu.
-Sen beni mi kesiyorsun?
Diye sirittim.
-Hayır küçük seni izlemiyorum aptal aptal sırıtışını izliyorum.
-Sırıtışımda benim
Adam tekrar kahkaha attı. Kafedeki herkes Demir'e bakıyordu. Ben de bakardım çünkü çok yakışıklıydı. Kafedekilere "Ne bakıyorsunuz" bakışı attigimda hepsi önüne döndü.
-Sen beni mi kıskanıyorsun?
Diyerek yine sırıttı.
-Hayır yanımdaki birine direk bakılırsa tabiki rahatsız oluyorum
İnanmamış olacak ki sırıtışı daha da genişledi.
-Okula gitmiyor musun sen? Diye bir soru yönelttim.
-Gidiyorum. Seni de oraya yazdıracağım
Benim bir okulum vardı buna izin veremezdim diyecektim ki okulda ki herkes bana gıcık kapıyordu. Çünkü okulda ki çoğu erkek benden hoşlanıyordu ama ben kimseye pas vermiyordum. Kızlar da bu yuzden bana kin besliyordu. Belki hayatımda bir şeyler değişirdi. Başımı salladim.
-Sevgilin var mı? Diye bir soru çıktı ağzımdan. Içimde pişmanlık duyuyordum. Çok salaktım.
-Sormadım say.
Dedim ve etrafı incelemeye tekrar devam ettim.
-Var.
Duyduğum ses ile Demir'e çevirdim yüzümü. Vardı. Umursamadım. Olmayacağını mı düşünüyordum.
-Kardeşin var mi?
-Var. Benden bir yaş büyük.
Benim hiç kimsem yoktu. Gözlerimden bir yaş süzüldü. Demir bunu görmeli ki ayağa kalktı.
Bir sey söylemeden yaşı sildi. Yemeklerimizi yedikten sonra kalktık.
Demir beni bir evin önüne getirdi.
-Burası senin evin. Sabah seni alırım. Evde her şey var.
Dedi. Gülümsedim ve teşekkür ettim. Anahtarı aldım. Ben eve girene kadar Demir beklemişti. Son kez baktığımda o kahverengi gözleri ile yine yeşil gözlerim buluşmuştu. Kapıdan içeri girdim. Etrafı inceleyip yatak odamı buldum. Üstüme rahat bir şeyler giyip yatağa yattım ve uyudum.
Bakalım beni neler bekliyordu?
Neler yaşayacaktım?SON
Merhaba arkadaşlar. Yeni bir hikaye ile karşınızdayım. Hikayeyi nasıl bulduğunuzu lütfen söyleyin ve vote yapın. Yeni bölüm en kisa zamanda gelir. Ilk bölümü kisa yaptım bilerek diğerleri uzun olur.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
*Sessiz Çığlık*
RandomDağınıktı. Etraf gözükmüyordu. Elleri bağlıydı sadece nefesini hissediyordu. Korkuyordu Çok korkuyordu. Kim onu kurtaracaktı? Babası zaten umursamıyordu. Annesinin varlığı ile yokluğu birdi. Arkadaşı sevgilisi yoktu. Kendini o an bıraktı hic bir şe...