" sence değil miyim? " diyip oturduğum yerden kalkmıştım Mark şaşkın şaşkın bakıyordu arabama doğru yol aldım .
Eve giderken son ses müzik açmıştım kendimce kopuyordum Mark acaba nefret edilcek kadar kötü birimiydi Daejungla aralarında ne geçti çok merak ediyorum ama kararlıyım kesin öğrenecektim .
Sonunda eve gelmiştim eve girip kendimi koltuğa attım aklımda hâla daejungun ve kyungminin dedikleri vardı ya dedikleri gibi Mark'tan hoşlanırsam ya görevimi yapamaz işten kovulursam babamın suratına nasıl bakarım Allahım Yalvarırım sen bana yardımcı ol .2 GÜN SONRA :
Markla konuştuğumuzdan beri 2 gün geçmişti daejungdan hiç haber yoktu bende bunu fırsat bilip 2 gün evimden dışarı çıkmamıştım .
Masanın üzerindeki telefonumu hızlıca elime alıp ekranına baktım kyungmi bana mesaj atmıştı
" Tuana evde canım sıkılıyo bana gelsene cips felan yeriz gelirken cips al öptüm " sonunda dışarı çıkmak için güzel sebep bulmuştum odama çıkıp giyinmeye başladım üstüme kot gömleğimi onun üstünede Siyah kazağımı altıma ise buz mavisi pantolonumu giydim saçlarımı dağınık topuz yapıp evden dışarı çıktım.
Arabamdaki müzik cdlerinden birini takıp dinlemeye başlandım nedense slow dinlemek istemiştim hava kötü olunca sürekli slow şarkılar dinlerdim önümde kocaman trafik oluşmuştu ah cidden korenin trafiğide en az İstanbul kadar yoğun
Kafamı yana çevirdiğimde gerçekten çok şaşırmıştım Kaldırımda dengesizce yürüyen Mark ama ağzı burnu dağılmış bir şekilde paniklenip hemen yanına koştum Mark yüzüme sırıtarak bakıyordu bu çocuk neden sırıtıyordu sırıtmaya devam ederken konuşmaya başladı
" ah cidden bu kız şimdide hayallerimemi girmeye başladı " ağzı içki kokuyordu sanırım sarhoştu
Hemen kolunu omzuma attım çünkü ayakta zor duruyordu bende konuşmaya başladım
" saçmalama Mark hayal felan değilim kim seni bu kadar kötü dövdü "
İşaret parmağını sallayıp
" tıtı unutma ben Mark Tuan'ım tamam dayak yedim ama oda benden daha çok kötü "
" araban yokmu"
" of bugün yugyeoma verdim "
" tamam o zaman benim arabamla bana gidiyoruz yaralarına pansuman yapıyorum anlaştıkmı"
Kafasını onaylar anlamda salladı arabama yavaş adımlarımla götürdüm arkaya yatırdım bende sürücü koltuğuna oturdum Kyungmiye haber vermeliydim telefonuma kulaklığımı takıp Kyungmiyi aradım neyseki çabucak açtı
" alo kızım nerdesin ya "
" ben sonra anlatırım sana ben gelemiycem tamamı bay"
Arkama baktığımda Mark tuhaf tuhaf bana bakıyordu bende garipce gülümseyip konuşmaya karar verdim
" gerçekten mor sana hiç yakışmıyo"
Mark sinirli bir şekilde yattığı yerden otururur pozisyona geldi
" hey bana her renk yakışır" diyip aynadan kendine bakıp konuşmaya devam etti
" hemde bu renk beni açmış "
Marka tek kaşımı kaldırıp baktığımda gülüp
" tamam ya ama adam çok kaslı ve uzun boyluydu ama en sonunda kazanmayı başardım "
" peki neden içtin"
" sebeplerim var herkezin bana acıması için bir sürü sebep ben eğer kardeşimi " belki bu bir sır olabilirdi
" ee devam et " Marktan ses çıkmıyordu arkama baktığımda gözünde bir damla yaş akarken uyuya kalmış gerçekten daejung kadar Mark Tuan'ın sırrını merak ediyordum umarım büyük bir sırrını çabucak öğrenirimde bu oyun başlamadan biter .
Sonunda eve gelebilmiştik arkada uyuyan Mark'ı taşımaya çalışıyordum en sonunda yarı ayılıp ağırlığını üzerime fazla vermemeye başlamıştı eve girip Mark'ı odama götürdüm
Yatağıma oturtup banyodaki eczane dolabından tentürtiyot ağrı kesici krem pamuk ve yara bandı alıp Mark'ın yanına gittiğimde refleksen gözlerimi kapattım çünkü Mark karşımda yarı çıplak oturuyordu
" ya sen napıyosun giyinsene "
" ya ama hava çok sıcak hem utanma niye utanıyosun hiç denizde böyle erkekler görmedinmi yoksa benden etkilenmektenmi korkuyosun"
Evet doğru söylüyodu denizdede yarı çıplak adamlar var gözlerimi açıp konuşmaya başladım
" 1 hava sıcak felan değil yağmurlu lan hava
2 evet gördüm refleksen şey ettiydim
3 haha senden mi etkilenicem gerçekten komiksin " diyip yanına gittim yüzüne yaklaşıp elimdeki pamuğa tentürtiyot sürüp markın patlamış kaşının üzerine sürdüm Marksa benim yüzüme pür dikkat bakıyordu yüzünde hiç canın yandığını belli eden bi his yoktu elmacık kemiğine baktığımda morarmıştı kesin çok ağrıyordu orayada ağrı kesici krem sürdüm
" teşekkür ederim tuana ben artık gidiyim" deyip yanındaki tişörtünü üzerine geçirdi olmaz bu saatte alkollü bir şekilde gönderemezdim ayağa kalkıp bir adım atcakken billeğinden tuttum sarhoş olduğu için dengesini kaybedip üstüme düştü kafamız çarpmıştı canım acımamıştı o benim üstümdeydi ben ise onun altındaydım yüzlerimiz birbirine çok yakındı allahtan dudaklarımız değmiyordu uzun bakıştıktan sonra dayanamıyıp konuşmaya başladım
" şeyy ben özür dilerim gitme diyecektim " üzerimde kalkıp gülümseyip
" demek gitmemi istemiyosun" of yinemi egolu çocuk geri döndü
" hayır be hava çok yağışlı nereye gitcen bu havada "
" tamam çok ısrar ettin " diyip yatağımın içine girdi
" ya normalde ben sarhoşken hemen sızardım senin dırdırın yüzünden doğru düzgün sızamadım"
" ya sana yardım edende suç "
" tamam tamam şaka yaptım zaten çok içmemiştim" odadan çıkıp koltuğa oturup televizyon izlemeye başladım .
**********************
Yukarıdan gelen hapşuruk sesiyle Mark'ın yanına gittim Mark üst üste hapşuruyodu ve çokta terliydi hemen dolabımdan siyah büyük uzun kollu tişörtümü elime aldım bazen rahat etmek için erkek reyonundanda alışveriş ederdim hızla Mark' ın yanına gidip terden ıslanmış olan tişörtünü çıkarıp kendi tişörtümü giydirdim oysa hala uyuyordu ama çok bitkin görünüyodu grip olacaktı herhalde mutfağa inip buzdolabımdan hazır mercimek çorbasını çıkardım yosun çorbası felan gribini engelleyemezdi ama bu çorba ilaç gibi annem her yıl türkiyedeki ürünleri bana gönderir bu çorbayıda göndermiş paketin arkasından nasıl yapılacağına bakıp hazırlamaya başladım .
Sonunda hazırdı tenceredeki çorbayı yuvarlak kaseye koyup onuda tepsiye koyup birde yanına su koyup odama çıktım Marka baktığımda gözleri yarı açıktı tam açamıyordu
Yanına gidip oturur pozisyona getirdim
" bu çorbada ne "
" hasta çorbası annem hastayken hep bana bunu yapardı adı mercimek çorbası sen kesin hiç yemedin çünkü burda satılmıyo "
" kokusu güzel ama yemek istemiyorum"
" neden ya bak gripde olmassın bunu yersen dene bir kere lütfen beğenmezsen yedittirmem " kafasını onaylar şekilde salladı yatağa oturdum elimdeki tepsiyi kucağıma koyup kasedeki çorbadan bir kaşık alıp üflemeye başladım çünkü çok sıcaktı biraz üfledikten sonra markın ağzına verdim çok beğendi hepsini yemişti daha sonra tekrar yattırdım ayağa kalkıp gidecekken mark engelledi
" senden bişey isteye bilir miyim"
" evet iste"
" çok üşüyorum yanımda yatsana " ne yapmlıydım yatmalımıydım bana yalvarır şekilde bakıyordu bu bakışa dayanamadım yanına yattım hem o uyunca giderdim arkasını dönüp yatcak sanarken kollarıyla beni sardı ve uykulu bir şekilde konuşmaya başladı
" bu sıcaklığa ihtiyacım vardı".
ŞİMDİ OKUDUĞUN
ÇEKİĞİN TÜRK AJANI•• Mark Tuan
FanfictionGücünü öfkesinden alan bir boksörün etrafında dönen çeşitli oyun. Hedef kalbini acıtıcak sırrını bulmak. Çünkü hiçkimse sırlarıyla güçlü değildir. Masum fakat güçlü bir ajanın zorunlu olarak oyunun içerisine katılması. OYUNUN SONUCU Öl ya da Mutlu o...