ney'in feryadı

68 2 0
                                    

Kamışlıktan kâmilliğe geçişin sembolü, tasavvufi bir hakikat, Bâtıni bir ilim, zahiri bir âlem! Ney değil ayrılıktan serzeniş, neyden çıkan sestir ol hikâyet esasında! Kişinin kâmilliği söz konudur aslında hem de üstat mertebesinde bir kâmillik!
“Sen çıkınca aradan, kalır seni yaradan” der ehli tasavvuf! Allah’tan geldik Allah’a döneceğiz. Hay’dan gelen Hu’ya gider! Ney’de İnsan’da hikâye aslında, sen gibi, ben gibi… Asıl libasını arayan ruh, inler Ney gibi, Mecnun gibi, Hallaç gibi… Çıkınca aradan Ney, çıkınca aradan Mecnun, çıkınca aradan Hallaç işte kalır insanı yaratan!

“Neyin oluşmasıyla ilgili hoş bir efsane vardır. Rivayete göre Miraç Gecesi’nde Yüce Allah habibi, sevgili Peygamberi Muhammed Mustafa (s.a.v) Hazretlerine bir hayli sır veya doksan bin kelime söylemiş. Hz. Peygamber de bunların otuz binini halka ayan, otuz binini seçkinlere beyan, otuz binini de saklı tutmuştur. Bu arada Allah’ın aslanı Hz. Ali’ye de hayli sır ifşa buyurmuş ve bu sırları kimseye zinhar faş etmemesini tavsiye ve emir buyurmuştur. Fakat Hz. Ali bu sırra tahammül edemeyerek nihayet içi boş bir kuyuya varıp sırrını ona söylemek mecburiyetinde kalır.

Bir müddet sonra bu tesirle kuyu su ile dolmaya başlar, taşar ve yanında bir ney (kamış) biter. Bunu bir çoban keserek kaval yapar ve çalmaya başlar. Kavalı duyan Hz. Peygamber “Ya Ali niçin sırları ifşa ettin?” diye sorar. Hz. Ali’de “Ya Resulullah halktan hiç kimseye ağzımı açmadım.” cevabını verir. Resulullah: “Ya bu sır nedir, o sır değil midir?” buyurur. Hz. Ali dinler, görür ki o sırdır. Hemen özür dileyip “Ya Resulullah daha fazla tahammül edemediğim için kırda boş bir kuyuda söylemiştim.” der. Bunun üzerine Allah Resulü “İşte bu ney bu sırları kıyamete kadar söyler.” buyururlar.”

İnsanın acizliği bu yüzdendir, çaresizliği, mahkûmluğu yaşadığı dünyaya ve bir o kadar da bağlılığı… Hiç ölmeyecekmiş gibi yaşamışlığı… Bir korkudur bu, asıl memleketten atılmışlığın vermiş olduğu… Bir salgıdır bu et ve kemiğin kimyasını bozduğu… Ezelden ebede değin sürecek olan bir anlayıştır bu… İşte insanın hikâyesi, işte neyin hikâyesi…
Alır götürürler ney olacak kamışı… Önce içini boşaltırlar kızgın bir şiş ile. Sonra iyice oyarlar keskin bir bıçak ile… Sonra yakarlar içini iyice… Delikler açarlar üstünden… Bomboştur artık, bir delikli borudur… Acının bin bir çeşidini yaşar bu esnada… İşkenceden işkence bir sıkıntı yaşar bu yolculukta… Nerde kamışlıkta geçirdiği günler?

Yayımlanan bölümlerin sonuna geldiniz.

⏰ Son güncelleme: Nov 02, 2015 ⏰

Yeni bölümlerden haberdar olmak için bu hikayeyi Kütüphanenize ekleyin!

NEYHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin